Merhaba arkadaşlar(;
Bugün nasılsınız?
Medya= Nilüfer & Şebnem Ferah- Erkekler Ağlamaz
(Bu şarkıyı seçtim diyerekten önyargı beslemeyin ha.)İyi okumalar(:
ÇAĞIN'DAN
Akşamdan başlıyor,
Kısa bir araba yolculuğundan sonra benim evime gelmiştik. İçeri girdiğimizde izin isteyip, rahat bir şeyler giyinmek için yatak odama gittim. Yatak odamda ki her şey simsiyahtı çünkü benim renklerim yıllar önce teker teker alınmıştı.
Karşı duvarda ki gardirobuma doğru ilerledim. Önünde durdum ve gardirobun kapağını açtım. İlk gördüğüm siyah t-shirtü ve eşofman altını alıp, gardirobun kapağını kapattım.
Yatağıma doğru ilerledim. Yatağımın yanına gelince de elimdeki kıyafetlerimi, yatağımın üzerine bıraktım.
Elim gömleğimin düğmelerine gitti ve teker teker açmaya başladım. Gömleğimi çıkarttım. Gözlerimle vücudumu süzdüm, birçok yara izim vardı. Hepsinin anlamı farklıydı ama çoğu da bana yapılan, ihanetlerin bedeliydi. İşte ben, bu nedenle, siyahtım/kötüydüm çünkü daha çok sevdim, elimden alındı. Güvendim, paramparça oldum. Aşık oldum, kopartıldım...
Düşüncelerimden sıyrılır sıyrılmaz, üstümü değiştirmeye devam ettim. Üstüme t-shirtümü geçirdim ve pantolonumu çıkartıp, eşofman altımı, altıma geçirdim.
Üstümden çıkarttığım kıyafetlerimi elime aldım ve banyoya doğru ilerledim. Banyoya girdiğimde elimdekileri kirli sepetine attım. Ardından da lavabonun önüne geçip, elimi yüzümü yıkadım. Musluğu kapattıktan sonra iki ya da üç dakika boyunca aynadaki kendi aksimle bakıştım. Kafamı aşağıya eğdim ve "Keşke..." dedim, fısıltıyla. Çünkü çok kaybetmiştim...
Başımı kaldırdım ve lavabonun önümden ayrılıp, bir hışımla banyodan çıktım. Nefes alışlarım çok hızlıydı, duygularım ise alt üst olmuştu. Genelde benim yerim de olanlar böyle hissedince ağlarlardı ama ben kaybettiklerim gibi gözyaşlarımıda kaybetmiştim.
Odamın ortasında biraz soluklandıktan sonra odamdan çıktım ve salona vardım. Çise'nin yanını boş olduğunu görünce, yanına oturmak için ilerledim. Aslında diğer yerlerde boştu ama oraya oturmak istemiştim. Çünkü televizyonun açısı, bu koltukta daha iyiydi.
Çise'nin yanına geçip oturdum. Elleriyle oynuyordu ve aniden bakışları beni buldu. Kısa bir süre gözleri gözlerimden ayrılmadı, ben de gözlerimi onun gözlerinden çekmedim. Birkaç saniye sonra ise gözlerini gözlerimden çekti ve yine bakışları elini buldu. Ben ise ellerimi göğsümde birleştirmiş bir şekilde, kapalı olan televizyonu izliyordum.
Doğrusunu söylemek gerekirse, bir süredir aklımı karıştıran bir şeyler vardı. Hâttâ bir kaç aydır olabilir. Ama nedenini hâlâ, ne olduğunu çözemedim. Olsun yakında anlarım...
Deniz, oğuz ve Kerim teker teker gelerek ellerinde ki abur-cubur kaselerini ve içicekleri ortadaki büyük sephanın üzerine koydular. Aslında onların buraya geldiğini, Deniz'in konuşmasından anlamıştım. Abur-cubur kaselerini ve içiceklerini sehpaya koymadan hemen önce.
Herkes koltuklara oturduktan sonra Ensar filmi başlatmak için izin istedi. Ardından da herkesten onaylayan mırıltılar çıkmıştı. Ensar bunun üzerine filmi başlatmıştı.
Film "+18" filmiydi, çok kan vardı ve kesilen insan vücudu gibi şeyleri, her ayrıntısına kadar çekmişlerdi.
Zaman geçtikçe film daha heyecanlı ve daha dehşet verici oluyordu. Belki filmi en az 5 defa izlemiş olabilirim ama her seferinde bana aynı tatta geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACI VE BEN
DiversosBeklenmeden gelen yeni bir aile, Beklenmeden gelen yeni bir hayat, Beklenmeden gelen yeni kişiler, ve Beklenilmeyen Olaylar... _________________________________________ Bu hikaye benim ilk hikayem ve "UMARIM"ım. Umar...