27.BÖLÜM

682 32 9
                                    

Keyifli okumalar 🦋🦋

Kapını önünde bizi gören Nurten anne ve Erdem baba şaşırmışlardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kapını önünde bizi gören Nurten anne ve Erdem baba şaşırmışlardı. haliyle bizi beklemiyorlardı, Ali'nin bacağına hafifçe vurdum. Sanki cenaze evine gelmiştik o ne surattı öyle. "Nasılsın baba",  Erdem baba baştan beri esirgemediği samimi gülüşüyle cevap verdi. "iyiyim kızım sizi gördüm daha iyi oldum." Nurten anne ile çok fazla konuşmak istemesem de onun da halini hatırını sormuştum.

"Leyla seninle biraz konuşalım mı, kadın kadına "Nurten annenin teklifiyle Ali'ye baktım. Ben cevap vermeden zaten Ali araya girmişti. "Burada konuşun anne ne konuşacaksınız"," sorun değil" deyip yerimden kalktım.

Nurten anne önde ben arkasında terasa çıkıyorduk. İlginç ki bu  eve 2. gelişimdi. doğru düzgün ne nerede onu bile bilmiyordum.

Karşılıklı oturduğumuzda ikimizde suskunduk. Boğazımı temizleyip konuşmaya başladım. "Beni buraya neden çağırdınız", "Çok mutlu oldum, Aliyi, seni gördüğüm için" hafifçe gülümsedim, bunu söylemek için beni yukarıya çıkartmamıştır diye umuyorum.

"Yıllardır Ali seviyor Leyla seni, sevdiği ilk günden beri senden haberim var, her  Allah'ın günü seni anlattı bana kirpiklerine varana kadar. Senden önce Ali'nin en iyi arkadaşı bendim, sen hayatımıza girdin, dünyası sen oldun Ali'nin.

Kıskandım seni, bir anne evladını kıskanır mı ben kıskandım. Bir tane evladım vardı, gözü, bir kere bile konuşmadığı kızdan başkasını görmüyordu. O anlattıkça dinledim ama sindiremedim seni kendi içimde.

Senin, soğuk umursamaz ve sevgisiz bakan gözlerini gördükçe oğluma karşı sana daha çok kin besledim. Yanlış biliyorum, Aliye'de öfkelendim hala seni koruyordu, sana laf söyletmiyor ve ilginç bir şekilde daha çok bağlanıyordu. Zannettim ki, Müjde ile bir olursam alt ederim ayırırım onları."

Nurten annenin hafiften sesi titriyordu. Cümlesini bitirmeden konuşmaya başladım, bu kadar söylediklerine karşı vardı elbet benimde söyleyeceklerim.

"Dediğiniz gibi, bizim eve gelene kadar benim Ali'nin varlığından bile haberim yoktu. Haklısınız  Ali ile istemeyerek evlendim. ama şimdi sorsanız Ali'ye ilk gün ki duygularınla mı karşılık veriyorsun asla, Ali bana sevgisini gösterdikçe, o sevgiyi paylaştık biz onunla. Bakın Nurten anne, ben Aliyi tanımadan önce ne kalbinde ne de ruhunda sevgiyi barındıran bir insandım.

Ali ile sevdim, Ali ile güvenmeyi öğrendim, sevilmenin ne demek olduğunu en büyük arkadaşın, sırdaşın eş olduğunu öğrendim.

Ali ile eş oldum, ev oldum, aile oldum. anlayacağınız seviyorum ben oğlunuzu kimsenin tahmin edemeyeceği kadar "Can" kadar! buraya küslük olmasın aramızda , sağlam büyük bir aile olmak için geldik, bir de şey var tabi babaanne olacaksınız onun haberini vermeye geldik.

"Nurten anne son sözümle, yüz şekli aniden değişmişti. "babaanne", "evet kız bir torununuz olacak.", Nurten anne ne olduğunu bile anlamadığım bir hızla gelip bana sarıldı. Sarılmak konusunda biraz tereddüt etsem de hafiften sarılmıştım. "Hayırlı olsun Kızım" Kızım mı şaşırtıyordu Nurten anne beni.

Yüzümüzde hafif tebessümle aşağıya inmiştik. Eteğimizde ki bütün taşları nihayet dökmüştük. ben kimseyle sorunum olsun istemiyordum ki hem.

Alide ki deve kini azda olsa sürüyordu. Hala annesiyle konuşmamıştı doğru düzgün. Ali'ye hafiften dönüp kulağına eğildim. "annene sarılmazsan şimdi, evde görüşürüz Ali bey" diye tehdit etmiştim bilirdi yapardım. Yerinde huzursuzca kıpırdandıktan sonra çayından bir yudum aldı. Kadın gözlerinin içine bakıyordu Ali konuşsun diye, nihayet beyefendi konuşmuştu. "anne yarın hep birlikte pikniğe gidelim, Leyla'nın ailesiyle birlikte." Kadıncağız nefes almadan cevap verdi. "tabi tabi oğlum gidelim" diye.

Biraz daha oturduktan sonra kalkmak için müsaade istemiştik. saat geç olmuştu ve biz bugün inanılmaz yorulmuştuk.

Eve geldiğimizde üzerimdekileri çıkarıp kendimi yatağa attım. Ali'de çok geçmeden yanıma gelmişti. "pişman mısın" sormamın sebebi, arabada da bu konu hakkında fazla konuşmamasıydı. "Özlemişim onları" tabi özlerdi 5 aydır görmüyordu kimseyi. "iyi bari, barıştığın iyi oldu, bakma oda pişman yaptıklarından. "duydum sizi", "bizimi dinledin, cık cık cık ne ayıp.", "Korktum seni kırar yine üzer üzülürüz diye", "Korkma senden başka kimse ne üzer ne kırar beni"

Her şeyi duydun mu dediğimde "hemde noktasına" kadar diye cevap almıştım. Omzuna vurdum "Çok kötüsün Ali"

"Senden o sözleri duymak  o kadar iyi hissettirdi ki", "üzerine ekleyeceğim bir o kadar daha şey vardı aslında", "ben sen olmadan ne yaparım be Leyla", "benim bir yere gittiğim yok Ali bey, buradayım bebeğimizle mutlu mesut yaşayacağız. "mutlu olacağız dimi" Ali'ye biraz daha sokulup cevap verdim. "hemde hiç olmadığımız kadar"

Ertesi gün Ali'nin de dediği gibi, cümbür cemaat herkes pikniğe gelmiştik. Şüphe yoktu ki bu duruma en çok Azra ve Ömer sevinmişti. Evet abimler, İngiltere'ye bir ara gittilerse de hemen geri dönmüşlerdi, yakında da Türkiye'ye  kesin dönüş yapmayı düşünüyorlardı. "Hala, hadi lets play ball"  Ömer'in çekiştirmesiyle yerimden kalktım. Oynayalım Halacım ne oynayacağız. " sen castle geç, I will shoot you . "Olmaz" diye, Ömer'e cevap veren Ali'ye baktım. Sen şimdi mangalın başındaydın ne ara duymuştun da gelmiştin. "why" Ömer'in Türkçesinin iyi olmadığını söylemiştim daha önce değil mi, zaten sizde anlamışsınızdır ", "çünkü Halana zarar gelebilir ve bunu kimse istemez, git amcanla oyna", Semih, kendisinden bahsedildiğini anlamış olacak ki, aşağıya doğru yavaş yavaş iniyordu üçkağıtçı ne olacak. "Ali o daha çok küçük deme öyle"

Ali, elimden tutup mangalın orada ki babamlara seslendi. "Biz Leyla ile aşağıdayız haberiniz olsun" diye,  beni de "az yürüyüş yapalım" diye çekiştirmişti.

"Keşke Ömer'e öyle söylemeseydin, o daha çocuk anlayamaz", "onun farkındayım 10 kelimesinden 9 u İngilizce.", "orada doğup büyüdü çok normal değil mi sence de"

"Hava çok güzel dimi" gökyüzüne baktım ışıl ışıldı, bugün gerçekten çok güzeldi hava. "Leyla kızımıza hemen alışverişe başlayalım odasını ben tasarlayacağım bizzat, birde isim düşünmedik ,ismi ne olacak senin düşündüğün bir isim var mı"  Havanın güzelliğinden hangi ara oda tasarlayıp, isim bulma konusuna gelmiştik. " sakin ol Ali daha 4 ay var, son 2 ay kala yaparız odasını da acelesi yok.", "Aloooo ben kız babasıyım duyun sesimi", "sus be adam deli misin birde bağırıyor" dediğimde ikimizde gülmüştük  "Bakma sen bana, o içinde her geçen gün büyüdükçe benim ona olan merakım ve heyecanım kat be kat artıyor."

"Ali, ismi "Zeynep" olsun mu", "Zeynep mi, neden", "bilmem geçenlerde İnternette gördüm "babasının süsü" demek. Ali gülerek onayladı "olsun tabi ismi "Zeynep" babasının süsü kızım. "bak kızım duy babanın bu söylediklerini, dünyada ki seni en çok sevecek erkek baban, üzme sakın onu."

"Leyla ben sana bir şey soracağım", "Sor Ali'm", "ben diyorum ki yeniden evlenelim biz, benimle evlenir misin", "Şakamı yapıyorsun" demiştim inanılır gibi değildi çünkü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Leyla ben sana bir şey soracağım", "Sor Ali'm", "ben diyorum ki yeniden evlenelim biz, benimle evlenir misin", "Şakamı yapıyorsun" demiştim inanılır gibi değildi çünkü.  Alinin mimiklerinde en ufak bir oynama bile yoktu buda demek oluyordu ki ciddiydi. "Sen baya baya istiyorsun düğün", "Sen istemez misin", İstemez miydim "isterdim tabi neden olmasın", "o zaman Karıcım benimle evlenir misin" sorduğu soruya başımı salladım "evlenirim Ali'm evlenirim"  biliyor musun Leyla seni anlıma kader olarak yazan Allah'a her gün şükrediyorum, iyi ki sen, iyi ki siz...

LEYLA (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin