Bölüm 1: Eve Dönüş

1K 39 35
                                    

4 yıllık rüya gibi bir serüveninin ardından Boğaziçi Üniversitesi'nin Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünden mezun olmuştum. Bu 4 yıl hayatımın en güzel 4 yılıydı. Güzel olan her şey bitmek zorunda mıydı? Bitmişti işte. Burada kalmak yine sadece kendimi bilime vermek, başarılı olmak istiyordum. Geleceğimi merak ediyordum 5 yıl sonraki ben gelse ve benimle konuşsaydı neler derdi acaba? Hatta 5 yıl bile değil 1 ay sonraki ben bile olabilirdi ama mümkün değildi işte... 

Havaalanında bir koltukta oturmuş bekliyordum. Bugün Urfa'dan ailem gelecekti ve mezuniyet töreninden sonra da birlikte dönecektik. Artık benim için her şey bambaşka olacaktı. Özgürlüğe alışmış her kararını kendisi alan yetişkin biri olarak 4 yıl geçirdikten sonra, evin söz dinleme zorunluluğu olan çocuğu olmak zor olacaktı. Yine de beni İstanbul'a gönderip okuttukları için çok şanslıydım. En azından kendim gibi yaşadığım 4 yılım vardı. Bazıları bu şansa bile sahip değil. 

Bunun için Babama çok teşekkür etmeliydim. Babam yıllar önce İstanbul Üniversitesini kazanmış fakat siyasi karışıklıklar nedeniyle okuyamamıştı. Bu sebeple benim okumam onun için çok önemliydi. Annemin baskılarına rağmen okutmuştu. Anneme kalsa beni en kısa sürede evlendirirdi. Urfa'ya dönüyor olmamın beni en çok endişelendiren yanı işte tam da buydu. Annem beni evlendirmek için elinden geleni yapacaktı. Evlenmek anne ve babamın baskısından beni kurtarırdı ama bu sefer de evlendiğim kişinin baskısı altına girerdim. 

Havaalanında oturmuş uçaklarının inmesini beklerken Kafamda bunlar dolaşıp duruyordu. Telefonum çaldı arayan babamdı.

- Efendim baba geldiniz mi?

- Evet kızım indi uçağımız şimdi

- Nasıldı yolculuğunuz?

Dedikten sonra onları görmüştüm bile telefonumu kapatıp gülümseyerek onlara doğru ilerledim ve onlara sıkıca sarıldım. Az önce düşündüklerim gelmişti aklıma, biraz pişman olmuştum haksızlık mı ediyordum acaba onlara? Babam sessizliği bozup,

- Canım kızım benim mezun oldun artık ha, dedi ve tekrar sarıldı. 

- Evet baba dedim ve gülümsedim. Pek konuşkan biri değildim. 

- Hadi bir taksi bulalım, dedim. 

Yavaş yavaş çıkışa doğru ilerliyorduk. Sadece küçük bir bavulla gelmişlerdi ve onu da babam taşıyordu.

 Annem:

- Memlekettekiler senin kız daha da gelmez artık deyip duruyorlardı. Döndüğümüzdeki yüz ifadelerini çok merak ediyorum, dedi. 

Yüzünde daha çok sorgulayıcı bir ifade vardı bu dediklerine ne tepki vereceğimi ölçmek istiyor gibiydi. Aylar sonra ilk karşılaşmamızda bana ilk söylediği sözler bunlar olmuştu. Çevremizdekilerin hakkımızda ne düşüneceği.. 

Annem her zaman çevredekilerin yorumlarını çok önemsemişti. Beni okutmak istememesinin başlıca sebebi de onların dedikodularıydı zaten. 

- Hoş geldin anne gerçekten beni çok özlemişsin, dedim sitemle..

Ondan ilk duymak isteyeceğim sözler seni gördüğüme sevindim seni özlemişim gibi sözlerdi. 

- Kızım sen de çok alıngansın yani!! Özledim tabi özlemez miyim? 

- Aç mısınız? 

- Evet kızım acıktık vallahi şu geçen geldiğimiz zamanki yere gidelim orası güzeldi, dedi babam. 

Geçen gittiğimiz yeri hatırlamam biraz sürmüştü çünkü babamın geçen olarak tanımladığı zamanın üzerinden neredeyse bir yıl geçmişti. 

KANA TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin