Geçmişin Kapısı -2-
Sigarasının ucunu ateşlerdi genç adam. Kısık gözleriyle karşısında ki adama bakıyordu.
"Sadece yeri ve zamanı söylemen yeterli."
Karanlıkların içinden kısık bir ses duyuldu. "Bırak bu işi ben halledeyim. Bu kadar büyük bir işi bir çaylağa bırakamazsın."
Genç adam sigarasını daha bitirmeden yere attı.
Saniyeler içinde belindeki silahını çekti. "Ortaya çık."
Hafif bir gülüş sesi duyuldu ve uzun boylu bir adam ortaya çıktı. "Ne is-" İki el silah sesi büyük fabrikada yankılandı.
"Siktir!"
Silahını tekrar beline yerleştirip ona gülümseyen adama döndü. "Nerede kalmıştık? Evet, bu işi de ben hallediyorum. Yeri ve zamanı söylemen yeterli."
-
Öğlen sıcağının o delirtici boğuculuğunda bir zil sesi kulakları tırmalarken Zhan küfürler ederek komodindeki telefonuna, hala gözleri kapalıyken tek elini uzattı.
-Hı?
-Hı mı? Öküz müsün Zhan hala uyuyor musun sana inanamıyorum! Hemen kalkıyorsun ve bana geliyorsun!
Jiyang telaş içinde salonda koşuştururken aynı zamanda da bağırmaya devam ediyordu.
Zhan tek gözünü açıp telefonu kulağından uzaklaştırdı ve saate baktı ardından tekrar kulağına yaklaştırdı.
-Sorun ne?
-Sorun mu ne?
-Neden sürekli sorularıma soruyla karşılık veriyorsun?
-Aynı şeyi sende yapmıyor musun?
-Lanet olsun pekala kes şunu. Üç saniye önce uyandım, ne olduğunu söyle artık uyumaya devam etmek istiyorum.
-Olmaz! Yarın Haouxuan'ın doğum günü! Bu gece için hazırlık yapıyorum ve sen bana yardım edeceksin! Kalkıp hemen buraya geliyorsun. Çünkü ben... Ben ona itiraf etmeye karar verdim.
Zhan'ın iki gözü de ardına kadar açılmıştı artık.
-Emin misin?
-Hiç bu kadar emin olmamıştım. Bu gece tam 12'den sonra ona itiraf edeceğim. Yanımda olup bana yardım etmelisin, tavsiyelerine ihtiyacım var.
Zhan kaşlarını çatıp yatakta doğruldu.
-Benim ne yardımım dokunacak ki sana? Bizim çocuklara söylerim Kale'yi istediğin gibi hazırlarlar.
-Zhan saçmalama, istediğim yardım Kale'nin süslemesi gibi basit bir şey değil. Hem Kale de olamayacak kutlama.
-Ne öyleyse? Nerede olacak?
-Geldiğinde konuşuruz hadi bekliyorum, kahvaltını burada yaparsın.
Jiyang, Zhan'ın cevabını beklemeden telefonu kapatmıştı.
Zhan telefonu bir kenara bıraktı ve gözlerini kaşıdı. Gözlerini açtığında çiçekleri gördü, çiçekler sanki Zhan'a gülümsüyor gibiydiler. "Bana öyle bakmayı kesin."
Yibo'nun önerisini dinleyip dün gece araştırma yapmıştı ve kafası allak bullak olmuştu. Çiçeklerin anlamları ilginçti, ilginçten öte saçmaydı. Şampiyonu takip ettiği gece olanlar, o şarkı, çiçekler... Hiçbir bağlantı kuramıyordu ki. Birde anlamlarının ilginçliğiyle iyice kafası karıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Viraj || Yizhan -DÜZENLENİYOR...-
Fiksi Penggemar"Tek bir kelime etmem. Ama yinede, nefesimi kesiyorsun ve bildiklerimi benden çalıyorsun.. İşte böyle, beni kalabalıktan çekip çıkarıyorsun.. Ateş üstüne ateş, çoğunlukla katiliz. Bu denli tutku ile, birlikte, biz kazandık.. Kontrolden çıktığımızı s...