2|

10.3K 302 55
                                    

Genç kadın evinden çıkarken çalan telefonuna baktı.

"Efendim?"

"Şirketteyim." genç kadın bir şey demeden kapadı ve arabaya bindi.

"Şirkete."

"Hangisine efendim?"

"Etiler." adam kafa sallayıp gaza bastı.

Kısa süre içinde şirkete geldiklerinde hızlı adımlarla kapıdan içeri girdi.

Görenler selam veriyor, genç kadın başıyla onaylıyordu.

"Günaydın." dedi sekreter. Gülümsemeyle karşılık verince herkes bir oh çekti. Bu gün iyi günündeydi.

"Toplantıyı 1 saat sonraya ertele." dedi yanındaki asistanına.

"Ama 1 saat sonra güvenlik şirketi ile toplantınız var."

"Onu akşam yemeği olarak tekrar düzenle. İyi bir restorant olsun." kafa salladı genç kız.

Hızlı adımlarla yürüyen genç kadın aniden durup asistanına baktı. Asistanı düz ifadeyle ona bakarken gülümsedi.

"Boş bulduğunda muhasebeye git ve zamı onaylat." dedi ve yoluna devam etti. Asistan kız kocaman gülümsemeyle yürümeye devam etti. Sonunda kardeşi için gereken parayı toplayabilecekti.

"Sen gidebilirsin." dedi genç kadın toplantı odasına giderken. Asistan kız kafa sallayıp muhasebenin yolunu tuttu.

"Hoş geldin." dedi sandalyeye otururken. Siyah büyük güneş gözlüklerini kenara koydu.

"Adamı buldum. Adam zaten onu bulmamızı istiyormuş. Yoksa bu kadar açık olmazdı." derken ona bir dosya uzattı. Genç kadın kaşlarını çattı.

"O ne demek?" derken mavi dosyayı açtı.

"Barlas Soylu. Nam-ı değer bekar prens." genç kadın dosyadaki tipe baktı.

"Her geceyi farklı kızlarla geçiren tiplerden." diye mırıldandı kadın.

"Malesef mi demeliyim bilmiyorum ama hayır. Adam öyle biri değil. İşine tapıyor ve kadınlardan 'aşk' anlamında nefret ediyor." genç kadın dosyadan gözünü kaldırıp adama döndü.

"Gey mi?" adam kafa salladı.

"Adam aşık olmayı sevmiyor." dedi omuz silkerken.

"Sen en başta şöyle demiştin, 'Yoksa bu kadar açık olmazdı'. Neden ki?"

"Adamlar güvenlik şirketi. Bizim gibi piyasaya yeni gelmiş, ama bomba gibi düşmüşler. Bu da en başlarında."

Genç kadın dosyayı bir kere daha açtı. Kumral saçları, yeşil gözleri ve gülümsemeye çalışan ağzıyla gayet sempatikti. Ama neden o arsayı alsındı ki?

"Adamın arsayla ne derdi varmış?"

"Onlarda yeni şirketleri için burayı istiyorlar."

"Peki bizim fiyatı nereden biliyorlar?"

"Güvenlik şirketinden kastım siber güvenlik. Kodlar yazıyorlar yani. Bu yeni otomatik kapılar falan var ya. He işte, onları üretiyorlar. E haliyle bizim bilgisayara girmeleri zor olmamıştır." kafa salladı.

"Adamın numarası var mı?"

~

Bu sefer daha sert basıyordu ayaklarını zemine.

Karşıda telefonu ile ilgilenen adamı görünce kıkırdadı.

"Dizilerde ki gibi otopark? İyiymiş." dedi gözlüğünü çıkarırken.

Gülen suratı anında ciddiyete bürünürken adam telefonu cebine koydu.

"Ne büyük onur bu? Aksel Deniz... Piyasanın prensesi." diye mırıldandı genç kadını göze batılır biçimde süzerken.

"Kraliçesi." diye düzeltti kadın. Adam kafa salladı.

"Ne istiyorsun? Neden yolumuza taş koydun?" bir adım daha attı.

"Bir şey istediğimi nereden çıkardın?" dedi ellerini iki yana açarken. Onun yüzünde de ciddi bir ifade vardı.

"Beni aptal yerine koyma. Bilgisayarıma sızdığın için seni süründürebilecek güçteyim. Bir istediğin var ki burada bu konuşma geçiyor." adam kafa salladı.

"Açıkça söylemek gerekirse etkleyici. Aptal kadınlardan değilsin." kadın göz devirdi.

"Ne istediğini söyle de gideyim. Meşgulüm." adam ellerini iki yana açıp dudağını büzdü.

Genç kadın alayla gülüp arkasını döndü ve topuklarını yere vura vura arabasına ilerledi.

"Anlaşma." dedi adam.

Kadın durdu. Topuk sesleri durunca sesizlik oluşmuştu. Yavaşça arkasını döndü.

"Ne anlaşması?" sinirden çok soran bir ses tonuydu bu.

"Anlaşma." dedi sinir bozucu bir gülümsemeyle.

"Sinirimi bozmaya başlıyorsun." dedi bıkkınlıkla.

"Bu şirket ya benim. Ya bizim."

• Aksel • Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin