4. BÖLÜM

1K 42 82
                                    

Selamlar...

Bugün nasılsınız?

Yorumlarını ve saygı değer düşüncelerinizi eksik etmezseniz minnettim duyarım.



İyi okumalar;






Yaklaşık 2 ay 2 hafta sonra

Bu ev, daha doğrusu saray yavrusu ve belkide bir saraydı. Bu saraya geldiğim gün hayatım tam anlamıyla değişmişti. Artık şehirli, zengin, İstanbul kızıydım ama bunların hiçbiri umrumda değildi. Oysa artık her şey elimin altındaydı ama bu benim için pek önemli değildi.

Yeni annem, benim gezmem ve kafamın dağılması için alışverişe falan götürürdü. Ama ben pek oralı falan olmazdım.

Bana alışveriş yaparken "Bu olur mu?", "Bunu alalım mı?", "Bunu sevdin mi?" diye sorular sorunca sadece başımı sallıyordum. Zaten başka bir şey yapamıyordum da. Hala sesim yoktu, koskoca iki ay geçmişti ama hala bir yol katedememiştim.

Belki bu nedenle alışverişe falan gitmek umrumda değildi. Evet bu olabilirdi ama şu da olabilirdi; benim için yaptıkları aşırı miktarda harcamalarda olabilirdi de çünkü mahçup oluyordum hemde çok fena...

Düşündükçe farkettim ki her ikiside geçerliydi ama mahçup olma kısmı daha ağır basmaktaydı. Tam anlamıyla.

...

Bu süre zarfında bir çok doktor ve pisklogla tanıştım. Gerekse yurtiçinden olsun, gerekse yurtdışından olsun sonuç hep aynıydı.

Hepsi de Mersin' deki doktorların ve piskloğun dediğini demişlerdi. Bu nedenle haftada bir gün piskloğum Ali Aslan'ın yanına gidiyordum. Ama sonuç tam bir hüsran oluyordu.

Piskloğum Ali Aslan kırk bir yaşındaydı -yani bana söylediği üzere- ve kırlaşmaya başlamış siyah saçlı, koyu kahverengi gözlü, yaklaşık 1.80 boylarında olan zayıf, ince bir adamdı.

Son olarakta benim dilimi anlayan sayılı kişilerden idi çünkü beni hep gülümsetmeyi ve güldürmeyi başarıyordu. Her ne kadar sesim çıkmayıp, hüsrana uğrasamda...

...

Şu ana kadar baya şeye alışmıştım yani öyle sayılırdı. Ama hala Çise Karakuş olmaya alışamamıştım. Çünkü yıllarca Çise Kara'yken şimdi Çise Karakuş'tum...

Aslında yeni ve eski soyadımda pek bir fark yoktu. Bu da işin komik kısmıydı. Selma ve ben neredeyse aynı anda doğmuşuz.

Bizim neredeyse aynı anda doğuşumuz ve isim benzerlikleri yüzünden karışmış olabileceğimizi düşünüyorlardı. Mantıkende başka açıklaması yoktu zaten.

Ayrıca bunca yıl sonra benim Karakuş olmamı sağlayan şey abimin ilik nakli olması gerekmesindenmiş.

İlk önce Selma, yeni abim için kan vermiş. İkisinin de donörleri uyumlu değilmiş. Bu durumun olma olası yüksekmiş zaten. Çünkü tam uyumlu kardeş olabilme %25 -%35 çivarlarındaymış ve bir sürü şey.Asıl bomba daha farklı bir şey.

Kan alınmış ve test yapılmış. Abimin kan grubu O RH+ pozitif iken Selma ise A RH+ pozitifmiş. Bu demek oluyor ki, ikisinden biri ailenin öz çocuğu değil.

Yeni annem ile babam, kanlarının O RH+ pozitif olduğunu söyleyince Selma'nın öz olmadığını anlamış. Ama her ihtimale karşı, yeni aileme DNA testi önermiş.

Ailem bunun başta imkansız olacağını ve Selma'nın onların öz kızları olduğunu söylemiş ve kabul etmemiş.

Bunun üzerinde doktor biraz diretmiş. Arafta kalmış olan yeni ailem ise en sonunda kabul etmiş. Sonucu ise hepimizin bildiği gibi negatif imiş.

ACI VE BENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin