FİNAL
Susuyordum. İstediğim şeyler olmuştu. Artık suzy ile sevgiliydim mesela, şuanda arkadaşları ile beraber doğum günü kutlaması yapıyorduk. Herşey istediğim gibi değil mi?
Neden, ama neden eksik hissediyorum. Neden içimde bir boşluk var, neden kalbim korku ile atıyor?
Pişmanlık mı? İki gün önceki olaydan sonra yoongi ile kavga ettik. O halin siniri ile ona ve jungkook a çıkmıştım. İki gündür ikili ile konuşmuyordum. Yoongi ne zaman beni görse kafasını çevirip gidiyordu. Söylediğim sözler ağırdı gerçekrende ama pişmanlığımın sebebini bu olay olduğunu düşünmüyorum.
Pişmanlığım, söylediğim kötü sözler ve o lanet olası elimin o güzel yüze vurmasıda değildi. Pişmanlığım bana o sözleri söyleyip, gözlerindeki kırgınlık ile çekip gittikten sonra peşinden gidemediğimdendi.
Ben o gün suzy i kollarım arasında teselli ettim. Bildiğim üzere Jimin jungkook a herşeyi telefonda anlatıp gitmiş. Yani tekmiş. Nasıldır şimdi acaba?
"taehyung, hadi kalk dans edelim"
Elimi tutup beni kaldırmaya çalışan suzy e sahte bir gülümseme sunup. Kafamı iki yana salladım
"istemiyorum suzy siz dans eğlenin "
"ya taehyung o gün ki olaydan sonra böylesin. O yalancı arkadaşına vurduğun için mi pişmansı yoksa. Farkında mısın? Bana iftira attı o bücür"
"suzy Jimin hakkında düzgün konuş, evet dediği şeyler saçmaydı ama -"
"ama, ama ne taehyung...neyse, lütfen bu günü bozmayalım. Jinyoung un doğum günü ve o benim için önemli biri sende biliyorsun. Dans etmek istemiyorsan etme ama o Jimin denen çocuğuda düşünüp durma"
Yanımda kalkıp jinyoung un yanına gitti. Bende sinir ile kalkıp biraz hava almak için mekandan dışarı çıktım. Her şey çok üst üste geliyordu.
İçerden gelen yüksek ses müzikten kurtulmak için mekana yakın olan parka yürümeye başladım. Burası Busan ın uçsuz yerlerinden biridir.
Parkın oraya geldiğimde. Genelde kimsenin olmadığı parkta bir kişi oturuyordu. Onu umursamadan boş köşelerde birine gittim. Park tepede bir yerdeydi. Güzel bir şehir manzarası vardı. Aslında burayı biliyordum. Busan a ilk taşıdığımız zamanlar yoongi ile buraya gelirdik hep.
Bilmem kaç dakikadır burdayım. Birde hava alıp geri gidecektim. Gözlerimi manzaradan çekip etrafa baktığımda o kişi hala oradaydı. Siyah saçları yüzünü kapatıyordu. Rahatsız olmasın diye bakışlarımı çekecekken esen rüzgar ile saçları savrulup yüzü açılan kişi ile şaşırdım.
Jimin saçlarını geceden de siyaha boyamış.
İçimin titremesi ile birden ayağa kalktım. Birden kalkınca korkudan bana bakmıştı. Göz göze gelince nasıl oldu bilmem ikimizin gözünden de bir damla düştü.
Gözyaşlarını silip ayağa kalkıp yürümeye başladı. Bu sefer duramazdım değil mi?
Hızla peşinden koşup kolunu tuttum.
"jimin, biraz konuşabilir miyiz?... "
Yüzü bana döndüğünde daha deminin aksine göz yaşları çoğalmış, burnunun ucu kızarmıştı.
"... lütfen"
Gözlerini benden çekip kafa salladı. Heyecanlandım. Günlerdir aklımda diyaloglar uçutu.
"jimin ben gerçekten o gün için özür dilerim. Sana vurmak istemedim ama sinirliydim."
"vurmak istemedin ama vurdun. Biliyor musun? Kalbimi yakan bana vuruşu değil. Bana söylediğin sözler. Bunları söylerken istemeden söyleyemezsin zaten dimi"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unrequited Love ~Vmin
Teen Fiction29.04.20- 02.11.20 Okulun popüleri sayılan Taehyung ve ona olan aşkını ilaçlar ile ayakta tutan Jimin Arkadaşı Jungkook için okulun basketbol maçını izleyen jimin o sırada gördüğü kale gülüşe aşık olmuştur. VMİN YOONKOOK