Part 5

9.1K 195 7
                                    

1 saat fotoğraf çekimi yaptıktan sonra herkes çok yorulmuştu. Bizde bu gün için bitirelim dedik. Kamerayı yerine koyarken Harry yanıma geldi. 'Hazırmısın?' Dedi aslında onunla gitmekle gitmemek arasında kaldım biraz... Ya ona aşık olursam? Ya o bana arkadaşça yaklaşıyorsa. Ben böyle küçük şeylerden hemen umut kapan bi insanım...

Emily : ya aslında benim biraz başım ağrıo ben eve gitsem daha iyi olur.

Harry : ben bunları yemem küçük hanım. Bu sefer kaçamazsın.

Emily : ama--

Harry : yok ama. Hadi hazırsan çıkalım.

Homurdana homurdana 'hazırım' dedim. Güldü ve önden önden yürümeye başladı. Arabasının kapısını açtı bana sonrada kendisi bindi. Of bu yol hiç bitmicek galiba. Saate baktım biz çıkalı daha 10 dk olmuş. Ölücem bu arabada ikimizde konuşmuyoduk.

Emily : daha ne kadar var?

Harry : daha çıkalı 10 dk oldu.

Emily : olsun sıkıldım.

Harry : sen böyle herşeyden çok çabuk mu sıkılırsın? Sevgililerini hangi sıklıkla değiştiriyorsun?

Emily : aslında herseyden bu kadar çabuk sıkılmam sıkıcı kişiler ve sıkıcı yerlerde olur böyle şeyler.

Bi kahkaha attı.

Emily : ve benim bi sevgilim yok.

Birden kafasını bana çevirdi. Gözlerimin içine baktı. Gözleri parlıyodu. Güldü ve tekrar yola döndü. Radyoyu açtım. Ve bi radyo röportaji vardı.

X : Hayatında biri var mı Justin çünkü bunu bütün genç kızlar bilmek ister.

Bi saniye Justin mi doğru mu duydum inanmıyorum!!! Öylesine açtım ve Justin çıktı!!!!

Justin : hayr yok

Sonra güldüm. Harry bana döndü 'severmisin?' Dedi

Emily : sevmek mi? Sevmek az kalır ölürüm desem? Onunla fotoğraf çekimi yaptığımda bi Belieber olduğu mu duyunca çok şaşırmıştı. dedim ve güldüm. Harry'nin gülüşü biraz yapmacıklaştı. Ve 'hmm'dedi gülme çalışarak. Daha sonra dinlemeye devam ettik.

X : peki güzel bulduğun bi kız var mı?

Justin : Beyonce

X : hadi ama dostum senin yaşında birilerinden bahsetmiştim.

Justin : bence Emily Dawson çok tatlı ve şeker bi kız.

O sırada Harry ani bi fren yaptı şansımız iyi ki yol bomboştu. Kulaklarıma inanamıyorum. Harry bana döndü bende ona.

Emily : b-b-b-ben b-b-bilmiyodum.

Konuşmak ne kadar zor olsada bi açıklama yapmak zorunda gibi hissettim.

O sırada devam ettiler.

X : Harry styles ile Emily Dawson arasındaki Park'ta geçen olayı biliyomusun?

Justin : evet görmüştüm. Harry'nin yerinde olmak isterdim.

Harry'e baktım beni izliyordu ve burnundan resmen dumanlar çıkıyordu. Sanırım artık radyoyu kapatmanın zamanı gelmişti. Hemen radyoyu kapattım.

Emily : a-artık gideb-bilirmiyiz? Dedim ve yutkundum.

Harry tekrar yola döndü. 20 dk sonra oradaydık.

Harry arabayı kimsenin bulamıcağı bi yere park ettikten sonra arabadan indik. Yürümeye başladık o önden yürüyordu. Bu gerginlik fazla uzamıştı. Büyük adımlar atarak ona yetiştim. Bana baktı güldüm hiç bi tepki vermeden kafasını tekrar çevirdi.

Restoranda girdik. Ve bize gösterilen masaya oturduk. Bi süre sonra siparişleri verdik.

Emily : siz çocuklarla nasıl tanıştınız yani birbirinizi ilk gördüğünüzde ne yaptınız?

Harry küçük bi gülücük attı.

Harry : Louis ile tuvalette karşılaşmıştık

Emily : nasıl yani?

Harry : ben tuvalete gitmiştim oda ordaymış bana 'hey' diye seslendi seslendi sonrda benden tuvalet kağıdı istediğini söyledi.

Ben kahkaha atmaya başladım. Oda bana eşlik etti. O sırada yemekler geldi. Yemeklerimizi yerken bana x-factor zamanlarını anlattı. Çok komikti bütün yemek boyunca güldük. Aslında fena çocuk değildi. Sanırım ben bu kıvırcığa kapılmaya başladım... Biraz daha konuştuktan sonra hera ödeyip kalktık.

Harry : seni evine bırakıyım.

Emily : e peki arabam?

Harry : yarın sabah ben alırım seni istersen. Dedi güldü

Emily : peki ...

Arabadada konuştuktan sonra Justinin söylediklerini ikimizde unutmuştuk bunları düşününce yüzüm tekrar düştü. O sırada kapının önündeydik.

Harry : geldi--bişey mi oldu ?

Emily : yoo hayr.

Harry : evet bişey var.

Emily : ya ben Justinin söyledikleri için özürdilerim.

Onunda suratı düştü birden.

Harry : önemli değil.

Emily : yarın kaçta gelirsin?

Harry : bilmem ben mesaj atarım sana.

Emily : çok güzel bi akşam yemeğiydi teşekkür ederim. Deyip yanağına bi öpücük kondurdum. Kalbim yerinden çıkıcak gibi atıyordu.

Harry : ö-önemli değil.

Arabadan inip eve girdim. Harika bi geceydi...

Ve saat 23.30 du. Dani televizyon izliyodu herşeyi ona anlattım ve daha sonra yatağa yattım. Güzel bi gündü, tam gözlerimi kapadım ki telefonuma mesaj geldi 'iyi geceler prenses ' kalbimin atışları tekrar hızlanmaya başlamıştı. Telefon numarasını ilk defa görmüştüm ama kim olduğunu biliyodum. Bende 'iyi geceler kıvırcık 'diye mesaj attım ve telefonuma numarasını kaydettim ismide kıvırcıktı . Yarını nasıl beklicem bilmiyorum ...

SENSIZ OLMAZ-1D -DUZENLENIYOR-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin