-18-

3.7K 340 15
                                    


Sabah iş yerine geldiğimde herkes şok olmuş bir ifadeyle bakıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sabah iş yerine geldiğimde herkes şok olmuş bir ifadeyle bakıyordu. Gözlüğümün altında şiş olduğunu belli eden gözlerim ''BEN BURADAYIM'' dercesine bağırıyordu.
Yeğenimin olacağını bildiklerinden ve bir haftadır iş yerine gelmediğimden masama oturur oturmaz etrafımı sarmışlardı.

Son 1 haftadır elime telefonu almayışım hayatımda o kadar büyük bir yıkım topu oluşturmuştu ki Kıvanç ile yaşananları hatırladıkça ağlama isteğim hatırladığım her an aktifleşiyordu. Gözlüğümü çıkarıp masaya koyarken içimdeki ağlama isteğini kovamamıştım. Jerry hemen sarılırken ağlamam daha da şiddetlenmişti. Etrafımda toplanan onca insandan geriye ancak samimi olduklarım kalmıştı. Bunun ilk sebebi bu halde konuşamayacağımı bilmeleri ikinci sebebi ise Halit Bey'in işe gelmiş olmasıydı.

Ağlamamın nispeten azaldığı ve iç çekmelerimin azaldığı dakikalarda Jerry tam karşımda Özlem yanı başımdaydı. Aycan abla masama bir bardak su bırakmış usulca kenardan bakıyordu.

Özlem omzumu okşayıp, ''Hava almak ister misin? Halit Bey geçen günkü durumu çözdüğümüz için bize eskisi gibi kötü davranmıyor artık.''
Kafamı usulca sallarken Özlem, Jerry ile benim önden gitmemi yanımıza gelirken içecek bir şeyler getireceğini söyleyip yanımızdan ayrıldı.

Jerry ile birlikte ofisimizin hemen girişine indiğimizde Jerry konuşmam için bekledi. Özlem de hızlıca gelip hemen yanımıza otururken tepsideki kupaları bize uzattı. Derin bir nefes aldım. Çayımdan bir yudum alırken yasemin tadı ağzımda güzel bir tat bırakmıştı.

''Yeğenim sağlıkla doğdu.''
Özlem beni sadece izlemeye devam ederken beklediğim soruyu Jerry sormuştu.

''Seni bu kadar üzen ne peki?''
Gözlerim yeniden sulanırken sesimin titremesine de engel olamadım. ''Kıvanç.''

Jerry elindeki kupayı dökülmeyeceğine emin olduğu bir köşeye koyarken vücudunu tamamıyla bana döndürmüştü. Konuşmamın devamını getirmemi bekliyordu. İkisi bunu dillendirmese de biliyordum.

''O gün siz eve gittikten sonra babamdan bir mesaj geldi. Ankara'ya acil bir şekilde gelmemi yazıyordu.'' Kısa bir nefes alıp çayımdan bir yudum daha aldım. ''Zaten sana ve Kıvanca mesaj atıp sonrasında telefonumu nereye koyduğumu bile bilmeden Ankara'ya vardım. Yeğenimin erken doğdu. Daha öncesinde abim ve eşinin bir bebek kaybettiğini söylemiştim. Yeğenim çok şükür sağlıkla doğdu. Doğdu ama ben o süreç boyunca telefona bakmadım. Yeğenim doğduktan sonra tüm ilgim onda ve Berikadaydı. Neden Ankara'ya gittiğimi ya da Ankara'da neler olduğunu söyleyebilirdim bir mesaj atabilir ya da arayabilirdim ama yapmadım.'' Gözlerim yeniden dolarken elimin tersiyle silip çayımdan bir yudum daha aldım.

''Sonra eve gelir gelmez telefonumu bulup şarja taktım. Haliyle günlerdir bakmayınca şarjı bitmişti. Biriken mesajlar bir yana açılınca Kıvancın adını gördüm. Telefonunu açtım. Meraklanmıştı. O kadar haklıydı ki. Evimin önüne geldi. Bana ulaşamadığı için ne kadar meraklandığını söyledi. Bana ulaşamadığı gibi sizi de yeni tanıdığı için beni sormak için size ulaşamadığını söyledi. Ben ona bir şeyleri anlatamadan ''Burada bırakalım.'' dedi.'' Gözlerimin yeniden doluşuyla derin bir nefes aldım. Konuşabilecek çok fazla şeyim kalmadığı için aldığım derin nefes bana güç vermişti.

Aşkın LisanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin