-19-

3.7K 357 42
                                    


K I V A N Ç 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

K I V A N Ç 

Saat 04.25'i gösterirken nöbetimin son saatlerindeydim. Nöbetin bitmesine az kalmıştı. Acilde vakaların acil olmasını beklersiniz ancak bu tam olarak öyle gerçekleşmiyordu. Kimisi cidden acil bir durum için gelse de kimilerinin durumu o kadar da acil durum olmuyordu.

Dünyalar tatlısı tonton yanaklı 60 yaşındaki Selma teyze gün boyunca kendini iyi hissetmediği için yataktan kalkmayıp ağzına bir lokma bile koymamış. Kendini biraz olsun iyi hissedince duş almak için girdiği banyoda bayılmış ve kafasını çarptığı şüphesiyle ambulansla bize gelmişti. Eşi Mustafa amca da sesini duyup anında duştan çıkarsa da hızla bize geldiğinde gereken müdahaleleri yapmıştık.

Arada Selma teyzenin yanına gidip durumunu kontrol ediyordum. Yanında durmasına pek izin vermesek de Mustafa amca yanında beklemek için uzun bir süre dil dökmüş ve savaşın kazanını o olmuştu. Mustafa amcanın eşinin yanında olduğu süre boyunca iki kez kontrole gitmiştim. Selma teyzenin Mustafa amca ile konuşmalarına da kulak misafiri olmaktan kaçınamıyordum haliyle. Yanlarına kontrol için yaklaştığımda Mustafa amca benim geldiğimi işaret edip Selma teyzeyi dürtmüştü. Bu sefer bir konuşmaya kulak misafiri değil o konuşmanın öznesinin ben olduğumun farkına varmam çok uzun sürmemişti.

''Mustafa söylesene, Nida ile çok yakışmazlar mı? Boyu boyuna maşallah.''
Göz ucumla baktığımda Mustafa amca beni baştan ayağa süzüyordu. Dosyaya saatlik takip notlarını düştükten sonra kalemimi cebime sıkıştırırken bana söz hakkı doğduğu için biraz oyalanmayı tercih ettim.

''Selma teyze bu işleri düşünüp dile getirebildiğine göre bakıyorum da bayıldığın sürede kafanı bir yere çarpmamışsın. Gayet iyi konuşup düşünüyorsun. Güzel seni birkaç saate taburcu ederiz böylece.''

Mustafa amca söylediklerime gülüp Selma teyzeye döndüğünde bende ondan gelecek cevabı merak ediyordum.

''Şu sıralar tek eğlencem bu evladım. Torunumu da ikna edemiyorum zaten. Yaşlı birisi böyle zamanlarda ancak böyle eğlenebilir.'' Biraz boynunu büktükten sonra konuşmaya devam etti. ''Hem sizin hastane dışında bir yer gördüğünüz mü var? Nida, torunum, hemşiredir. Kendisini bayramda ya da yaz tatillerinde bile göremiyoruz. Nöbetten nöbete gidiyor. Bekârsınız diye genelde size nöbet veriyorlar. Haksız mıyım?''

Selma teyzeyi onaylarken gülümsemeden de edemedim. ''Haklısın Selma teyze bekâr olanlara nöbet daha çok verilir. Ancak nöbetten nöbete gitmem benim yeni birisiyle tanışmama engel değil. Tanışıyorum da. Hatta bu hastanedeyken bile gerçekleşiyor. Hayallerini kırmak istemem ama benim hali hazırda sevdiğim birisi var. Torunun için bir şey diyemem ama o da onu seven, ona değer veren ve kıymetini bilen birisi ile karşılaşır umarım.''

Mustafa amca oturuş pozisyonunu düzeltip bacağını diğer bacağının üstüne attı. İki elini de üstteki dizinde kenetledi. ''Peki ya sen biliyor musun o kızın kıymetini?''

Aşkın LisanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin