-6-

74 12 13
                                    

Tek yolun sana çıktığı bir çıkmaz sokaktayım.

🖤🖤

Matematik dersinin ortalarında sıkıntıdan önümdeki deftere bir şeyler karalayarak vakit geçirmeye çalışıyordum. Hoca gene derste bir şeye takmış ve her zamanki gibi sınıfı azarlıyordu. Sınıftaki herkes bezmiş bir ifade ile hocayı dinliyormuş gibi yapıyordu. Sonunda Batu'nun canına tak etmiş olacak ki hocanın lafını keserek araya girdi.

"Hocam dersin başından beri aralıksız azarlıyorsunuz. Biz yorulduk siz nasıl yorulmuyorsunuz. Allah aşkına biraz dinlenin." dediğinde tüm sınıf Batu'ya hak vererek kafasını salladı. Hoca bu görüntü karşısında iyice sinirlenmiş olacak ki ters ters herkese bakmaya başladı.

"Saygısızlar." diyerek konuştuktan sonra oturduğu öğretmenler masasından kalkarak sınıftan çıktı.

"Abi ne dedik ki şimdi?" diye şaşkınlıkla konuşan Batu'nun ardından tüm sınıf kahkahayı basmıştı.

"Hoca dersi bıraktığına göre kalk kantine gidelim. Kafamı dağıtmazsam birazdan kulağımdan akacak." diyerek bana dönen Alina'yı onayladıktan sonra oturduğumuz yerden kalktık.

"Selim, Batu kantine gidiyoruz gelsenize." diyerek bizimkilere seslendim.

"Siz gidin biz geliriz arkanızdan." diyen Selim'i onayladıktan sonra Alina ile sınıftan çıktık. Merdivenlere doğru ilerliyorduk ki arkamızdan biri bize seslendi. Arkamı döndüğümde Enis Hoca ile göz göze geldim.

"Nereye kızlar?" diye sorduğunda gayet sert duruyordu. Büyük ihtimalle dersten kaçtığımızı falan düşünmüştü.

"Matematik hocası dersi erken bitirdi bizde kantine iniyorduk." diyerek olayı kısaca açıklayan Alina'ya kafa salladığı sırada Enis Hoca'nın arkasından annem gözüktü.

"Kızlar bir sorun mu var?" diyerek bize doğru konuştuğunda Enis Hoca dönüp arkasına bakmıştı. Tam karşımıza geldiğinde açıklama yapmak için ağzımı açmıştım ki Enis Hoca benden önce lafa girip durumu açıklamıştı. 

"Anladım kızlar. Dikkatli olun." diyerek arkasını dönüp öğretmenler odasına doğru ilerlemeye başladı.

"Hocam annemle aranızda bir sorun mu var?" diyerek sonunda dayanamayıp sordum. Arkasını dönüp annemin gittiği yere baktıktan sonra gözlerime baktı.

"Hayır, yani sanmıyorum. Neyse kızlar sizi tutmayayım." diyerek aynı şekilde o da arkasını dönüp öğretmenler odasına gitti.

"Biri burada az önce ne olduğunu açıklayabilir mi?" diyen Alina'ya omuz silkip merdivenlere doğru yürümeye başladım. Peşimden o da geldiğinde hızlıca kantine indik. 

"Kendimi Sherlock Holmes filminde gibi hissediyorum." diyerek kendini sandalyeye bırakan Alina'yı onaylayarak bende sandalyeye oturdum. Tam sessizliğe odaklanmıştım ki zilin çalması ile birlikte tüm keyfim kaçtı. Kantin daha saniyesinde insan kalabalığı ile dolarken Alina'yı kolundan tutup kaldırdım.

"Kalk burada duracağıma sınıfta dururum daha iyi." diyerek kantinden çıktım. Sınıfa girdiğimiz zaman sınıfta olan curcunayı görünce göz devirmeden edemedim.

Yağmurdan kaçıp doluya tutulmak bu olsa gerek.

Selim karşıma geçip Alina ile ikimizin eline bir kağıt tutuşturdu. Kağıda bakmadan boş gözlerle Selim'e bakmayı sürdürdüğümde konuşmaya başladı.

"Bakma öyle kitap kurdu. Siz gittikten sonra sınıfa nöbetçi öğrenci geldi ve yarın kitap fuarına gezi olduğunu söyledi. E sende kitap okumayı çok sevdiğin için bende hepimize izin kağıdı alayım dedim." diyerek açıklama yaptığında mutluluktan 32 diş gülümsüyordum. Bu seneki kitap fuarına her şekilde gitmek istiyordum ama bu şekilde olması beni daha da mutlu etti. Kollarımı Selim'in boynuna dolayıp teşekkür ettiğimde belimden tutup beni kendinden uzaklaştırdı.

GÜNEŞ RETROSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin