Yüksek müzik sesi bütün odayı kaplarken kollarından birini yeşil koltuğun üzerine attı. Ayaklarını sehpaya koyduğunda birkaç onaylamaz bakış yakalasa da takmayıp birasından bir yudum alarak yanında burnuna leblebi sokma yarışması yapan Denki ve Sero'yu sırıtarak izlemeye başladı.
"Bu yedinci." dedi Denki sesi götünden çıkarak.
Kirishima onlara bakarak öğürdü Mina ise bunlar iflah olmaz der gibi başını sallamakla yetindi.
Cumartesi günüydü ve her zaman yaptıkları gibi Denki'nin evinde toplanmışlardı. Annesi ve babası müzisyen olduğu için her zamanki turnelerinden birine çıkmışlardı ve bu da otomatik olarak Denki'nin evinin boş olduğu anlamına geliyordu.
İlk başta yanlızca Baku-squad olucakken Denki birkaç kişi daha çağırmış en sonunda 15 kişiyi bulmuşlardı. Herkes kendi işiyle ilgileniyor gibi gözükse de eğlenceli bir ortamdı.
Denki dokuzuncu leblebiyi sokarken bir anda öksürmeye başladı. Sero çocuğun kıpkırmızı olmuş suratına bakıp "D-dostum?" diye mırıldandı. Katsuki hızla yanında moraran çocuğa döndü. Sarışın çocuğun yüz ifadesi kaskatı kesilmiş ellerini boğazına götürmüş derin bir nefes almaya çalışıyormuş gibi hırıltı nefesler çıkıyordu boğazından.
Katsuki elini çocuğun sırtına bir tane geçirmek için kaldırmıştı ki "Kandırdım!" diyen sesle rahat bir nefes verdi. Çocuk burnundaki tüm leblebileri sehpaya çıkarırken Bakugou iğrenerek ayaklarını indirdi.
"Dostum! Oraya çıkarmak zorunda mıydın?"
İğrenmiş bir yüz ifadesiyle bakan Sero'ya hak verdi. Kanepeden yavaşça kalkıp eline birasını almayı da ihmal etmedi. Salonun bahçe kapısını aralayıp üstü kapalı olan havuzun dibine kadar gitti. Yüzüne vuran hafif esinti iyi gelmiş onu canlı hissetirmişti. Kışın ortasında oldukları gerçeğini çoğu zaman unutuyordu. Gerçi hala kar yağmamıştı.
Balkon kapısının sürgülenme sesini duyduğunda bakışlarını oraya çevirdi. Gelen kızıl saçlı çocuğa öylesine bir bakış atıp ellerini cebine koydu ve havuza bakan kamp sandalyelerinden birine oturdu. Birasını da yanındaki boşluğa koyduğunda yanına gelen kızıl saçlı oğlan da aynısını yaptı.
"Donacaksın." dedi Kirishima. Dışarısı gerçekten çok soğuktu. Beş dakikadan fazla kalmak hipotermi geçirmenize falan sebep olabilirdi özellikle de montsuzsanız.
Bakugou omuz silkti. Birkaç dakika sessizlik içinde oturdular. Bakugou sessizliğin tadını çıkarıyor -ki bu başkaları yanındayken nadiren yaptığı bir şeydi- Kirishima ise söze nasıl gireceğini düşünüyordu.
"Geçen gün.." dediğinde sarışının bakışları ona döndü.
"Denki bana bir şeyden bahsetti." Bakugou sinirle homurdandı.
"Bir şey hakkında çenesini tutsa şaşardım. Ne dediği çenesinin bağını siktiğim?"
Kirishima yutkundu ve çocuğun gözlerinin içine bakarak "Senin Midoriya ile olan ilişkinden bahsetti." dedi. Bu konuyu Bakugou ile konuşmadan önce epey bir düşünmüştü kendi kafasında. Çocuğun vereceği tepkiden asla emin olamadığı için de tek çare olarak onunla konuşmayı bulmuştu.
Bakugou içten içe bunu bekliyordu. Hatta Jirou'nun da çok yakında birilerine öteceğinden emindi. Kaminari'nin söyleme nedeniyse muhtemelen ne yapıcağını bilememiş olmasıydı. Küçük sırlarını bir anda herkesin öğrenmiş olma düşüncesiyle rahatsızca kıpırdandı. Eğer Midoriya ile aralarındaki bu sır, sır olmaktan çıkarsa onunla böyle bir ilişkiye devam etmezdi.
"Yani?" dedi sarışın şüpheci bir şekilde.
Kaminari'ye olan tavrının aksine Kirishima'ya güveniyordu. Ya da Bakugou birine ne kadar güvenebilirse işte. Arkadaş gruplarında en iyi anlaştığı kişi Kirishima'ydı. Onu anlıyor, en azından ne zaman susması gerektiğini biliyordu ki bu Bakugou'nun sinir krizi geçirmemesi için iyi bir şeydi.
"Yanisi.. Bakubro neden bana söylemedin? Böyle bir ilişkiye bir anda atlamış olamazsınız en az birkaç haftadır sürdüğünü düşünüyorum."
Bakugou tek kaşını kaldırarak yanında oturan çocuğa bir bakış attı.
"Söylesem ne yapacaktın ki?"
Kirishima ensesini rahatsızca kaşıdı.
"Bilmiyorum dostum en azından haberim olurdu."
Bakugou bir şey demeyince Kirishima tereddütle devam etti.
"Y-yani aranızdaki bu şey çok garip. Siz birbirinizden nefret ediyorsunuz. En azından sen. Ona katlanamıyorum diyerek kaç defa yanıma geldiğini hatırlıyorum. Ya da onun yüzünü bile görmek istemediğine dair küfürlerini o yok olsa hayatının ne kadar güzel olacağından bahsedişini.. Ne değişti?"
Bakugou havuzun brandasına baktı. Neyin değiştiğini o da bilmiyordu bu yüzden sessiz kaldı.
"Dostum her gün nefret ettiğini sayıkladığın çocuğu-"
Bakugou sinirle kafasını yana çevirdi. Kirishima hızlıca dudaklarını kapatıp sesini kesse de artık çok geçti.
"Ne? Nefret ettiğim çocuğu düzmem mi garip geliyor? Eğer söylemeye çalıştığın buysa direkt yüzüme söyle! Neyin imasını yapıyorsun? Sanki ben bunun farkında değilim! Bilmiyor muyum sanıyorsun kendi laflarımı yuttuğumu? Her amına koduğumun insanı öğrenirse böyle olur işte."
Kirishima hızla kafasını salladı.
"Ha-hayır dostum bahsettiğim şey Midoriya'nın duyguları-"
Katsuki sinirden dilini ısırdı.
"Birkaç kere onu düzdüğüm için birden bire sevgili olduğumuz anlamına mı geliyor? Ne sikime onun duygularını umursayacağım? Aramızdaki bu sikimsonik şeyi başlatan zaten en başta oydu."
Pekala teknik olarak yalan söylemişti çünkü aralarındaki ilişki biraz onun biraz çillinin hatasıydı ama yine de çokça Deku'nun.
Kızıl saçlı çocuk ne diyeceğini bilemezcesine derin bir nefes verdi.
"Sadece onu da biraz düşünsen... Yıllarca senin peşinden süs köpekleri gibi koşturdu. Üstelik sen onu sürekli geri çevirmene rağmen. İlişkinizi çoğu kişi bilmese de Midoriya'nın küçüklükten beri senin hayranın olduğunu ve içten içe seni göklere çıkarıp senden hoşlandığını herkes biliyor. Ona yanlış bir umut veriyor olabilirsin."
Bakugou çocuğun dediklerini düşündü, dişlerini sıktı.
"Sen kimin tarafındasın?"
Çocuğa düşmanca bir bakış attığında Kirishima'nın yüzü acıyla kasıldı. Gözleri kırıldığını belli edercesine ona üzüntüyle baktı. Dudakları somurtup aşağı doğru kıvrılırken "Tabiki de senin dostum..." diyerek sandalyesinden kalktı.
Balkon kapısını çekmeden önce sarışının suratına son bir kez bakıp "Umarım bunları Midoriya ile en başında konuşmuşsunuzdur." dedi.
_ _ _
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Last Chance || 🄱🄰🄺🅄🄳🄴🄺🅄
Fanfiction"Bir gecelikte olsa Kacchan, senden beni sevmeni istiyorum." Ve bir havai fişek sesi yankılandı odanın içinde. Ardından diğerleri. Renkli ışıklar cama yansıyor, herkes yeni yılı kutluyordu. Havai fişekler havayı aydınlatıyor, alt kattakiler mutluluk...