Aku:
İç çektim ve Hikaru'yu kucağıma alıp ayağa kalktım. Yatak olarak kullandığı koltuğa yatırdım ve bataniyeyle üzerini örttüm. Yapacak hiçbir şey bulamayarak odama gittim ve bir sigara yakıp içmeye başladım.
- - -
Bu iğrenç koku da nerden geliyordu? Gözlerimi açtığımda tavanla göz göze geldim. Neden yerdeydim? Hareket etmeye çalıştım. Sanki altımda yapışkan ve ıslak bir şey vardı. Yavaşça ayağa kalktım ve yere baktım. Zemin kusmuk içerisindeydi, benim kusmuğum. Etrafa tekrar dikatlice baktım ve boş içki şişeleri gözüme çarptı. Dün gece yine mi içmiştim? Gerçekten çok iğrenç... Kusmuk içindeki kıyafetlerimi çıkardım ve çamaşır makinesinin içine attım. Bana ne oluyordu böyle? Ölümlüler için yapılmış bu saçma şeyler yüzünden bu hale gelmemeliydim. Kusmuğun içindeki yatan bedenimi düşününce duş almaya karar verdim.
Hikaru:
Uyanalı 2 saat olmuştu. Dün olanlardan sonra Aku'yu uyandırmanın iyi bir fikir olmadığına karar vermiştim. Ayağa kalktım ve yapacak bir şeyler bulmak için evde gezinmeye başladım.
Yatak odasına doğru yürürken Aku'nun banyoda olduğunu ve içeriden su seslerinin geldiğini fark ettim. Sanırım duş alıyordu.
Yapacak daha iyi bir şey bulamayıp yatak odasına, Aku'nun yatağını toplamaya gittim.
Tanrım, bu odaya ne olmuştu böyle? Her yer kusmuk içinde ve inanılmaz derecede dağnıktı. Daha önceden gördüğüm çamaşır odasındaki temizlik malzemelerini hatırladım ve koşarak oraya gittim.
Mavi bir kova buldum, kovaya su doldurdum, deterjan ekledim ve bulduğum temiz bir bezle odaya geri döndüm. Bana bol gelen gömleğimin kollarını sıvadım. Tamam! Sanırım şimdi temizlige başlayabilirdim. Ama bir saniye... Saçlarım gözüme giriyordu. Acaba Aku-chan'ın tokası var mıydı? Kusmuğa basmadan -içinde toka olduğunu umduğum- çekmecelere doğru yürüdüm ve üstteki çekmeceyi açtım. Ah burda toka yoktu, sadece ıvır zıvırlar vardı. En üstten ikinci çekmeceyi açtım. İşte! Aku-chan'ın bütün aksesuarları buradaydı sanırım. Yüzükler, kolyeler, küpeler, kemerler... Vay canına, gerçekten de süslü bir şeytan. Kıkırdadım ve bulduğum siyah tacı taktım.
Tacı taktıktan sonra kovanın yanına gittim ve bezi deterjanlı suya batırıp yerleri temizlemeye başladım...
Aku:
Soğuk suyun altında çok uzun zamandır duruyordum, böyle giderse hasta olacaktım. Ama duştan çıkmak istemiyorum, yalnız başıma burda kalmak ve düşünmek daha iyiydi.
Ufaklık acaba ne yapıyordu? Uyandığımı ve odamda olmadığımı fark etmiş miydi? Sanmıyorum, büyük ihtimalle hâlâ koltukta mışıl mışıl uyuyordu.
Hikaru :
Gülümsedim ve kendimle gurur duydum. Yerler tertemiz olmuştu, Aku-chan mutlu olacaktı!
Kirli suyu döktüm, temizlik malzemelerini yerlerine kaldırdım ve ellerimi yıkadım. Şimdi ne yapmalıydım? Odaya tekrar bakınca şişleri ve dağınık yatağı hatırladım. Ah Tanrım, onları tamamen unuttum! Koşarak yerde duran 6 tane şişeyi aldım. Iyy, çok iğrenç kokuyorlardı bunlar! Şişeleri elimde inceledim, bunlar içki şişeleriydi. Aku içki de mi içiyordu? Duştan çıkınca onunla bu konu hakkında konuşmalıydım... Şişeleri çöpe atarken su seslerinin kesildiğini fark ettim, çabuk olmalıydım. Odaya geri döndüm, yapmam gereken ne kalmıştı? Yatak!
Aku:
Duştan çıkmış, aynanın karşısında kendime bakıyordum. Siyah saçlarım ıslak, beyaz tenim her zamankinden daha da solgun ve dudaklarım mosmordu. Soğuk suyun altında uzun süre kalmak bedenime iyi gelmemişti sanırım. Aynaya tekrar baktım, gözlerimin rengi sanki bugün daha açık maviydi. Bedenimi daha da dikatlice inceledim, uzun kirpiklerime, sol elmacık kemiğimdeki benime ve dövmelerime baktım. Parmaklarımın her birinde birer şekil ve sol köprücük kemiğimin üzerinden geçen ters bir pentagram vardı. Ters pentagram dövmesi her şeytanda bulunurdu. Dövmenin konumu değişebilir, fakat boyutu değişemezdi. Dilimi çıkardım ve metal bir top şeklindeki piercinge baktım. Kaç yıldır bu şey buradaydı? Başka bir yerim delik miydi benim? Elimi kaşıma götürdüm. Ah doğru, kaşımda da piercing vardı. Aynadan uzaklaştım, kurulandım ve bornozumla yatak odasına doğru yürüdüm.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Impure
RomanceHikayem iki erkeğin aşkını (yaoi/BL) ve smut sahneler içerir. Çiftler ise genelde şeytan ve melek veya başka paranormal yaratıklar, biraz klişe... Fakat yine de yazıyorum işte.