Sağol, Şerefsiz

382 52 412
                                    

Ben şey bu au'nun eijirousunu çizmeye çalıştım 👉🏻👈🏻
Baya plot odaklı uzun bölüm uyarısı hehe

Katsuki şirketin binasına girmiş, yeni bir uzun, sıkıcı ve yorucu iş gününe başlayabilmek için kendisini ofisinin olduğu en üst kata çıkaracak asansörün düğmesine beş bininci kez sinirle basıyordu.

Her zamanki gibi siniri bozuktu. Dünden olsa gerek bu sefer üzerinde daha çok göz hissetmişti. Nefret ettiği bir histi bu. Uykusu vardı, İida'nın sessizce ve titretmeden sürdüğü rahat arabada yaptığı şekerlemeleri özlüyordu bazen.

"Şirket kartınızı görebilir miyim hanımefendi?"

"Unutmuşum falan yok kart. Zaten şu adamla konuşcam sadece, 3 saniye bak, bırak geçeyim."

Katsuki sesin tanıdıklığıla arkasını döndü. Asansörün küçük ekranındaki numaralar ağır ağır azalırken, hani şu istasyondaki pembe saçlı kız, ona epey küçümseyerek bakan görevlilerle tartışıyordu.

"Ablacım git başka yerde dilen hadi." diye girdi diğeri, arkadaşının profesyonelliğini mahvederek.

"Abla anandır, dilenci değilim ben!" diye hırladı kız. "Bak içinden altmışa kadar say, konuşup geri gelicem, valla."

"Hanımefendi ziyaretçi veya çalışan kartınız yoksa sizi alamam." Ciddi olanın lafına diğeri, "Her gelen çingeneyi alsak şirket ne hale dönerdi." diye atlayarak ekledi.

"Olum var ya senin ağzını burnunu kıracağım ha-" diyen kız lafının gereğini yerine getirmek için dağınık kıvırcık saçlarını geriye itip kolları sıvayacaktı ki Katsuki bir yandan bıraktığı için yine kaçacak olan asansöre içinden söverek "Bırakın girsin." diye emretti. Güvenlik görevlisi meydan okumadan epey eğlenmişti, bu nedenle biraz üzüldü, üstüne biraz da şaşırdı. İşini düzgün yapan ise sadece iç çekip cam kapıyı ittirdi.

Kendisine kapı tutulması Mina'nın keyfini  yerine getirmişti. Hayali çantasını televizyonda gördüğü gibi büktüğü dirseğinde taşıyarak tintini tintini girdi içeri.

"Şımarma." diye hırladı Katsuki göz devirirken. Etrafta bizilyon tane insan olmayınca daha rahat konuşabiliyordu. "Ne işin var lan burda?"

"Seni takip ettim." dedi Mina bu hiç tanımadığı bir insana söylenecek gayet normal bir şeymiş gibi. "Çünkü ikimiz de aynı şeyi istiyoruz."

Katsuki onu konuşmak için ofisine götürürken, Mina şirketin büyüklüğüne, Yaoyorozu ise patronun peşinden sokaktan kaçırılmış gibi görünen bir kızı sürükleyişine şaşıyordu. Bunun yeni bir yapımcı olmadığına emindi.

Ofise vardıklarında Katsuki, bu sabah yataktan kalktığından beri hayalini kurduğu rahat koltuğuna gömüldü. "Ne istiyormuşuz?" dedi korkutucu olmaya çalışarak.

Oturması rica edilmemesine rağmen Mina siyah deri koltuğa attı kendini. "Eijirou'nun istasyona dönmesini tabii ki."

"Burası doktor ofisi gibi mi duruyor sence?"

"Hayır, ama zengin gibi duruyor. Eijirou iyi olduğunu söyleyip duruyor ama bunu bize masraf çıkarmamak için yaptığını biliyorum. O yüzden dışarıdan birisinin gelip bizim zibidiye bunun aptalca olduğunu, hastaneye gitmesi gerektiğini söylemesi lazım."

Katsuki neredeyse kahkaha atacaktı. Eijirou, düzenini değiştirmesinin neredeyse ana nedeni, garip bir şekilde azıcık da olsa serotonin kaynağıydı ama sabahları düzenli olarak müziğini duymaktan başka bir bağlantısı olmadığı bu kız, gelmiş ondan bir yabancıyı iyileştirmek için yardım istiyordu.

İstasyon İnsanlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin