-16.bölüm-

23 5 2
                                    

Yavaş yavaş gözlerimi açtım. Ama zifiri karanlık da olduğum için hiç bir şey göremiyordun. Etrafıma baktım. Hareket etmeye çalıştım ama nafile. Hem bağlıydım hem de şuan neyin içerindeysem tek kişilik di. Biraz daha çırpınmam ile olduğum yerin kapısına vurulması bir oldu.

-YERİN DE DUR ŞEYTAN.

+yapma ya aksi takdirde ne yaparsın.

Bu sözüm ile ölüm sessizliği devam etti derken başımdan aşağı buzlu su dökülmüştü. Ufak bir inilti çıkmıştı ağzımdan.

+sen ciddi misin acaba?

Adamın kıkırdama sesi geliyordu sinirlendim biraz daha çırpındım ama dediğim gibi hiç bir şey olmadı. Ardından kapı açıldı bir anda gelen ışık gözlerimi almıştı. Ben gözlerimi ışığa alıştırmaya çalışırken burnuma tuttukları bez ile tekrar bilincim kapandı...

Yaklaşık 1 saat sonra :

Tekrar kendime geldiğim de oda aydınlıktı. Etrafa baktığımda bir sürü iğne vb şeyler gördüm.

-merhaba şeytan.

+sen kimsin ve neredeyim?

-sanırım farkında değilsin kendimi tanıtayım. Ben...

+bak az önce sormadım say ama ya beni bırakırsın. Yada acaba beni bu gün mü öldürecek diye yaşarsın... Kim bilir belki yaşamazsın.

Bu sözlerim karşısında kıkırdaması daha da sinirimi bozmuştu. Ben çırpınmaya devam ederken eline büyük bir bıçak aldı ve bacağıma dayadı.

-bak seni küçük iblis ya susup burda sakin bir şekilde durursun. Yada sürekli kan alma bahanesi ile seni biçerim.

+yapma ya

Bıçağı daha sert tutmaya başlamıştı. Sadece öylece durdum yapıcaksa yapsın umrumda değildi. Canım da acımıyordu şahsen. Bana bakıp odadan çıktı ve ben de tekrar kurtulmak için kıvranmaya başladım. Hasiktir hadi ama. Hiç bir şekilde kurtulamıyordum. Bu kadar güçsüz olamazdım. Sol elim ile bir şeyleri yakmayı denedim ama demir di ve yanmaktan çok ısınıp bana zarar veriyordu. Bununda işe yaramıycağını anladım ve uslu bir köpek gibi durmaya başladım.

-aferin dediklerim anlaşılmış

Benden cevap bekledi ama tek yaptığım göz devirmek oldu.

-aç mısınız küçük şeytan?

Cevap vermememin üzerine biraz sinirlendi sanırım. Şahsen bu hoşuma giderdi.

-sanırım dediklerim biraz fazla ciddi ye alınmış olucak ki cevap verilmiyor.

Yüzümü çevirdim. Oda cevap beklemedi zaten. Elinde bir çanta ile tekrar yanıma geldi.

-merak ediyor olmalısın bu çantanın içinde ne var diye.

+şahsi olarak yaptığın ve yapıcağın şeyler çokta umrumda değil.

-bir kaç taşın senin üzerinde etkisi olup olmadığına bakacağım..

Bu sözlerinin ardından gülmeye başlamıştım. Bu bu saçmalıktı. Ben gülerken o çoktan taşları çıkartmış ya üstüme koyuyor yada tepkimde bir değişiklik olup olmadığını bakıyordu. Olayın saçmalığını her aklıma getirdiğim de gülmeye başlıyordum. Sanırım bu onu biraz sinirlendirmiş olucakki en son taşı yere attı ve çantayı alıp odadan çıktı.. Kıyamam. Arkasından gelen kişiler bana bir iğne vurup gittiler. Etrafa bakarken kaçıcak yer aradım ama yoktu hay sikeyim. Tekrar içeri girdi bu sefer o gülüyordu ama bu gülüşü hiç hoşuma gitmiyordu. Beni odaya soktular ve kapıyı kapattılar odanın 3 tarafı duvar 1 tarafı ise camdı. Sanırım kırılmaz cam olacakki hepsi ellerinde defter cama yapışmıştı. Ama burdan kurtulursam onları bu cam dahi kurtaramaz. Odaya bir adam girdi adamın girmedi ile başım hafiften ağrımaya başladı ve kulaklarım çınladı. Adam bana yaklaştıkça bunlar artı artı artı. En son dayanılmaz bir hale geldi ve çığlık atmaya başladım. Camın arkasındakiler geriye kaçmaya başladı. O adam ile gülerek elindeki şey ile bana yaklaştı. Elinde ne vardı bilmiyorum ama bana mükemmel bir ağrı veriyordu adam elindeki şeyi tam karnımın üstüne koydu ve sanki birisi kafama çekiç ile sert bir şekilde vuruyormuş gibi hissediyordum. Taşı bıraktığı yerse sanki üstüne asit dökülmüş gibi hissetiriyordu. En sonunda çabalarım sonuç vermişti bir tane kanat'ım sonunda zinciri kırmayı başarmıştı. Zinciri kırdığım da odadaki adan kaçmaya çalıştı ama bu kadar kolay olamayacağını ikimiz de biliyorduk. İlk yapmam gerek şeyi yaptım. Taşı sol elime alıp parçalamak bir oldu. Bazen sizi güçsüz kılan bir şey sonradan daha güçlü yapabiliyordu. Adam kapıyı açamayacağını anlayıp pes etti ve korkan gözlerle bana baktı. Ama ben ona bir şey yapmadım çünkü tek bir kişi öldürmek beni tatmin etmiycekti. Kapıyı açtığım gibi adam kaçmaya başladı. Yazık kaçabileceğini düşünüyor. Sol elim ile en çok yanmaya müsait olan eşyaları yapmaya başladım. Hatta hiç düşünmediğim şekilde yangın çok büyük çıkmıştı. Fakat şuan bir sıkıntı vardı. Evet şeytandım ama benim de oksijene ihtiyacım vardı. Fakat şuan o istek biras imkansız gibiydi. Yere eğildim ve yürümeye başladım. Ateç derime zarar veriyordu fakat kanatlarıma vermiyordu. En sonunda bulduğum bir camdan kafamı çıkarttım ve ciğerlerimin oksijen ile dolmasına izin verdim. Burdan artık çıkmam gerekiyor du çünkü hem yangın aşırı büyümüştü hem de ben ateşe dayanıklı değildim. Ayağımı yavaşça pencereden dışarı çıkarttım ardından da diğerini. Şuan hiç uçmaya hazır değildim sanırım verilen o bayıltıcılar yüzündrn olsa gerek kanatlarım uyumuştu ve bu şekilde uçamazdım. Tam derin bir nefes aldım ve uçucaktım ki birinin boynuma bıçak dayaması ile buz kestim.

-o kadar kolay mı sence küçük şeytan?

Değil miydi. Hayır gayet kolaydı.

+seni zavallı insan beni öldürerek günün kahramanı olucaksın sen?

-belki günün kahramanı olmiycam ama karımın katilini öldürücem

+ah bu aşk insana neler yaptırır aslında aşk beynimizin bize oynadığı bir oyundur. aşk diye bir şey yoktur. Ama gene sen bilirsin.

Adamın cevap vermesini beklemeden aşağı eğilerek düşmesini sağlamıştım

+asla senden uzun birine arkadan yanaşma.

İşin kötü tarafı ise ben de dengemi kaybetmiştim. Denge durmayıp bende aşağı düştüm. Kanatlarım yarı uyuşmuş olduğu için çırpınıyordu ama zarardan başka bir şey değil di yere çakılıp ölecektim. Ben bunları düşünürken birisinin sırtımdan tutup beni tekrar yukarı kaldırması bir oldu.

-dikkatli ol kızım şeytansın diye ölümsüz değilsin. Yani ölümsüzsün ama bu şekilde değil.

Lilith! Ben ona şaşkın dolu göxlerle bakarken kafasını eğip bana gülümsedi. Biz konuşurken çoktan ormana gelmiştik. Lilith sakin bir şekilde beni yere bıraktı ve gitti. Her yerim ağrıyordu ve kanatlarımı uzun bir süre kullamıycağımı hissediyordum. Mağaraya çıktım ve uyuma pozisyonumu aldım burdan bile yanan yerin dumanı gözüküyordu. Aslında garip bir histi. O şey benim suçumdu. Yapmadan da ordan kaçabilirdim. Ama ben yapmayı seçtim. Bir sürü insanı öldürdüm. Suçsuz olmalarına rağmen. Ve işin traji komik tarafı ise. Pişman olmamam. Sanırım saf kötülük yavaş yavaş vicüdumu ele geçiyordu...


Evvvveeeetttt umarım beğenmişsinizdir beğendiyseniz oylarsanız sevinirim ve berre cim yeni bölüm nerdeee???  Kendinize iyi bakın görüşmek üzere :)

Ops, Devil? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin