|Bölüm smut içerir|
•••
Saatlerdir kulağında takılı olan kulaklıkları çıkardı. Metal müzik dinliyordu ve en yüksek seste açık olduğu için kulakları çoktan iflas bayrağını çekmişti.
Gözlerini bileğindeki saate çevirdiğinde 7'ye az kaldığını gördü. Çalışma masasından kalkarak saatlerdir yaptığı karalamayı buruşturarak çöpe attı. İnkar etmek istese de elleri ondan izinsiz düşündüğü yüzü çizmişti. Ve o beş dakika önce farketmeden çizdiği karakalem resme çil ekleyecek kadar kafası yerinde değildi.
Bu yüzden buruşturdu ve ne yaptığını farkeder farketmez çöpe attı o resmi. Sağ elini sarı saçlarının arasından geçirdi ve iç çekerek yatağına uzandı.
Annesi evde değildi. Babasıyla 'romantik bir an' geçirmek için yemeğe gideceğini söylemiş ve evde yanlız başına kalacak yaşı çoktan geçtin diye ekleyip yüzüne kapıyı kapatmıştı. Sabahtan beri yanlızdı evde. Normal halinden oldukça sakindi. Aklında beliren surat epey bir sinirini bozuyordu, hatta unutmak için kafasını güzelleştirmeyi denemiş ve iki şişe bira gömmüştü ama hayır, olmuyordu. Sanki o lanet gülüşü beynine kazınmıştı da biri kafasındaki kasetin oynat tuşuna devamlı olarak basıyordu.
Yaklaşık 2 haftadır görmüyordu yeşilliyi. Bu düşünce aklından geçer geçmez sinirle nefes aldı ve telefonunu çıkardı. Yapacağı şeyden pişmanlık duyacağına adı kadar emindi. Ama yapacaktı. Erteleyip durmaktansa çabucak halletmek en iyisiydi.
Bakugou:
Saat 8'de burda ol.
Deku:
Nerde?
Bakugou:
Evimde.
İşte hepsi bu kadardı. Görüldü yazısına son bir kez baktı. Telefonunu kapattı ve kararan havayı farkederek odasının ışığını yaktı. Masası ve yatağı topluydu ama birkaç gündür giydiği kıyafetler yerlerdeydi. Onları aldı ve kirli sepetine attı. Odasının düzenli olduğuna emin olduğunda ise beklemekten başka yapacak bir şeyi kalmamıştı.
°°°
Ritmik zil sesi evin içinde yankılandığında nefesini düzene sokmaya çalıştı Deku. Tam 2 hafta olmuştu. 2 haftadır birbirlerini görmüyor ve konuşmuyorlardı. Fırtına öncesi sessizlik gibiydi bu ve açıkçası Deku'yu geriyordu. Kacchan ona mesaj attığında heyecandan yataktan düşmüştü. Hemen sonrasında ise hazırlanmaya başlamıştı tabiki. Neden bu kadar özen gösterdiğini bilmiyordu. Kacchan'ın umrunda bile değildi değil mi? Ama hayır, bu gece özel olmalıydı.O düşüncelere dalmışken solukları yavaşlamıştı, kapı yavaşça açılırken kalbi vücuduna fazlaca gereksiz kan pompalıyordu.
Sarışının suratını nihayet gördüğünde hiç ses etmeden ayakkabılarının bağcıklarını çıkardı. Ev sahibi Bakugou olsa da ondan hoşgeldin gibi bir cümle beklemek tamamen umutsuz vaka olurdu.
Bakugou üzerine düz beyaz bir tişört altına ise siyah bir şort giymişti. Oldukça klasik gözükse de Deku ilk defa onu ev haliyle görüyordu. O ise üstüne koyu yeşil bir tişört ve altına gri eşofman giymeyi seçmişti. Fazla özene gerek yoktu sonuçta. İkisi de ne yapacaklarını biliyordu. Dahası, Midoriya daha önce birçok kez Kacchan'ın evinde bulunmuştu. Yatağında bulunmuştu. Ama sabah olduğunda daima erkenden kimseye gözükmeden çıkmanın bir yolunu bulmuştu. Bu yüzden Kacchan'ın ailesi onu bilmiyordu. Gizli ilişkilerini onlardan başka bilen bir tek Uraraka vardı muhtemelen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Last Chance || 🄱🄰🄺🅄🄳🄴🄺🅄
Fanfiction"Bir gecelikte olsa Kacchan, senden beni sevmeni istiyorum." Ve bir havai fişek sesi yankılandı odanın içinde. Ardından diğerleri. Renkli ışıklar cama yansıyor, herkes yeni yılı kutluyordu. Havai fişekler havayı aydınlatıyor, alt kattakiler mutluluk...