BÖLÜM 17

821 442 845
                                    

Merhaba arkadaşlar. Size bölüm getirdim. 

Öncelikle belirtmek isterim ki derslerim başladı ve baya yoğun geçecek gibi görünüyor. Ondan dolayı bölümleri 2 hafta arayla yayınlamayı planlıyorum. Umarım anlayışla karşılarsınız. Teşekkürler.

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen!!!

Keyifli okumlar :)

Bölüm Şarkıları: 

Sertap Erener "Bir Çaresi Bulunur"

Bağzıları "Zaten Kırılmış Bir Kızsın"

Can Gox "Yalnızım Ben"

***

"Elmaslar sadece toprağın karanlıklarında, gerçekler sadece düşüncenin derinliklerinde bulunur."

Victor Hugo, Sefiller'de böyle özetlemiş gerçeklerin gün yüzüne çıkış aşamasını.

Düşünmemizi, düşüncelerimizin derinliklerinde olan hatıraların veyahut bastırılmış durumların aslında gerçekler olduğunu vurgulamak istemiştir.

İnsanı yalan söylemeye iten haller bir gün çıkmazda kalınca gerçekleri söylemeye de itecektir.

Sanki yalanlar ile gerçekler bir yarış içindeydi ve sürekli bir tık ileride olan yalan bu sefer kazanamıyordu.

Kazanan daima gerçekler oluyordu.

Derler ya gözler kalbin aynasıdır diye. Doğru söylemişler. Gözler asla yalan söylemezdi. Gerçekleri açığa çıkaran en önemli etken gözlerimizdir. Duygularımızı en çok belli ifade ettiğimiz organımızdır.

İşte bu yüzden kazanan gerçekler oluyor.

(Elvin'den)

Etrafı toparlamak için yukarı kata çıktığımda önce Demir'in odasını toplamak istemiştim. Odasına girdiğimde fazla dağınık olmadığını fark ettim.

Sadece bugün çıkardığı kıyafetler ortalıktaydı. Acelesi olduğundan olsa gerek kirli sepetine atmayı unutmuştu.

Yatağının üzerinde duran pantolonunu ellerimin arasına aldığımda ceplerini yokladım. Sağ cebinde elimi gezdirdiğimde küçük bir şey elime takıldı.

Tutup çıkardığım da bir bellek olduğunu fark ettim. Avukat kimliğimden olsa gerek böyle şeyleri kurcalama gibi bir özelliğim vardı ve ben bunun içine bakmazsam merakımdan çatlardım.

Bu yüzden hemen kendi odama geçerek bilgisayarımı aldım. Bilgisayar açıldıktan sonra flaş belleği yerleştirdim.

Bir dosya açılmıştı. Dosyanın ismi yoktu. Daha çok merak ettim. Dosyaya tıkladığımda aşağıdan kapının açılma sesini işittim.

Leyla'nın marketten döndüğünü düşünerek dosyaya geri döndüm. Dosyanın içinde bir ses dosyası gözüküyordu. Bu sefer de ses dosyasına tıkladığımda hoparlörden kalın bir ses yükseldi.

İrkilmiştim.

"Bulun onu. Yaşıyor, ölmedi. Kimsesiz değil. Yakında. Çok yakında. Unutma, taze sürülmüş buğday tanesi kara çadırın üstüne saçılmış gibidir."

Ses kaydı tekrar başa sarmıştı.

Odanın kapısının açılmasıyla ekrandaki donuk bakışlarım içeri giren kişiye kaymıştı.

"Elvin, güzelim?"

Demir korku dolu bakışları ile bir bilgisayara bir bana bakıyordu.

Bu ses kaydı da neydi? Kimden bahsediyordu? Demir'de ne işi vardı?

ELVİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin