BÖLÜM 18

787 398 934
                                    

Herkese merhaba arkadaşlar.

Biliyorum sizleri birazcık beklettim fakat hepinizin de aynı dertte olduğunu bildiğimden beni anlayacağınızı düşünüyorum. Malum dersler her şeyden daha önemli değil mi?

Neyse fazla uzatmadan bölüme geçelim. Vote atmayı ve yorum yapmayı unutmayınız!!!

Keyifli okumalar :)

Bölüm Şarkıları: 

Billie Eilish "Bad Guy"

Ufuk Beydemir "Ay Tenli Kadın

I'm the bad guy

Even if you know that you don't

*** 

"Hayatta kimseye hiçbir şeyi tam olarak anlatamayacağını anlamıştı. Biri için ölüm kalım meselesi olan, diğerinin gözünde toz kadardı." Diyerek sözlerine başlamış Hakan Günday.

Biri için ölüm kalım meselesi diğeri için toz kadar değersiz şeyler...

Öyle miydi gerçekten?

Haklı mıydı sözlerinde?

Bunun için de Zülfü Livaneli, 'Serenat'ında' şöyle söylemiş:

-"Haklı olanı güçlü kılamadığımız için güçlü olanı haklı kılıyoruz."

Kim haklıydı?

Zülfü Livaneli mi yoksa Hakan Günday mı?

Bence her ikisi de kendi düşüncelerince haklılardı.

Çünkü kimseye tam olarak hiçbir şeyinizi anlatamazsınız. Bu durumda da sizin için ölüm kalım meselesi olan durum karşı taraf için toz kadar olurdu.

Peki, anlatsaydık durum değişir miydi?

Hiç sanmıyorum.

Hiç kimse, sizin acılarınıza sizin kadar üzülemez. Kimse sizin sevinçlerinize sizin kadar sevinemez de. Bu yüzdedir ki yaşadığımız her olay sadece kendimiz için acıdır, mutluluktur, ölüm kalım meselesidir.

Demir için ölüm kalım meselesi olan durum Şimal için aynı şeyi ifade etmiyordu. Çünkü neyin ne olduğunu bilmiyordu. Bilseydi anlatır mıydı ne yaşadıklarını?

Belki...

Şimal durumu çaktırmamak açısından "Buyurun?" diyerek şaşkınlığını üzerinden atmaya çalışmıştı. Eliyle önündeki sandalyeyi gösterip Demir'in oturması için işaret verdi.

"Buyuralım bakalım." Demişti Demir alayla. Demir olanları bildiği için bu şekilde davranıyordu. Şimal ise her şeyden bir haber olduğu için ne yapacak nasıl bir açıklama yapacak bilmiyordu.

"Neden gelmiştiniz öğrenebilir miyim? Reşat Bey ile ilgili ne konuşabiliriz?" Diyerek durumu anlamaya çalıştı Şimal.

Demir sakince tebessüm etti sadece. Onun için şu anki halleri oldukça gülünç bir durumdu.

"Ne konuşabiliriz öyle mi? Bir düşünelim." Demir işaret parmağını şakağına yavaşça vurarak düşünüyormuş gibi yaptı. Sonra elini şaklatıp, "Buldum." Dedi.

"Mesela ne zamandır iş birliği içindesiniz oradan başlayalım. Ne dersin? Kusura bakma, sen diye hitap ediyorum. Sonuçta o kadar hukukumuz varmış."

Şimal duydukları karşısında ne diyeceğini bilemiyordu. Amcasının Demir'e her şeyi anlatmış olmasına inanamıyordu.

Kendisi kimsenin bilmemesi gerek diyerek yıllarca kuzeni saydığı adam ile onu görüştürmemişti. Şimdi ona haber vermeden her şeyi nasıl olurda anlatabilirdi aklı almıyordu.

ELVİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin