"Çok sıkıcısın."
Kollarım birbirine bağlı bir şekilde kendi tarafımdaki camdan dışarısını izliyordum. Evinden çıktığımız andan beri sessizdim. Böyle kalmaya devam etmekte de kararlıydım.
"Eskiden daha eğlenceliydin Eva."
Siktir git.
"Konuşmayacak mısın?" diye sordu eğlenir bir sesle.
Yüzümü ona çevirip "Ne konuşmamı istiyorsun?" dediğimde yoldaki gözleri kısa bir anlığına üzerimde dolaştı.
"Sadece kamera açıkken mi samimi olacağız?"
"O sahteliğe samimiyet mi diyorsun?"
"Haklısın. Yine de iyi rol yapıyoruz."
Gökyüzündeki kızıl renkler son dakikalarını orada geçiriyordu. Yakında hava kararacaktı ve biz ise hala sete ulaşmamıştık. Daha önce bulunmadığım bir orman yolunda ilerlerken nereye gittiğimizi biliyormuş gibi bir hali vardı.
Bacaklarımın üzerinde olan kamerayı açıp yanından geçtiğimiz ağaçları ve yeşilin en güzel tonlarına sahip diğer bitkileri çektim. O sırada Zayn bir şarkı açmıştı. Daha önce dinlediği bir parçaymış gibi şarkı kaldığı yerden devam ettiğinde kamerayı ona çevirdim.
"Bunu mu dinliyordun?"
"Evet, sevdiğim bir şarkı."
"Hadi, söyle bana." dedim gülümseyerek. Sesinin de güzel olduğunu biliyorum."
O da gülümsedi. "Kalbin dayanamayabilir."
"Ne olacaksa kabul ediyorum."
Kameraya bakıp sırıttı ve ardından sözler dudaklarından döküldü.
"İlginç bir çocuk ve nereden geldiğini merak ediyorlar.
Diyor ki "Ben, ben dünyanın en güzel yerlerini gördüm.
Hala yürüyen bir makineymişim gibi hissediyorum."Tebessümünü yüzünden hiç silmeden sözleri söylerken eğleniyor gibi görünüyordu. Kameraya bakması gerekirdi ama gözlerini her yoldan çevirişinde yalnızca yüzüme bakmıştı. Ben de gülümsüyordum. Ama gülücüklerim gerçek miydi yoksa sahte miydi bu konuda hiç emin değilim.
"Çocuğun kafası karışık ama o hala,
Onlar etrafında toplanırken,
Birçoğu, hepsi şarkı söylüyor,
Hayatın zevkleri hakkında.
Ve o ağlıyor, "Neden biraz duygu ya da biraz anlamla birlikte şarkı söyleyemiyorum?
Her zaman körmüşüm gibi hissettiriyor.
Neden-"Telefonumun melodisi her şeyi bozduğunda bir küfür mırıldanarak kaydı durdurdum. Onun da yüzü tekrar bir taşa dönüşmüş ve hoşnutsuz bir tavırla müziği kapatmıştı. Cebimden çıkardığım telefonun ekranına baktığımda River' ın adını gördüm. Hemen aramasını cevaplamıştım.
"N'aber?"
"Seni düşünüyordum." dedi keyifli bir sesle. "Ne yapıyorsun?"
"Şu an sete gidiyoruz. Gece çekimi olacakmış."
"Görüşemeyeceğiz yani?"
"Evet, muhtemelen eve çok geç döneceğim. Ama yarın akşam bana gel, tamam mı? Birlikte senin sevdiğin o ilginç pastadan yaparız."
Gülümseyerek önüme düşen saçı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Son birkaç gündür birbirimizle hiç ilgilenemiyorduk. Onunla takılmayı özlemiştim.
"Peki, pasta için birkaç saat daha katlanabilirim."
Güldüm. "Pasta mı? Pastayı benden daha çok mu istiyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
persona • zm
FanfictionSev beni. Çünkü aşk yok ve ben elimden gelen her şeyi denedim. -Jonathan Safran Foer 25920