5. Bölüm (Someone you loved♪♬)

11 3 0
                                    

Bugün benim için zor geçecek gibiydi. Emre'nin yüzünü görecektim. Birde saklamam gereken bir sır vardı. Buğra ve Nisa'nın sırrı. Okul koridorunda yürürken her an Emre'yi göreceğim diye tedirginlikle yürüyordum. Bir yandan da gözüm Seray'ı yada Furkan'ı arıyordu. Emre'ye tek başıma olduğum zaman yakalanmak istemezdim. Kendi sınıfıma yaklaşır yaklaşmaz adımlarımı hızlandırdım ve ayaklarıma bakarak yürümeye devam ettim. Sadece bir kaç metre kala kafamın bir bedene çarptığını fark ettim. Kafamı yavaşça kaldırdım ve çarptığım bedenin sahibine baktım. Şuan da görmek istediğim son kişi gözlerini dikmiş bana bakıyordu. Emre kendinden emin bir şekilde önümde duruyordu. Ondan çekindiğimi fark etmemesi için göğsümü şişirdim. Emre pişkin bir tavırla sırıttı. 

" Bugün de resim çizmek ister misin?" dedi yüzündeki sırıtmasını korurken. Yutkundum ve cevap vermedim. Sadece yüzüne öfkeyle bakmaya çalışıyordum. Emre bana bir adım daha attı. 

" Ama kendi resmini çizeceksin çünkü benim o konuda pek bir yeteneğim yok." dedi. Yüzündeki sırıtma daha da büyümüştü. 
" Benimle uğraşmaman gerektiğini anlamayacaksın sanırım." dedim kendimden emin bir şekilde. Emre bu sefer gülüyordu. Bu şekilde gülmesi beni sinirlendirmişti. Bir süre yüzüme sadece baktı. Sonra elini hızla boğazıma geçirdi. 
" Beni dinle! senin yüzünden şuan topal yürüyorum. Senin saçma sapan fantezilerin yüzünden bu acıyı çekmek zorundayım. Ama merak etme. Yakında ödeşeceğiz." dedi yüzüme yaklaşarak. Elimle onun elini boğazımdan çekmeye çalışıyordum. Sadece acı ile inliyordum. Koridordaki bazı öğrenciler
'bırak onu' diyor, bazıları videoya çekiyor, bazıları ise sadece izliyordu. 
" Bırak beni!" demeye çalıştım ama nefes alamadığım için dediğimi ben bile anlamamıştım. Zaman ilerledikçe boğazımı daha fazla sıkıyordu. Yüzümün morardığını hissedebiliyordum. 
" Resim çizmek için aklında güzel bir duvar var mı?" dedi Emre kafasını eğerek.
"Cevap ver!" diye bağırdı yüzüme. Ağzından çıkan tükürükleri yüzümde hissetmiştim. Bir şey yapmam gerekiyordu. Dizimle ona vurmaya çalıştım ama nafileydi. Gözü o kadar dönmüştü ki beni burada öldürebilirdi. Gözüm kararmaya başladığı zaman en son gördüğüm Emre'nin bir yumruk yemesiydi. Yumruğu yer yemez ellerinden kurtulmuştum. Sert bir şekilde yere kapaklandım. Bir kaç kişi etrafıma toplanmıştı ve bana su içirmeye çalışıyorlardı. Emre ise sadece yüzüne yumruk yiyor ve yerden kalmaya çalışsa da her kalktığında aynı darbeyle tekrar yere kapaklanıyordu. Onu kimin dövdüğünü görmeye çalışıyordum ama nefes almakta zorlandığım için sadece öksürüyordum. Kendime geldiğimi hissettiğim zaman karşıma biri çömeldi. Henüz öksürmekten gözlerimi açamamıştım. Ardından bir çift el yüzümü avuçladı ve fark etmeden birden kendimi birinin kucağında buldum. Kimdi bu kahraman bakamayacak kadar halsizdim. Uzun bir süre nefessiz kalmıştım çünkü. Gözümü açtım ve beni taşıyan kişinin yüzüne baktım. Egeydi. Emre'yi öldüresiye döven ve beni kucağında taşıyan kişi Egeydi. Eğer gelmeseydi, Emre muhtemelen beni orada öldürecekti. Nefessiz kalmak için az zamanım kalmıştı o an. Revirdeki yatağa uzandırıldım ve başıma birkaç kişi toplandı. Toplanan kişiler arasında Seray ve Buğra'da vardı. 

"Arven, nasıl hissediyorsun?" diye sordu Seray eğilerek. Eliyle kolumu sıvazlıyordu. Doğruldum ve başımı ovuşturdum. 
"Daha iyiyim." dedim ve zorla gülümsemeye çalıştım. Revirin hemşiresi gözüme ışık tuttu.
"Evde dinlenirsen daha iyi olur tatlım" dedi ve ışığı kapatıp masaya bıraktı. Kafamı olumsuz anlamda salladım.
"Gerek yok. Bugün sınav var. Hem şuan iyiyim bir sıkıntı yok." dedim zorlukla. 

"Emin misin? diye sordu Seray acınası gözlerle. Uzunca bir nefes aldım ve kafamla onayladım. O sırada Furkan içeri girdi ve hemen bana doğru yaklaştı. Elini kızarmış olan boynumda gezdirdi. 
"Ben iyiyim." dedim gülümsemeye çalışırken.  Furkan kafasını eğdi. "Merak etme, bunun bedelini ödeyecek." dedi sinirden çenesi kasılmış bir şekilde. Buğra elini Furkan'ın omzuna koydu.
"Kendi aranızda halletmeye çalışmayın. Biz gerekli olanı yapacağız." dedi Furkan'ın gözlerine bakarken. Furkan, Buğra'nın elini çekmesi için sert bir hamle yaptı. "Sana soracak değiliz." dedi ve Seray'a döndü.
"Benim gitmem gerek. Arvenle ilgilenirsin." dedi eli hala bacağımın üzerindeyken. Seray başını olumlu anlamda salladı.
"Nereye?" diye sordum hızla. Muhtemelen Emre'ye bir şey yapmaya gidecekti  ama benim yüzümden olaya girmesini istemiyordum. Furkan eliyle burnunu sildi. 
"Merak etme." dedi ve revirden çıktı. Seray elini omzuma koydu. "Koridorda ki çantanı alayım" dedi gülümseyerek ve  o da revirden çıktı. Sadece Ege, Buğra ve ben kalmıştık. Geldiğimizden beri Ege bir şey söylememişti. Kafamı yavaşça Ege'ye doğru çevirdim. Ben Ege'ye bakınca Ege bana bir adım attı. Elimle omzunu sıvazladım.
"Teşekkür ederim" dedim ve gülümsedim.  Gülümsememe karşılık verdi.
"Her zaman" dedi kolunu sıvazladığım elimi tutarken. Kafamı bu sefer Buğraya doğru çevirdim.
"Bu olay.." dedim ve ekledim
"Benim için sıkıntı olacak mı?" dedim alt dudağımı ısırırken. Buğra gömleğinin düğmesini çözdü.
"Olaya bakılırsa senin bir suçun yok. Sen yanmazsın. Ama Emre'nin neden senin boğazına yapıştığını da bilmiyoruz." dedi ifadesizce. Kafamı anlamışçasına salladım. 
"İstersen baş başa konuşabiliriz" dedi Buğra, Ege'ye bakarken.  Ege Buğra'ya sert bir bakış attı. 'buda mı?' dedim içimden. Herkes nefret ediyordu Buğra'dan. Ege revirden çıkarken omzunu herkesin yaptığı gibi Buğra'ya çarpacağını düşünmüştüm. Ama o sadece çıktı.  İkimizde Ege'nin arkasından baktık ve Ege çıkınca birbirimize döndük. Buğra yanıma oturdu.
"Emre ile aranda ne yaşandı lütfen hepsini anlat." dedi gözlerini benimkine kitlenmiş bir halde. Göz teması kuramadığımdan kafamı önüme eğdim.
"Anlatması zor." dedim dudaklarımı kemirirken. Buğra uzunca bir nefes bıraktı.
"Lütfen Arven. Yaptıklarını bilmek istiyorum." dedi bana eğilmiş bir vaziyette. Kafamı Buğra'ya doğru çevirdim.
"Tamam. Özet geçeceğim" 
Buğra olumlu anlamda kafasını salladı. Yutkundum.
"Önce o bana saldırdı. Sonra ben intikam olsun diye onu çöp konteynırının yanına bağladım ve elini kestim. Öncesinde de ondan kurtulmak için bacağını kesmiştim." dedim sanki çok normal bir şey anlatıyormuş gibi. Buğra yüzüme anlamsızca bakıyordu.
"Hepsi bu mu?" dedi bana bakarken. Kafamı hızlıca olumsuz anlamda salladım.
"Ah bir de benim yaptığım küçük bir psikopatlık gösterisi var ama ayrıntıya girmeye gerek yok." dedim kafam dik bir şekilde. Buğra doğruldu ve kafasını anlamışçasına salladı. Ardından bana doğru hafifçe eğildi.  "Arven." dedi ve elini koluma koydu. 
"Kendini güvende hissetmezsen sınıf arkadaşlarından önce bana anlat. Onlar ileriyi düşünmeden hareket ederler. Senin ve kendi geleceklerini bir hiç uğruna yakabilirler. Ama bana anlatırsan yapabileceğim en mantıklı hamleyi yapmak için çalışırım." dedi gözlerimin içine bakarken. Kafamı anlamışçasına salladım.
"Yani demem o ki Furkan'ı ikna et ve Emre'ye bir şey yapmasın. Yoksa o da Emre gibi bu sene mezun olamaz." dedi ve saçlarının önünü kaldırdı. 
"Neden öyle yapıyorsun?" diye sordum kafamı eğerek. Buğra anlamsızca yüzüme baktı. Elimle saçını düzelttim.
"Kaldırmak yerine yana doğru tara" dedim ve saçlarını istediğim hale soktum. Konuyu birden değiştirmeme şaşırmış olacaktı ki hala yüzüme anlamsızca bakıyordu.
"Böyle daha iyi oldu" dedim ve ellerimi belime yerleştirdim. Buğra kalkıp aynadan kendine baktı. "Sanırım haklısın" dedi ve saçlarının yan kısmını da kendi düzeltti. Bana döndü ve sırıttı.
"Saç kesmesini de biliyor musun?" dedi eli hala bir yandan da saçlarını düzeltirken. Gülümsedim ve bende ayağa kalktım.
"Hımm bir bakalım." dedim ve saçlarına baktım.
"Sanırım yapabilirim." dedim ve saçlarıyla oynamaya başladım. Buğra daha rahat oynayabilmem için kafasını eğdi. 
"Saçlarınla oynanması hoşuna mı gidiyor?" dedim sırıtarak. Buğra kafasını kaldırdı.
"Birazcık." dedi iki parmağıyla göstererek. Parmaklarının arasında ki arayı açtım.
"Bence birazcıktan fazla" dedim gülerek. Gülmeme karşılık verdi. "Saçlarımın ucundan alınması gerekiyor." dedi Buğra söylenirmişçesine. 'Ee' anlamında kafamı salladım gülerek. Saçlarını dağıttı.
"Bir ara beni de görürsün belki?" dedi dudaklarını kemirirken. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 09, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

68°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin