23 Kasım 2013
23:10
Aklıma yine düşüyorsun.
İlk yosun gözlerin, ardından da yüzün hayalime uğruyor. Odamın duvarındaki saate bakıyorum.
Saat, 23:10.
Ruhumda bir sıkıntı peyda oluyor, bugün seni görüşümü düşünüyorum. Geç kalmıştın. Gözlerimin önünden, öylece yürüyüp, gitmiştin. Rüzgâr saçlarına dokunurken, kabanının yakasını boğazına kadar çekmiştin.
Beni görmemiştin, evet ama ben seni görmüştüm, Toprak. Görmüştüm.
Sana karşı hissettiğim bu duygu ruhumu ürkütüyor, biliyor musun? Bazen kendi kendime konuşuyormuşum gibime geliyor. Konuşuyorum, konuşuyorum ama cevap alamıyorum. Cevaplar, o derin kuyunun içinden çıkmıyor, belirsizlik önümde dikiliyor.
Sen benim belirsizliğimsin, Toprak. Kağıtlarıma, düşlerime karışan sadece belirsizliksin.
Gözlerim, odamın penceresinden dışarıya kayıyor. Yatağımın üstünde kayıyorum, pencerenin önüne geliyorum.
Sokak sessiz, senin gibi.
Sokak lambası ileride ışığını yansıtıyor. Senin de gözlerin ışık gibi parlıyor.
Şu an ne yaptığını bilmiyorum ama benim seni düşündüğüm gibi düşünmüyorsun, bunu biliyorum. Yarın dersinde yok, bunu da biliyorum. Kampüste seni göremeyeceğim, bu yüzden bende gitmek istemiyorum.
Nasıl bu kadar içime işledin? Nasıl bu kadar benimle oldun? Bana ne yaptın? Bundan hiç haberin yok.
Bildiğim bir şey daha var. Yarın maçın var ve ben nerede olduğunu biliyorum. Futbolu sevdiğini en başından beri biliyordum.
Yarın yanına gelmeli miyim? Seni izlemeye gelmeli miyim? Gelirsem, beni tanır mısın? Yoksa gözünde sıradan biri olarak izleyici mi olurum?
Bakışlarım sokak lambasına tekrardan gidiyor. Bunu öğrenmek istediğimi düşünüyorum. Şansımı denemeliyim.
Her zamanki gibi seni yine izleyeceğim ve senin beni görüp, görmeyeceğini orada anlayacağım. Kalbimin ışığını görüp, görmeyeceğini orada anlayacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatya ile Toprak
Короткий рассказBu benim günlüğüm. Ona yazdığım günlüğün sayfaları. Bu bir Papatyalı kızın, her sayfası Toprak kokusuna bulanana kadar yazdığı günlüğün sayfaları...