Arkadaşlar, bu hikayede sürekli ağlayan, masum ve saf kızların aksine, kendi kararlarını verebilen, erkeğin egemenliği altında ezilmeyen, güçlü ve mücadeleci bir kız karakter yaratmaya çalıştım, ki umarım başarılı olurum.
Bu arada ilk bölümde fazla heyecan yok, çünkü bunlar geçiş bölümü gibi bir şey. İyi okumalar.
♠
5 gün sonra;
"Durumu eskisinden daha iyi, verdiğim kremleri sürmeyi ihmal etmiyorsunuz değil mi?"
Duyduğum boğuk ve kalın erkek sesinin ne dediğini anlamak için bir kaç saniyeliğine beynimin idrak etmesini bekledim. Kafamın içinde küçük bir ölüm sessizliği hüküm sürüyorken ve tamamen uyuşukluk içindeyken bunu nasıl yapacaktım bilmiyordum, başka ve daha genç bir erkek sesi az öncekine cevap verdiğinde nefesim boğazımı zorlukla tırmanmıştı.
"Hayır." diye net bir şekilde konuştuğunda gözlerim, açılmak için beynimle adeta bir savaş veriyorlardı. Şu an bırak parmağımı, göz kapaklarımı bile kıpırdatacak halde değildim, yorgunluk ve halsizlik gri bir bulut parçası gibi üzerime çökmüştü. Karnımdan göğüs kafesime doğru uzanan, ince ve acı verici bir sızı, bende yüzümü buruşturma isteği yaratsa bile aynı sızıları omzumda, bacağımda ve bileklerimde hissedince, nedenini öğrenme isteği ile yanıp tutuşuyordum. En büyük ağrı ise kafamdaydı. Kafamın arka kısmı, uyuşukluğumu bile alt edecek kadar güçlü bir şekilde ağrıyor ve bende tırnaklarımı etime geçirme isteği yaratıyordu. Ama üzerinin ıslak bir şeyle sarıldığını anlamam uzun sürmemişti, sargı olduğunu düşündüğüm şey tamamen kafama dolanmıştı. Tanıdık olmadığı kanısına vardığım iki erkek sesi, beni umursamadan konuşmalarını devam ettirirken onları dinlemek ve ya gözlerimi açmak arasında bir ikilemde kalmıştım.
"Çürükleri pek sorun olmayacak, zaman içerisinde iyileşecektir. Esas sorun, başındakı şişlik..." Adamın, ortama tedirginlik dağıtan sesi içimdeki endişe kırıntılarını teker teker harakete geçirirken benden bahsediyor olması ihtimali göğüs kafesimin sıkışmasına neden oluyordu. "Ne gibi bir sorun?"
Genç ses, düşüncelerime tercüman olduğu için içimden ona teşekkürlerimi sunduktan sonra nihayet dayanamamış ve gözlerimi hafifçe aralamıştım. Görecek olurlarsa bile umrumda bile değildi, artık içimdeki merak duygusu beni çoktan alaşağı etmişti. Görüş alanıma ilk girecek şeyin beyaz bir tavan ve oradan sallanan küçük bir avize olacağını beklemiyordum, derin bir nefesin ciğerlerimi tazelemesine izin verdikten sonra bakışlarımı yavaş yavaş aşağı indirdim. Açık mavi duvarların ardından, benden birazcık ötede dikilen ve biri genç, diğeri orta yaşlı olan iki adamı görmem uzun sürmemişti. Onları kısa bir an süzdüm, dikkatleri kesinlikle benim üzerimde değildi ve bu kesinlikle işime yaramıştı. Pekala...Elini ceplerine koymuş, pür dikkat karşısındakı doktor olduğunu farzettiğim adamı dinleyen genci tanımadığıma emindim. Şey, aslında yaşlı adam da beynimde her hangi bir anı kırıntısı oluşturamamıştı.
"Açık konuşalım, bu kızın kaza geçirmediği çok belli. Birileri tarafından ciddi anlamda çok kötü şiddete uğramış ve de kafasına aldığı darbe en kötüsü..." Doktor, eliyle alnını hafifçe kaşıdıktan sonra boğazını temizledi ve tekrar konuştu.
"Bu gibi durumlarda ortaya bir çok arıza çıkabilir, örneğin, felçlik, görme ve ya işitme yetkisinin kaybedilmesi, hafıza kaybı, akıl sağlının bozulması, en kötüsü de ölüm. Hepsi darbenin gücüne ve nereye denk geldiğine göre değişir."
Adamın saydığı şeyler, korkunun küçük parçalar halinde damarlarıma yayılmasına neden olurken, alt dudağımı dişlerimin arasında sertçe ezmiş, metalik tadın dilimin üzerinde yayılmasına izin vermiştim. Kalp atışlarımın gereğinden fazla hızlı oluşu yüzünden kaburgalarım bükülüyormuş gibi hissederken, kabusum olabilecek kelimeler bozuk bir plak gibi kafamda tekrarlanıyordu. Şiddet, körlük, sağırlık,felçlik ve daha fazlası... Felç olmadığımı yoklamak istercesine önce el, sonra ayak parmaklarımı kıpırdatmam zavallıcaydı, kabul. Gözlerim gördüğü ve kulaklarım duyduğu için içimden Allah'a şükürlerimi sunarken genç adamın boğuk sesiyle tekrar irkilerek bakışlarımı onlara çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buzdan Ruh.
Teen FictionKadın farkında bile olmadan adamı onardı, ama adam onu her gün daha fazla yıktığını göremedi. Kız da farkına varmadı, öfkesi, gücü, hırsı gözlerinin önüne sis gibi çöktü. Adamı kendisine, gücüne ve azmine hayran bıraktı. Sadece bir enkaza çevrildiği...