Papatya ile Toprak
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde... Zamanın birinde sapsarı saçlı, ruhu adı gibi çiçeklerle kaplı bir kız yaşarmış. Adı Papatya'ymış. İsmi gibi naif, masum bir güzelliği varmış. Kendi dünyasında hayalleri onun sırdaşıymış. Kelimeler dosttu, harfler birer elinde cambazmış. Kitaplardaki sevginin büyüsüne kendini kaptırırmış ama kalbi yaralı bir ceylanınki gibi ürkek ve yaralıymış.
Yaranın sahibi onu hiçbir zaman bilmeyecek Toprak adında bir delikanlıya aitmiş. Onu hiç bilmeyecek birine kalbini kaptırmış. Kalp bu. Akıp gitmiş, delikanlının kalbine. Engelleyememiş.
Papatya, Toprak olmuş. Zaman geçmiş, toprağın kalbi hiç duymamış.
Ve ona söyleyemediği cümleleri beyaz sayfanın her satırına işlemiş. Sayfalar, harflerden kelimelere dönüşmüş, her sayfa Toprakla dolmuş. Yazmışta, yazmış... Koca bir defteri doldurana kadar yazmış. Bir gün okuyacağını umarak, kelimelerle dans etmiş.
Toprak kokusu Papatya'ya karışmış.
Papatya'nın kağıtları Toprak olana kadar sayfalarla kucaklaşmış.
Okumuş mu? Bilinmez ama Papatya'nın günlüğünde Toprak her zaman yaşamış.
***
Değişik bir tarz deneyeceğim. Bakalım nasıl olacak? :)
Giriş kısmını nasıl beğendiniz mi? :) Dün gece aklıma gelen bir durumla yazıya dökmek istedim. Umarım seversiniz.
İnstagram: cigdemin_hikayeleri
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatya ile Toprak
Short StoryBu benim günlüğüm. Ona yazdığım günlüğün sayfaları. Bu bir Papatyalı kızın, her sayfası Toprak kokusuna bulanana kadar yazdığı günlüğün sayfaları...