Alarmın sesiyle uyandığımda kan ter içindeydim. Çok şükür rüyaydı. O kadar gerçekçiydi ki... Yatmadan okuduğum Carmilla'nın etkisinde kaldığım açıktı ama Musa ne alakaydı onu çözememiştim.
Gördüğüm rüya kafamı kurcalamaya devam ederken laboratuvara gitmek üzere hazırlandım. Saat 7 buçuktu. Kahvaltı yapmak için aşağı indim. Gözlerim terasta konuştuğum kızı arasa da onu görememiştim.
Bugün ilk günüm sayılırdı. Sonuçta dün sadece kayıt işlemleri, evraklar uğraşıp durmuştum. Bugün esas işime başlayacağım gündü, heyecandan iştahım kapandığından pek bir şey yiyemeden laboratuvara doğru yola koyuldum.
Dün çıkarttırdığım kartımı turnikeye tutup içeri girdim. Karşılaştığım insanlara gülümseyerek sanki bugün ilk günüm değilmişcesine bir tavırla ilerledim. Natsumi'yi görmeyi ummuş olsam da onun çalıştığı departman buralarda değildi belli ki.
Laboratuvar'ın girişine geldiğimde beni bir görevli karşıladı.
- Merhabalar Esila hanım değil mi?
Evet anlamında başımı salladım
- Buyurun size ben yardımcı olacağım.
İçeri girerken kalbim güm güm atıyordu. Geniş beyaz bir alan... Ortada büyükçe yuvarlak bir masa ama ortası boş orada da bir koltuk. duvar kenarlarında dikdörtgen masalar bir sürü elektronik alet mikroskoplar daha önce hiç görmediğim kadar kapsamlı ve gelişmiş bir laboratuvardı. Türkan hoca işte oradaydı.
- Hoş geldin 15 dakikaya herkes gelir şu ilerideki odada toplantı yapılacak istersen şimdi geçebilirsin.
Bana eşlik eden güvenlik kapıya yöneldi.
- Ben artık gideyim Türkan Hanım
Konferans salonunu andıran odaya girdim benden başka hiç kimse yoktu kendimi yalnız hissediyordum. Korktuğumdan ailemle hala hiç iletişim kurmamıştım. Kimsem yoktu benim şu anda gözlerim dolmuştu.
- Şöyle geçelim gelin.
İçeriye tanımadığım 4 kız girdi. Dikkatli dikkatli bana baktıktan sonra ön çaprazıma oturdular.
- Ben iki gündür yoktum ya Willam'ı özledim resmen.
- Aşırı yakışıklı ama ya...
- Onu görünce eriyorum resmen.
- Onun yüzünden işime konsantre olamıyorum ya.
- Kızlar ne biçim konuşuyorsunuz ya etik değil bir kere, denek o denek.
- Hadi kızım sende ya. Sen sanki bayılmıyorsun.
- Ne alaka ya.
Konuşmalarından anladığım kadarıyla William adında bir deneğimiz vardı ve yakışıklıydı. Kızlara biraz gıcık olmuştum. Profesyonel olmak bu kadar mı zordu? Bir deneğin varlığı düşündürücüydü... Acaba üzerinde ne deneniyordu?
- Merhabalar hoş geldin ben Marry.
Bu değerlerine göre daha mantıklı olandı.
- Esila ben de. Memnun oldum.
- Buraya geldiğim ilk günü hatırladım da zor bir gündü... Sana şans diliyorum.
Yüzündeki ifade ürkmeme sebep olmuştu. Ne gelecekti başıma. Benim başıma zaten şu sıralar neler neler gelmişti. Düğünümden kaçmıştım. Artık her şeyin üstesinden gelebilirim gibi hissediyordum.
- Peki teşekkürler.
Herkes geldikten sonra sırayla yeni çalışma arkadaşlarımla tanıştım. Sonrasında da Türkan hoca günlük ve haftalık çalışma sürecini planladı ve iş bölümü yaptı. Bana daha çok asistanlık düşmüştü. Ekipte yaşça büyük kişiler esas işi yapacak bizim gibi gençlerse onlara basit işlerde yardımcı olacaktı. Mutasyonla ilgili bir çalışmaydı bu anladığım kadarıyla ama hala tam olarak ne yapıldığını öğrenememiş olmak canımı sıkmış ve germişti. Önce terastaki kız şimdi Marry bir bildikleri vardı kesin ama neydi? Toplantı salonundan çıkıp deney alanına ilerledik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANA TUTSAK
VampireUrfa'dan İsveç'e uzanan heyecan dolu bir serüven.. Esila üniversiteden yeni mezun olmuş, geleceği konusunda endişeleri olan genç, güzel ve başarılı bir kız. Hiçbir şeyden korkmadan, arkasına bile bakmadan kendini bambaşka bir dünyanın kollarına atı...