"Yüreğine ya da duygularına bir kez sızan şey ne bastırılır, ne de unutulur."
(s.25)-Andrey Platonov, Dönüş
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(19 Temmuz 2000 -İZMİR /SEFERİHİSAR)
Yazar'dan
İzmir o gün sıradan yaz günlerindeki gibi yine çok sıcaktı.. Sığacıkta'ki yazlık evlerinde 4 yaşındaki Hazal , 10 yaşındaki abisi Onur, doktor annesi Ayşe Hazal Sancak ve savcı babası Mehmet Ali Sancak hep birlikte havuzun keyfini çıkarıyorlardı.
Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Sancak işinde ülkenin en iyilerindendi. Yakın dostu ve son görevinde ona yardım eden savcı Hikmet Yakar ile dev bir uyuşturucu baronunu çökertmiş onun son yılların en büyük cezasını almasını sağlamıştı. Elde ettiği başarıdan sonra uzunca bir tatile çıkmışlardı ailecek. Çocukları aylardır bu tatili bekliyordu. Dünyalar güzeli eşi Ayşe Hazal kocasının yaptığı işi riskli bulsa da daima onunla gurur duymuştu. Aldığı tehditlere, şantajlara rağmen savcıMehmet Ali mesleğinden ödün vermeden korkusuzca suçluların ceza alması için elinden geleni yapardı. Gözü kara bir savcıydı. Nitekim o gün başına gelecekleri bilse mesleğini bile hiç düşünmeden bırakırdı. Ama artık onun ve karısı için çok geçti.
Uyuşturucu baronu İskender Efekan 'nın dışarıda kalan adamlarının bir kısmı yazlık evi ablukaya almışlardı.
Anne ben çok acıktım!
Günün yorgunluğunu havuzda atan Ayşe Hazal:
Oğlum hadi babana git sana bir şeyler hazırlasın!
Ama anne sen gel babam güzel yapamıyor! diye suratını büzdü Onur.
Vay eşek sıpası demek baban yapamıyor he gel buraya sen bakayım!
Onur mutfağa doğru koşup gözden kayboldu.
Mehmet Ali oğlumu korkutma! diye havuzun içinden kocasına bağırdı.
Cilveli bir şekilde ;
Hayatım sen Onur'la Hazal'a bir şeyler hazırlasan da ben biraz güneşlensem?
Tamam güzelim merak etme ben hallederim sen dinlen! deyip mutfağa yöneldi Mehmet Ali. Her zaman çocuklarla karısı ilgilendiği için tatilde en azından biraz dinlenmesini istiyordu.
Ayşe Hazal çocuklarının ve kocasının mutfaktan gelen kahkahalarını dinleyip havuzun içinde kendi kendine gözleri kapalı yüzü güneşe dönük gülümseyerek keyif yapıyordu.
Aniden bir el Ayşe Hazal'ı arkadan önce boğazını sonra ağzını tutup suyun içine soktu. Ayşe Hazal can siparane bir şekilde çırpınmaya başladı. Boğazındaki ve başının üstündeki eli itmeye suyun üstüne çıkmaya çalıştı. Fakat karşısındaki el o kadar güçlüydü ki çabaları bir işe yaramadı. Dakikalarca boğuştu.. çırpındı...Fakat bir süre sonra gücü tükendi.. Kolları iki yanına düştü.. Gözleri suyun içinde çıkan köpüklerin arasında yavaşça kapandı.. Kendini sonsuz bir boşluğa bıraktı...
