Şarkı dinlerken, gözlerimi kapatıp yatağıma uzanmıştım. Etraf sessizdi, müziğin sesini de kısmıştım biraz. Tam da bu güne kadar yaşadıklarımı düşünmek için uygun ortamı yaratmıştım kendime.
Olayların başlangıcını düşündüm. Ne oldu da bu hale geldim -hatta geldik- diye geçirdim içimden. Büyük şanstı ki biz birbirimizi bulmuştuk, ama başka insanlar da var mıydı ki o tarafta? Eğer varsa ne yapabilirdik? Birlikten kuvvet doğardı, onlarla iş birliği içinde olabilir miydik acaba?
Sadece düşünmek yeterli değildi. Bir yerlere not etsem iyi olur diye düşündüm. Hatta evet ya, her şeyi değil ama, ip ucu olabilecek şeyleri not edebilirdim. Telefondaki not defterimi açıp yazmaya başladım. "Yaklaşık 4 ay önce, masum görünümlü bir rüyayla başladı her şey. Rüyamda hoşlandığım kız vardı: Alyena. Uzun süredir kavgalı olduğumuz için, beynim ters şeyleri öngörmüş olacak ki, gayet normal ve mutluyduk birlikte. Her şey bir anda kötüye gitmeye başladı ve gömüldüm asla kurtulamayacağım bu kabusun içine."
Biraz düşündüm, bunları yazıyorum ama eğer telefonumu birine kaptırırsam ne olur diye. Tüm her şey ortaya çıkardı. Ayrıca, bu sırrın bilinmesi sonumuz olabilirdi. Evet, sonumuz. İkimizin de hayatları birbirine bağlıydı çünkü. "Silsem mi acaba?" dedim kendime. Eğer silersem ve rüyada ölürsem bu arkamda hiçbir kanıt bırakamayacağım anlamına gelirdi.
Tam o sırada, ne yapsam diye düşünürken istemsizce uykuya daldım.
-----------
Kendime geldiğimde Aleyna yerde yatıyordu. Uyanmasını bekledim. Uyandığında da en yakın ara sokağa girdim. O da peşimden geldi tabii. Konuşmamız gerekiyordu, planımı ona anlatmalıydım. Aleyna daha "Ne oldu?" diye sormadan başladım söze. "O kağıtların olayını biliyorsun değil mi? Hah, işte onlar bizi buradan kurta----" derken sözümü kesti. "Bir dakika ya, ne kağıtları?" dedi. "Benim bildiğim yalnızca bir kağıt var.". O an alakasızca aklıma bir şey geldi. Her şeyi açıklığa getirecekti belki de, kim bilir...
Kendimden geçtiğimde gördüğüm şu korkunç adam -yüzünün heryerinden ışık çıkan- bunu işaret ediyor olmalıydı! İlk başta bir anlam verememiştim, ama bu bir şeye işaretti işte. O adam acı çekiyor gibi görünüyordu ve suratından çıkan ışık da ruhu olmalıydı. Kurgularıma göre öyleydi yani. Biz de Aleyna'yla farklı bedenlerdeki aynı ruhları temsil ediyorduk. Ruhlarımız ayrılacaktı. Aleyna özgür kalacaktı! Ben de onu korumak için olduğum bu yerde sonsuzluğa varacaktım işte.
B-Bir dakika. Ben Aleyna'nın kurtulacağını düşünmüştüm, ama belki de ben gidecek ve onu burada yalnız başına bırakacaktım. Bunun olmasına izin veremezdim, vermeyecektim de. O sırada Aleyna'nın "Heey, burda mısııııın?" demesiyle kendime geldim.
"Anlatman gereken bir şeyler var bence" dedi Aleyna. "Ha, doğru! Kağıtlar dedim ben değil mi? O olaydan bahsediyorsun sen." dedim. "Aynen." dedi. "Hadi artık anlat şunu, sabırsızlıktan patlayacağım.". Biraz gülümsedim. "Tamam tamam, sakin ol. Şimdi, ben eve gittiğimde internetten biraz araştırdım bu esrarengiz kağıdı. Bu kağıdın aynısı internette paylaşılmış ve kaynak yakın zamanda yok edilmiş. Bu olaydan sonra bana bir şeyler oldu işte. Yere yığılıp kaldım. Kendimi bir boşlukta buldum. Orada bulduğum kağıtla başka bir kağıt bir araya geliyor ve okunabilir hale geliyorlardı. Kağıtları incelerken bir kuvvet beni çekmeye başladı, ama son bir hamleyle kağıtları almayı başardım. Şuan ikisi de evde, ama incelemeye fırsatım olmadı. Bu bir kaçış yolu olabilir." dedim. Evet, ona kendi parodim olan şu ışık saçan adamdan bahsetmedim. Belki de daha iyi olacaktı böylesi. Bilmemesi, onu kurtuluşa götürebilirdi...
"Vay be! Demek o kağıtlar bizim kaçışımız." dedi. Emin değildim, ama yine de evet dedim. "Evet, öyle.". Kurtaracaktım onu, bunu kafaya koymuştum. Geri dönüşü yoktu artık.
Burada öylece oturup bekleyemezdik, artık neredeyse muhtemel bir kaçışımız olduğuna göre başka ip uçları aramalıydık. "Dağılalım" dedi Aleyna. İlk başta bana da cazip gelse de "Olmaz." dedim. "Birbirimizi kaybetme riskini göze dahi alamam artık. Bir kere kaybettik zaten, onun korkusu ömür boyu yeter bana." diye cevap verdim. Mutlu olmuştu, ona değer verdiğimi biliyordu çünkü. "Tamam." dedi gözleri parlayarak.
Ertafa bakınırken bir ses işittim. Bu bizi yakalamaya çalışan şu mor ceketli şeyin sesine benziyordu. Hatta ta kendisiydi. Adeta rüzgarı anımsatan sesiyle konuşmaya başladı. "Sizi aptallar, hala anlayamadınız mı? BURADAN ÇIKIŞ YOK!" dedi. İlk başta anlayamadım kim olduğunu. "Kim var orada?" diye bağırdım. Aleyna da koşarak tekrar yanıma yaklaşmıştı. Korktuğu belliydi. İyice yanıma sokuldu. Önce ses çıkartmadı, cevap vermedi bana o lanet olası. "Her kimsen çık ortaya!" diye bağırdım tekrar. "Aranıza bir aptal daha eklendi! Birlikte öleceksiniz!" dedi. Ne olduğunu gerçekten anlamamıştım. Aleyna korkudan bembeyaz kesilmişti. Bütün umudu yok olmuş gibiydi. O rüzgar çakması sesinin azalarak yok olduğunu duydum. Arkamda bir patırtı sesiyle irkildim daha sonra.
Arkamı döndüğümde "Aranıza bir aptal daha eklendi!" sözünü anlamıştım. Okulda az da olsa yakın sayılabileceğim arkadaşım olan Yağız tam karşımdaydı. "A-ama Yağız da burada, nasıl olur?!" dedim ve onu kaldırmak için yanına koştum. Hırpalanmış görünüyordu, ama elinde sımsıkı tuttuğu bir şey vardı.
Onu kaldırıp güvenli bir yere götürdük ve ayılmasını bekledik. Aleyna "Kim bu?" diye sordu. "Okuldan bir arkadaşım." dedim. "E biz aynı okuldayız, nasıl oldu da ben hiç görmedim?" diye sordu. "Çok dışarı çıkmaz, biraz asosyal bir tiptir." dedim. "Ayrıca bayağı soğukkanlıdır" diye de ekledim. "İyi olmuş, soğukkanlılığa burada ihtiyacı olacak" dedi umutsuzca.
Her yerde umut kaynağı olan ve etrafa umut saçan ben de bir şey diyemedim. Aramıza yeni birinin eklenmesi ne demekti? Şimdi, buradaki bütün düzen mahvolmuş mu demek oluyordu bu?
Yağız ayıldığında hemen konuşmaya başladı. "Nerede olduğumu biliyorum, bana anlatmayın hiçbir şey. O asosyal diye düşündüğün çocuk dedektifçilik oynuyordu sizin üzerinizde." dedi bana bakarak. Sonra devam etti. "Bakın" dedi ve o sımsıkı tuttuğu şeyi bize gösterdi. O sakladığı şey parlak bir taşmış demek. Biraz sonra konuşmaya başladı yine. "Bu, hayat tılsımımız. Buradaki bütün hayatımız bunlara bağlı. Yani, bunlara bir zarar geldiği veya kırıldığı takdirde onunla birlikte yok olacağız." dedi. Ne söyleyeceğimizi biliyor gibiydi ve bu da bizi ürkütmemiş değildi. Tam "Bizde bunlardan yok." diyecektim ki, yine atladı lafa. "Bunlardan bizde yok demeyin, var. Bu dünyada değil tabii, diğer taraftan onları bulmanız ve daima korumanız gerekiyor." dedi. "Ayrıca buraya geldiğinizde de asla yanınızdan ayırmamalısınız." diye de ekledi.
Aleyna "Peki ya bu taşlar kırılırsa sadece burada mı öleceğiz, yoksa diğer taraftan da mı daimi göçeceğiz?" diye sordu Yağız'a. Yağız önce Aleyna'ya bakarak küçümseyici bir gülümseme attı. Daha sonra "Her iki taraf da sizin için yok olacak" dedi. "Dedim ya, hayat tılsımı."...
Aleyna bir çırpıda kaptı Yağız'ın elindeki tılsımı. "Bu tarafta bütün mutluluğumuzu bozacak ve buranın tüm anatomisini değiştirecek bir kişinin olmaması gerek! Fazlalıklardan kurtulalım!" diye bağırdı. "Düşündüğüm şeyi yapma sakın..." dedim Aleyna'ya. "Artık çok geç. Unuttun mu, burası geri dönüşü olmayan bir bataklık gibi." dedi. O sırada Yağız'ın sessizce yalvarışlarına aldırmıyordu bile. Gözü dönmüştü artık. Ona doğru atıldığımda tam dudağıma bir öpücük kondurdu. Adeta olduğum yere çakıldım. Yanaklarımın kızardığını hissediyordum.
O sırada Yağız "YAPMA!" diye bağırdı, fakat çok geç kalmıştı. Aleyna fırlatmıştı bile tılsımı. Tılsımın yere düşüp parçalanış sesi buraya kadar yankılandı. Yağız son bir kez "HAYIR!" diye bağırdı gözlerinden yaşlar akarken. Bir arkadaşımın gözlerimin önünde kül oluşunu izledim...
Aleyna'ysa tüm soğukkanlılığıyla yanımda dikiliyordu. Biraz sonra bana dönüp "Bunu bizim için yaptım. Sadece biz..." dedi ve sımsıkı sarıldı. Ben de sardım kollarımla onu, bir şey diyemiyordum. Çünkü hoşlandığım insan ikimizden "biz" diye bahsediyordu. Bu rüyadan hiç uyanmak istemiyordum galiba bu seferliğine...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜYA
Science Fiction"Bir rüya ne kadar gerçek olabilir?" "Sizi ne kadar kendi içine hapsedip, geri dönüşü olmayan bir çukura sürükleyebilir?" "Sizi içten içe nasıl yok edebilir?" Belki de, asla bitmeyecek olan bu korkunç rüyanın, iki insanı sonsuza dek birbirine bağla...