Alican fabrikadan daha yeni çıkmıştı. Ailesine daha fazla katkıda bulunmak için ek vardiyaya kalmıştı. Fabrikadan çıktığında saat öğlenin 12'siydi. Yol kenarındaki kaldırımın üstünde yürümeye başladı. Hava sıcak olmasına rağmen hastalığı nedeniyle oldukça üşüyordu.
Yürümeye devam ederken rastgele bir mağazanın önünde durdu ve vitrine bakmaya başladı. Burası bir kuyumcu dükkanıydı. Sol üst köşede alıcısını bekleyen yüzük tam da annesinin istediği gibi bir yüzüktü. Dükkanın içine doğru yönelen Alican, kuyumcuya yüzüğün fiyatını sordu. Aldığı cevap karşısında sağ eliyle traşlı yüzünü okşayan Alican, kolay gelsin diyerek dükkandan çıktı.
Eve doğru giderken düşünmeye başladı. Dünya neden bu kadar adaletsizdi? Okumuş ve oldukça fazla maaş alan insanlardan daha fazla çalışıyor, daha fazla emek gösteriyordu ama daha az para alıyordu. Bu düzen neden böyleydi?
Çünkü onlar okumuştu. Doğru ya, onlar okumuştu. Kendisine de belki bir fırsat verilse o da okuyabilirdi. Doğduğunda kendisinden büyük bir kız kardeşi vardı. O kız kardeşi sakat bir şekilde doğmuş ve yatalak bir şekilde hayatını devam ettiriyordu. Babası da o küçükken ölmüştü. Tüm evin yükü Alican küçükken annesinin sırtında kalmıştı.
Alican 12 yaşına gelene kadar çalışan annesi bir hastalık geçirmiş ve o da yatağa düşmüştü. Annesi sakat ya da felçli değildi ama kansere benzer bir hastalığa yakalanmıştı. Doktorlar hastalığını tıp dilinde söylese de anlamayan Alican, annesinin durumunun ağır olduğunu en azından anlıyordu. Küçük yaşta çalışmaya başlamıştı. Hem annesi hem de kız kardeşi yataktaydı ve onlara birinin bakması gerekiyordu. 27 yaşında olan bu genç adam, neredeyse tüm ömrü boyunca böyle çalışacak gibiydi.
Son zamanlarda ülkedeki ekonominin de kötü gidişiyle Alican, fabrikada ek vardiya yapmak zorunda kalıyordu. Tüm gün çalıştıktan sonra eve yorgun argın geliyor ardından da annesi ve kız kardeşine bakmak zorunda kalıyordu. Bundan şikayetçi değildi ama hep böyle küçük işlerde çalışmaktan bezmişti. Bugün gördüğü yüzüğü bile alamıyordu. Eve iyice yaklaşmışken düşündü. Kendisine bir okuma şansı verilmiş miydi? Hayır. Ya da doğduğu anda ona bir seçim şansı sunulmuş muydu? Yine cevap hayırdı.
Eve doğru iyice yaklaşmıştı ama eve girmek istemedi. Geriye doğru tekrardan yürümeye başladı. Kabullenemiyordu bu durumu. Birşeyler yapmalıydı. Şuan evde ne de olsa maaşının yarısını alan bir bakıcı vardı. O kadar para alıyordu madem, 1-2 saat daha ekstradan evde kalsaydı ölmezdi ya.
Yürümeye devam ederken ayakları onu az önce girdiği kuyumcu dükkanına doğru götürdü. Kuyumcunun önünde duran Alican ne yapacağına çoktan karar vermişti. O yüzüğü her ne pahasına olursa olsun buradan alıp gidecekti. Hayatı boyunca hiç hırsızlık yapmamıştı ama bugün durum farklıydı. Uzunca ve güçlü bir nefes aldıktan sonra cebindeki maskeyi kafasına taktı. Akşamları çok fazla üşüdüğü için bu maskeyi yanında tutuyordu. İnsanlar akşam onu gördüklerinde korkuyorlardı ama o kadar üşüyordu ki bu onun için önemsizdi.
Maskesini taktıktan sonra derin bir nefes alarak içeriye girdi. Dükkan sahibi kahvesini yudumlayarak telefonuyla uğraşıyordu. İçeriye maskeli bir şekilde giren adamı görünce kahvesi elinden düştü ve telefonuna döküldü. Karşısındaki adam tepkisiz ve korkusuz görünüyordu. Raftaki yüzükleri işaret ederek cebinden bir ufak poşet çıkardı.
"Şu raftaki tüm yüzükleri poşete doldur hemen. Sakın ters bir hareket yapayım deme."
Kuyumcu söylenenleri onaylayarak yüzükleri hızlıca poşete doldurmaya başladı.
"Tamam yeter. Şimdi poşeti yavaşça bana uzat ve bende sana bir zarar vermeden buradan sakince gideyim."
Adam tekrar söylenenleri başıyla onaylayarak poşeti Alican'a doğru uzattı ve bir anda sağ eliyle yanındaki masanın altındaki silahına doğruldu. Alican bu hamleyi görse de geç kalmıştı. Adamın elindeki poşeti alıp kaçmaya yeltenirken kuyumcu onu omuzundan vurdu. Kurşunun acısıyla bağıran Alican oldukça sinirlendi ve geri dönerek adamın üstüne atladı. Silah ardı ardına ateşleniyor ama kimseye değmiyordu. Alican çıkan silah seslerinden dolayı insanların hemen buraya toplanacağını düşündü ve fazla zamanı kalmadığını farketti. Hemen buradan çıkmalıydı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİRAYET
HorrorŞimdiye kadar hiç okumadığınız bir türde kitap okumak istermiydiniz? Bu kitap sadece bir konu üzerinden değil çeşitli konular üzerinden işlenmiş, hayatın her alanından kesitler ele almıştır. Mevzu bahis kitabımızda bir grup insanın yaşama tutunma ç...