Farklı ve tecrübesiz bir güne heyecanlı uyanmıştım.
Bugün ilk defa katalog çekimlerimde kadrajda olan yalnızca benden ibaret olmayacaktı.
Bir giyim mağazası için olacak çekimlerde, yanımda Amerikan bir erkek model yer alacaktı ve beni heyecanlandıran kısmı ise herifin bir sürü ödüle sahip olmasıydı.Acaba ben de şu görkemli, parlak ve ilgi çekici kupalara bir gün sahip olabilecek miydim? Küçükken birçok kez turnuvalara katılmama rağmen bir başarı gösteremeyen ben, ailemde hep onur kırıcı sözlere maruz kalırdım. Ama büyüdükçe onlara kızmamaya başladım. Çünkü empati özelliğim belirdi. Benim de çocuğum hiçbir konuda başarılı ve komşuların gözüne sokabilecek gurura sahip olmasa, ben de aynı tepkileri verebilirdim.
Kim bilir..
Belki de onları anlayabilirdim?Bu 'kafaya takmama' tavırlarım da zaten o yıllarda ortaya çıktı. Her zaman hatalarımı yüzüme vuran bir ailem olduğu için, bağışıklık kazanmıştım belki de. Onlara bunun için kızmıyordum. Tam tersi, teşekkürlerimi sunuyordum. Çünkü belki öyle olmasalardı, ağlak bir herif olur çıkardım.
'İnsanlar pizza değildir, sizi mutlu edemezler.'
×
"Günaydın herkese."
Ofisime pozitif ses tonumla giriş yaptığımda, herkes selam vermiş ve işlerine geri dönmüşlerdi."Jungkook gelmedi mi?"
Talya merakla sorduğunda, kafamı olumlu anlamda salladım."Tuvalete gitti."
Beni onaylayarak işine döndüğünde, yanına giderek ütülenmiş olan kıyafetlerle ne yaptığına baktım.
Bugün kırmızı-beyaz bir takım elbise giyiyordum. Sanırım yanımda olacak mankeni de Talya giydiriyordu. Çünkü hemen yanında bir tane daha takım vardı."Günaydın."
Kapının kenarı tıklatılmış ve ingilizce konuşan bir adam belirmişti.
Manken.. bu genç çocuk mu?Başımla selam verdiğimde, yanımıza gelmiş ve gülümseyerek eliyle takımı göstermişti.
"Bu benim mi?"
Talya onu geniş gülümsemesiyle onaylayarak konuşmaya başladığında, ben yanlarında hiçbir şeyden anlamaz bir ifadeyle öylece bakıyordum."Bu Jimin. Seninle modellik yapacak kişi."
Adımı duyduğumda onlara döndüm. Bana bakıyorlardı. Genç çocuk gülümseyerek bana bir adım yaklaştıktan sonra, elini uzatmıştı."Merhaba, ben Tom. Tom Holland."
Kaşlarımı kaldırarak aynı şekilde elimi uzattığımda, sıkmıştı.
"Ben de Park Jimin. Memnun oldum Tom."Çok geniş ve samimi bir gülüşü vardı. Dişleri de çok düzgündü, gülmek yakışıyordu herife ne diyeyim.
Acaba yaşı kaçtı?"İkinizin kabinlerini hazırladım, isterseniz girip giyinin. Çünkü kameraman birazdan burada olur. Baksana dekorasyonlar hazır bile."
Talya bizi yönlendirdiğinde, dediklerinden hiçbir şey anlamamıştım. Lan insan bir çeviri yapar ama, öyle değil mi?"Jimin kabine gir."
Natasha fırçalarını masaya dizerken soluduğunda, masumca gülümsemiş ve kıyafetlerimi aldığım gibi kabinime girmiştim.Düzgünce giyinip dışarı çıktığımda, Tom benden önce çıkmıştı. Fiziği de baya iyiymiş, takım elbiseyi resmen taşıyordu.
Natasha önce Tom'u masaya alıp makyajını yapmaya başladığında, ben de kapıda görünen Jungkook'un yanına doğru yürüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Model | vmin
Fiksi Penggemar》Bir gece kulübünde çalışan Park Jimin'in, bütün vücudu ile aldığı para yetmemeye başlar. O sırada ise Kim Taehyung ile karşılaşır. '150920