Son günlerde kafamı meşgul eden düşüncelerin haddi hesabı yoktu.
Psikolojik bunalımlar depresif ilaçlar...Buna çözüm üretemiyor gün geçtikçe eriyordum.Nerden bilebilirdim ki dört yıl boyunca senden uzak olacağımı.
Nerdesin napıyorsundur şimdi kim bilir?
Görürüm umuduyla geçtiğim sokağında her defasında hayal kırıklığı yaşadım.Çiçekli balkonunu, 187 adım olan sokağını ezberledim bu dört yılda.Çok değişmedim aslında. Hiç değişmedim bu dört yılda.Ama kalbim hala sana deli gibi atıyor.
Ara sıra evden atıyorum kendimi dayanmak zor geliyor çünki.
Bünyamin'in yanında alıyorum soluğu.Sağolsun dört yıl boyunca bıkmadan beni dinledi yol gösterdi.Bazen de Bayram'ların kahvesinde sabahlıyorum.Delikanlı çocuk benimle sabahlıyor.Onunda dertleri yetmezmiş gibi böyle zor durumda bırakıyorum. Çok kızarsın belki bunları sana anlatınca ama zerre yolunda gitmiyor hiçbir şey.
Bak yine sokağında buldum kendimi.
Yine balkonuna deli gibi bakıp adımlarımı aklımda tutucam.
Tanrım, hiç bitmez mi bu hikaye?
Dört yıldır nefes alıyorum diye insanlar yaşadığımı zannediyorlar. Ne gülünç değil mi?
Bayram, geçen bir film önermişti özellikle de son sahnesini şiddetle tavsiye etmişti onu izliyicem bu akşam.Belki zaman birazcıkta olsa geçer.Eve varıcam şimdi bir ton dert annem dırdır yapıcak gene
'Nerde kaldın'
'Kimleydin'
'Baban seni öldürecek'
'Zaten hiç derslerine de çalışmıyorsun...'
Bende yine hep aynı yalanları peşin sıra söylüyorum.Diyorum ya değişmiyor hiçbir şey.Hep aynı hikaye.
Eve varır varmaz kapımı kitleyip bilgisayarımı açtım.Kemal bu kadar şiddetle önerdiğine göre kesin izlenilir dedim.
'Cesur Yürek' filmin ismi de baya jantiymiş ha.
Bütün genel filmlerin ve kitapların senaryosu çoğunlukla aşk üzerine kuruluyordu.Izlediğim 'Cesur Yürek'filminde de aşk konusu vardı.Aşk konusunun yanında bir direnişi temsil ediyordu.Ağlaya ağlaya son sahnesine gelebildim ancak.Son sahnesini çok merak ediyordum tam o ara telefonumun çaldığını hissettim.Ulan bırakın da rahat izliyim dedim şu son sahneyi .Ayağa kalkacak takati zor buldum kendimde.Iki cevapsız sesli arama ve bir yeni mesaj gelmişti.Bayram dostumdan bir mesaj vardı:
(Kardeşim,filmin son sahnesinden sana bir mesaj var iyice anla.Iyi geceler)
Telefonu uçuş moduna alıp tekrar bilgisayarın başına oturdum.Içimdeki merak duygusu git gide artıyordu.
1:46:27'
Ve buldum.Bana verilmek istenen msjı buldum.Ingiliz Kralı'nın gelini aşık olduğu, cesur İskoç savaşcısı William Wallace'nin asılmaması için Kral'a boyun eğmesi için son kez hücreye gidip William ile konuşuyor.Onurunu milletini her şey den üstün tutan Wallace kral'a asla boyun eğmeyeceğini bu uğurda ölmeyi göze aldığını belirtiyor.
İngiliz Kraliçesi:
"Ama seni bugün ipe gerecekler ölüceksin ölmeni istemiyorum.."
Wallace:
"Herkes ölür ama herkes gerçekten yaşamaz"
Tanrım ne içime dokundu bu cümle.Dostumun bana vermek istediği mesaj buydu.Yaşıyordum ama ölüydüm ve bunu o da görüyordu .Ölmeden,yaşadım diyebilmeli insan.
En azından ben yaşadım diyebilmeliydim.
Ne olursa olsun onu bulacaktım ve yaşadım diyerek verecektim son nefesimi..Bunu aklımın bir köşesine koymuştum...
Bulacağım seni ne olursa olsun.Hikayeyi bu kez ben değişterecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ HEP AN/TAMAMLANDI
PoetryDünyanın çivisi'ni söküp attım. Duvardaki izleri temizledim. Bembeyaz zambakların suyundan içtim. Dinmeyen fırtınalarla boğuştum. Ve en sonunda şiir durağındaydım. Şiir büyü'dür,büyütür. Kalbinize dokunmak dileğiyle