× Kıvılcım: anlayış ve kabullenme ×

129 11 25
                                    

"Her şeydi"

Draco üzerinden neredeyse bir hafta geçmesine rağmen bu kelimelerin üstesinden gelemiyordu. Her şeyini kaybetmiş bir insan, nasıl hissettiğini tahmin etmeye çalışıyordu bazen ancak bu onun için imkansız gibiydi çünkü hiçbir zaman kızın bahsettiği her şeye sahip olmamıştı. Her şeye sahip olduğunu düşündüğü zamanlar olmuştu ancak bunlar ucuz yanılsamalardan ibaretti ve bunu fark etmesi biraz zaman almıştı. Gereğinden fazla bir zaman belki de.

"Düşünceli görünüyorsun" diye söyledi Blaise ortak salonda ıssız bir köşeye çekilmiş arkadaşına sırıtarak "Ve bu genelde olmayan bir şey"

Draco homurdanmak istese de sadece gözlerini devirdi.

"Slughorn'nun terapi grubu yüzünden mi?" diye devam etti Blaise bu sefer ciddileşerek, Draco'nun oturduğu koltuğun hemen yanında durmaya karar vererek duvara yaslandı.

"Onu tamamen unuttum" dedi Draco elleriyle yüzünü kapatarak, Astoria ile olan en son ki buluşmasından sonra ondan kaçtığını kendine itiraf edemeyecek kadar gururlu olsa da Slughorn'un terapi grubunda karşılaşacaklardı. Bu bir sorundu çünkü Draco vereceği cevap için hâlâ kafasını toplayabilmiş değildi.

O gece nemli çimlerin üstünde yan yana ne kadar süre uzandıklarını bilmiyordu, ısı tılsımlarının etkisi geçmeye başladığında Astoria kısık bir sesle gitmeleri gerektiğini söylemişti ve Üç Süpürge'ye kadar yürümüşlerdi. Yol boyunca ikisi de konuşmamıştı ve garip bir şekilde ayrılmışlardı bu yüzden Draco bir daha ki karşılaşmalarında onunla nasıl iletişim kuracağını kestiremiyordu. O gece ona karşı savunmasız kalmayı umursamamıştı ve bunun kız ile arasında bir bağ oluşturduğunu hissediyordu. Üstelik karşılıklı bir bağ gibi hissettiriyordu, bu yüzden bir dahaki karşılaşmalarında Astoria'ya karşı ukala Malfoy maskesini takamaması gerektiğini düşünüyordu çünkü bağın bozulmasını istemiyordu. Ancak belki de bozulmalıydı, Astoria'ya karşı kendini açtıkça onun kendini geri çekeceğini biliyordu.

"Sorun ne o zaman?" diyerek bir kez daha düşüncelerini böldü Blaise, gözlerinde hafif bir şüpheyle Draco'ya bakarken "Hogsmeade gezisinden beri bir tuhafsın"

"Bundan sonra ne yapacağımızla ilgili hiç düşündün mü?" diye sordu Draco onun sorusunu görmezden gelerek

"Geleceğin hakkında mı endişeleniyorsun?" dedi Blaise kaşlarını yukarı kaldırırken, sesindeki alaycılık Draco'nun surat asmasına sebep oldu.

"Yani demek istediğim sen bir Malfoy'sun, üç nesil ailenizde kimse çalışmasa bile rahat bir hayat sürebilirsin"

"Ne yapmamı bekliyorsun öyleyse? Üç nesil boyunca yan gelip yatayım mı?"

"Bilemiyorum" diye sürdürdü Blaise "O kadar süre yaşamayabilirsin belki"

Draco arkadaşını tekmeleme isteğini zar zor bastırarak homurdanırken Blaise gülerek onun omzunu sıvazladı.

"Neyi kast ettiğini anlıyorum Draco, ben de henüz bir karar verebilmiş değilim ancak kesin olarak emin olduğum tek bir şey var"

"Neymiş o?" dedi sarışın genç homurdanmayı bırakıp Blaise'e dönerken

"Mezun olduktan sonra burada durmayacağım, Britanya'da yani"

Draco kendinden emin bir şekilde konuşan arkadaşına şaşkınlıkla baktı, böylesine büyük bir kararı bu kadar kesin bir şekilde söylemesi onun için beklenmedikti.

"Ne var?" dedi Blaise onun bakışlarına karşılık "Sadece ben değil çoğu kişi böyle düşünüyor, savaştan sonra insanların bize nasıl baktıklarını biliyorsun. Hayatım boyunca bu yükü taşımak istemiyorum, yeni bir yerde yeni bir başlangıç yapmak kulağa güzel geliyor. Sence de öyle değil mi?"

Extinguished Lonely Stars  ×Drastoria×Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin