》 vedalar hiç hoş olmadı, olmayacak

2.1K 202 52
                                    

×

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

×

Bugün gidiyordum.

Uçak biletimi akşam 17.00'a almıştım.
Yer ise belliydi, Amerika'ya gidecektim. Çünkü tek tanıdığım Tom'du ve, hiçkimseyi tanımadığım bir yerde baştan başlamak, çok uzun süren bir işti.

Ve ben, o kadar güçlü değildim. Yeni insanlar tanıyacak ve onlarda olumlu duygular hissedecek kalbim, yeterince doluydu. Çoğu kişiyi taşımaya çalışan vücudum, artık beni dahi zor taşıyordu.
Bu genç yaşımda hayat beni, ben bilmeden, ne kadar da yormuştu öyle.
Ama savaşmaktan asla vazgeçmeyecektim.
Babam bana öyle öğretmişti. Kimsenin yanında pes ettiğimi göstermeyecek, ve onların yanında asla yaş dökmeyecektim.

Ben.. iyiydim?

Gidecektim.

Beni endişelendiren kısma gelirsek eğer.. Jungkook'a henüz bundan bahsetmemiştim. Çünkü ona söylemeye çekiniyordum. O içerde mısır gevreğini yerken, ben yatağımda öylece duruyordum. Yıllarımı geçirdiğim ev arkadaşımla birbirimize bu kadar alışmışken, onu bir süreliğine bırakacak olduğumu söylemek, ağır travma sonucunu doğurtabilirdi.
Ve ben Jungkook'un üzülmesini, kaldıramazdım.
Onu kırmaktan bile çekinen ben.. o yaş dökerse eğer.. bunu istemiyordum.
Onu seviyordum ve, gitmem konusundaki amacımı, onu en az üzecek şekilde söylemeliydim. Buranın, bende bıraktığı acıyı söndürüp gelmem gerektiğini, en az acısız şekilde iletmeliydim.

"Uyanmışsın."
Jungkook kapı arasından kafasını çıkararak tavşan dişleriyle belirdiğinde, gülümsemiş ve kafamı sallamıştım.

"Bugün tutacağımız eve gideceğim. Senin de gelmek isteyeceğini düşündüm. Emlakçı bize evi gezdirecek ve fiyat belirleyecek. Biliyor musun evin hemen arkasında bir mağaza var ve süs eşyaları satıyor. Oradan hani şu boyna atılan yılbaşı atkıları oluyor ya, ondan da alır mıyız? Hatta senin ofisinde göstermiştim sana, hatırlıyor musun?"

Tamam, bu gerçekten zor olacaktı.

Kafamı 'hatırlıyorum' dercesine salladım ve yatakta dik oturur pozisyona geldim.
"Jungkook sana birşey söylemem gerekiyor."

Yutkunduğumda, Jungkook kaşlarını çatarak odama tamamiyle girmişti. Yüzü anında ciddi bir ifadeyi takındığında, elimle yatağıma birkaç kez vurdum gelmesi için.
Dediğimi yapmış ve tek ayağını altına alarak oturmuştu.

"Jungkook, ben.. buradan gitme kararı verdim."

Hızla söylediğimde, boğazım yanmaya başlamıştı. Ağlamak istemiyordum.

"Buradan ikimiz de gideceğiz zaten Jimin. Taşınıyoruz ya salak."
Gülerek omzuma vurduğunda, sarsılmış ve normal hale gelmiştim.

"Öyle değil."

Kaşlarını çatarak aniden gülüşünü kestiğinde, yavaş söylemenin bir anlamının olmadığını düşündüm. Bir anda söyleyecektim.
Çünkü ağır söylemem ikimizi de yıpratırdı.

Model | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin