Bir haftalık molanın ardından Los Angeles' a geri dönmek beklediğim kadar iyi hissettirmedi. Boğazıma sarılan hayalet beni hala rahat bırakmasa da River' ın bana iyi geldiği bir gerçekti. Onun yanındayken en azından keyifli vakit geçirebiliyor ve düşünmek zorunda kalmıyordum.
Ajansın kafeteryasında karşılıklı oturmuş bir şekilde kahvelerimizi yudumlarken ona dün akşam gerçekleşmiş olayı anlatmıştım. Aria beni aramış ve yarın sabah ajansın büyük yöneticileriyle beraber bir toplantı yapmamız gerektiğinden bahsetmişti. Toplantıda ben de olacaktım. Hatta bu toplantı benim için gerçekleşecekti. Israrla neler olduğunu sorsam da bir cevap alamadığımdan dün akşamdan beri midem merakla yanıyordu.
"Düşündüğün kadar önemli bir şey değildir." dedi River o rahatlatıcı sesiyle. "Muhtemelen bir röportaj yapmanı isteyeceklerdir."
"Öyle mi diyorsun?" Başını salladığında gülümsedim. "Umarım o kişi Rihanna' dır. Düşünsene, herkesin beklediği o albüm hakkında konuşur."
"Belki. Ama iyi bir şey olduğu kesin."
İyi olmasını umuyordum.
Orada oturmaya devam ederken yanıma gelen asistan gençlerden birisi toplantının on dakikaya başlayacağını söyledi. Hemen toparlanarak ajansın büyük toplantı odasına gitmiştim. On dakikayı biraz geçen bir sürede herkes masanın çevresindeki yerini aldı. İstemsizce gergin hissediyordum.
Ajansın en tepedeki ismi Bay Noe' nin bakışlarını üzerimde hissedince parmaklarımda döndürdüğüm kalemi masaya bıraktım.
"Geçen günlerde Zayn Malik' le ilgili yaptığın haberin detaylarını Bayan Johnson anlattı."
Aria sinsice gülümseyip bana gururlu bir bakış attığında Bay Noe devam etmişti.
"Eh, olanlardan dolayı böylesine popüler olan oyuncunun imajını ajansı temizlemek istiyor. İki gün önce bizimle iletişime geçtiler."
"Bunun bizimle ne ilgisi var?" diye sordum merakla. Biz sadece haber yapardık, imaj temizliği değil.
"Aslında daha çok seninle ilgili." dedi Bayan Steve.
"Ajans, oyuncunun sempatikliğini kanıtlamak adına bir girişimde bulundu. Oyuncunun bir haftalık hayatını kayıt altına alacaklar."
"Belgesel röportaj gibi mi?"
"Öyle de düşünülebilir." dedi Noe.
"Benimle ne ilgisi olduğunu hala anlamıyorum."
"Biz de anlamıyoruz. Zayn Malik çekimleri senin yapman karşılığı ile bu teklifi kabul etmiş."
"Ne?" dedim hayretle.
Aria gülmüştü. "Muhteşem değil mi hayatım?Bir hafta onunla takılacaksın. Herkesin hayal ettiği bir şey bu."
"Kesinlikle reddediyorum." dedim hızlıca. Ondan uzaklaşmaya çalıştıkça tüm bunların olması saçmalıktı.
Verdiğim cevap herkesi şaşkınlığa uğrattığı için odada gereğinden uzun, rahatsız edici bir sessizlik oluştu. Muhtemelen bu teklif karşısında sevinçten uçacağımı düşünmüşlerdi.
"Ani karar vermeyin Bayan Myers. Size iyi bir ödeme yapılacak."
"Para umurumda değil. O şımarık adamla tek bir saniye bile geçirmem."
"Bayan Myers," dedi Bay Noe hoşnutsuz bir şekilde. "Sizden ajansımızın prestijini de düşünmenizi istiyorum. Zayn Malik kariyerinin zirvesinde olan bir oyuncu ve genç kızların gözdesi. Anlayamadığım bir şekilde sadece sizi kabul ediyor. Bu çekimi yapın. Bir hafta uzun bir süre değil. Nasıl geçtiğini anlamayacaksınız bile."
Onlar da durumumu anlayamaz ve ben de anlamalarını bekleyemezdim. Burada herkes kendi çıkarını düşünüyordu.
Yanımda oturan Aria elimi tuttu. "Bunu iyice düşün Eva. Üstelik sen de adını duyuracaksın. Bu çok büyük bir iş."
"İzninizle çıkabilir miyim?" dedim zorlanarak. Kendimi iyi hissetmiyordum.
"Çıkabilirsin ama lütfen bunu bir düşün. Verdiğin cevabı henüz bir cevap olarak kabul etmiyorum. Doğru olanı seçeceğinden eminim."
Noe' nin son sözlerini de dinledikten sonra toplantı odasını terk edip binanın terasına çıktım. Oradaki bir sandalyeye oturup bulutlu gökyüzüne öylece bakarken titrek bir nefes verdim. Ruhum sıkışıyordu. Neden bunu bana yapıyor? Neden?
Daha güçlü hissedince oturduğum yerden kalkarak arka cebimden telefonumu çıkardım ve geçen günlerde beni arayan numarasını arama kaydından bulup onu aradım. Gösterişli yüksek binalara bakarak telefonu açmasını bekliyordum.
"Beni arayacağından emindim. Şanslısın, sette ara vermiştik." diyerek beni daha da öfkelendirdiğinde dişlerimi birbirine bastırarak boştaki elimi yumruk yaptım.
"Benden ne istiyorsun?"
"Acaba ne istiyorum?"
Kendini beğenmiş sesi insanı çıldırtırdı.
"Bir haftalık çekimlerden bahsediyorum. Neden bunu yapıyorsun?"
"Eski arkadaşımla bir hafta geçirmek istedim. Bunda ne var?"
"Biz arkadaş değildik Zayn."
"Aramızdaki şeye ne diyorsan."
"Neyse, önemi yok. Kabul etmedim."
Güldü. "Neden bu kadar korkuyorsun ki?"
Ben de güldüm. "Korkmak mı? O kadar midemi bulandırıyorsun ki, sana bir dakika bile katlanamam."
"Yapma Eva, gerçekten korktuğunu çok belli ediyorsun. Endişelenme, profesyonel olacağız."
"Hiç sanmıyorum."
Yine güldü. "Üstelik sana hayatımı göstermek istiyordum. Ne kadar mutlu olduğumu görmelisin."
"Magazin haberlerinden mutluluğunu görüyorum zaten."
"Çoğu sahte." dedi alayla. "Gerçeği bilmiyorsun."
"Merak etmiyorum Zayn. Ve şimdi de kapatıyorum. Pisliğini temizlemek için başka birisini bul."
Kapatacakken "Eva." dedi hızlıca. Sesindeki alay kaybolmuştu. Bu yüzden kapatamadım.
"Ne var?"
Bir müddet sessiz kalınca sabırsızlıkla konuşmasını bekledim.
"Gel."
"Neden?"
Sesimin güçlü çıkmasını istemiştim. Ama onun kadar ben de bu sahteliği kaybettiğimde oldukça zayıf göründüm. Şimdi bir yandan da kendime öfkeliydim.
"Gelirsen bir daha seninle uğraşmam."
"Gelmezsem uğraşmaya devam edeceksin yani? Tiyatro meselesinde yaptığın boklar gibi, değil mi?"
"Tehdit etmek istemiyorum ama her şeyini kaybetmen için elimden geleni yaparım. Buna sevgilin de dahil."
"Senden nefret ediyorum." diye tısladım. "Orospu çocuğu, götün tekisin!"
"Bana bunu yaptırma. Gel ve bir hafta sonra her şey bitsin."
Telefonu yüzüne kapattığımda öfke kaynaklı gözyaşlarım yanaklarımı hızlıca ıslattı. Bunu yapabileceğini biliyordum. Çok güçlüydü ve benden her şeyimi alarak piyasadan kaybolmamı sağlayabilirdi. Üstelik bulunduğum konuma gelebilmek için bunca yıldır uğraş vermişken... Sanırım başka yol yoktu, bu sefer o kazanmıştı.
#zeva
ŞİMDİ OKUDUĞUN
persona • zm
FanfictionSev beni. Çünkü aşk yok ve ben elimden gelen her şeyi denedim. -Jonathan Safran Foer 25920