Bu garip bölümü beni son günlerde "hayırsız" diye çağıran ve bölümü yazmam için baskı yapan Senpaime ithaf ediyorum. -_-
Hikaru:
Gözlerini kapattı ve çok kısa sürede uykuya daldı. Ben de dediğini yaptım ve yanına kıvrıldım.
---
Aku:
Uyandığımda öğleni geçiyordu. Yanımda Hikaru'nun yattığını gördüm. Yatağıma nasıl geldiğini hatırlamıyordum. Tek hatırlamadığım şey bu değildi, dün geceye dair de hiçbir şey hatırlamıyordum.
Yattığım yerden doğruldum ve oturur konuma geçtim. Ufaklık yatağın en uç kısmında aynı bir kedi gibi kıvrılmış yatıyordu. Gülümsedim ve uyurken normalde olduğundan daha da masum göründüğünü düşündüm.
Hikaru'nun yanında uyanmanın beni bu kadar mutlu edeceği hiç düşünmemiştim.
Hafifçe kıpırdandı, uyanıyor muydu? Sanırım evet.
Önce yavaşça açılan gözler, ve ardından korku dolu bakışlar.
"A-Aku?" Elini boynuna götürdü, yatağa oturdu ve yutkundu, hâlâ korkmuş görünüyordu.
"Sorun ne?" Gülümsedim ve saçlarını okşamak için elimi kafasına götürdüm. Elimin saçlarına yaklaşmasına bile fırsat vermeden kendini geri çekti.
"Dün yaptıklarını yapmanı istemiyorum..." Sesi titremişti.
Dün ne yaptığıma dair en ufak bir fikrim yoktu. Boş bakışlarımdan bunu anlamış olmalı ki, açıklama yapma ihtiyacı duydu.
"Hatırlamıyor musun?" Boynunu kapatan küçük elini yavaşça aşağıya kaydırdı. Gördüklerim karşısında şok olmuştum. Tamamen mosmor bir boyun, diş ve ısırık izleri.
Bunları ben mi yapmıştım? Nasıl? Aslında cevap çok basitti, fakat etraftaki boş şişeleri erken farkedemeyecek kadar dikkatsizdim.
"Hayır. Ben... Ben sanırım çok fazla içmiştim. Neden yaptığımı bilmiyorum." Tuttuğum nefesimi bıraktım. Başım ağrıyordu ve boğazım kurumuştu.
"Çok kabasın." Kaşlarını çattı ve konuşmaya devam etti. "Dün gece, sadece bencilliğin yüzünden bana bunu yaptın. V-Ve seni affetmem için tek gereken şey özür dilemen. Ama sen bunu bile yapmıyorsun." İç çekti ve sustu.
Hepsi bu kadar mıydı? Özür dileyince bütün bu saçmalığı unutacak mıydı? Bu çocuk gerçekten de tam bir melekti.
"Üzgünüm."
"Bu bir özür değil."
"Ne demek özür değil?!"
" 'Özür dilerim.' Demen lazım."
Sırıttı, sanki büyük bir zevkle beni izliyordu. Tamam, dediğimi geri alıyorum. Melek yüzlü şeytandı bu. Başkalarına zorla iyilik yaptıran, yaptırırken de onların zor anlarından keyif alan bir sadistti hatta.
Dişlerimi sıktım ve sonunda pes ettim.
"Özür dilerim."
Kıkırdadı ve yanıma yaklaştı.
"Seni affediyorum. Ve bir daha bu kadar çok içme, tamam mı? Çünkü gerçekten korktum ve canım yandı." Dudaklarını büktü. Eski sevimli haline geri dönmüştü.
Nedense rahatlamıştım. Bana kızgın olmasını veya benden korkmasını istemezdim.
"Boynuna bakabilir miyim?" Kafasıyla onayladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Impure
रोमांसHikayem iki erkeğin aşkını (yaoi/BL) ve smut sahneler içerir. Çiftler ise genelde şeytan ve melek veya başka paranormal yaratıklar, biraz klişe... Fakat yine de yazıyorum işte.