1.Bölüm = Kâbuslar

94 50 53
                                    

Bir haftadır olduğu gibi yine nefes nefese kalmış saçları ter içinde ağladığı için gözleri şişmiş bir şekilde uyandı kâbusun dan . Eli titreyerek başına koyduğu sudan birkaç yudum aldı daha sonra kendine gelebilmek adına biraz yatağında oturdu hep aynı kâbusu görüyor sabahsa hep bu şekilde uyanıyordu telefonunu eline aldı ve bir haftadır yaptığı gibi can dostu ve psikoloğu olan Eda'ya anlatmak için aradı bu seferki kâbus daha uzun gelmişti ona .

- Efendim kuşum

- E Eda be ben iyi değilim

- Tamam sakin ol Alev kuşum şimdi gözlerini kapat derin derin nefes al ver

Eda'nın dediği gibi derin nefes alıp verdikten sonra

- Hadi alev kuşum artık anlat bakalım yine aynı kâbus mu ?

Başımı salladım sanki eda beni görebilecekmiş gibi hemen sonrasında onu onaylayan mırıltılar çıkardım

- Tamam şimdi hadi anlatmaya başla bakalım.

- Bu seferki diğerlerinden farklıydı eda ilk defa rüya da olsa birilerinin yüzünü görebilirim inana biliyormusun 8 yaşımdan sonra ilk kez hem kendi yüzümü hemde başkasının yüzünü gördüm . Dedim ve kendimi tutamadım hıçkırarak ağlamaya başladım

- E bu çok iyi bi haber de ! Sen neden ağlıyorsun?

- Bilmem etkilendim herhalde. rüyada bir erkek çocuğuyla yan yana oturmuş televizyon izliyoruz ben ona adını soruyorum cevap vermiyor başka şeyler soruyorum sırf konuşsun diye ama ben ona soru sordukça onun kaşları çatışıyor gözleri doluyor ben bunu görünce bir daha soru sormuyorum . Sonra annem geliyor odaya bize meyve tabağı hazırlamış ben elma dilimini sim siyah giyinmiş olan çocuğa uzatıyorum ama o almıyor yanıma yaklaşıyor ve tabaktan mandalina alıyor . O öyle yapınca yüzüm düşsede onun mandalina ya bakıp gülümsediğini görünce hemen elime bende bir mandalina alıyorum ve onu taklit etmeye başlıyorum ama ben onun gibi gülemiyorum benim gözlerimden yaş geliyor. Sonra yine o kocaman korkunç orman ve yüzü kanlı elinde kanlı bıçak olan bir adam ve hemen yanında yerde kanlar içinde yatan bir kadın. Kadın beni görünce bağırmaya başlıyor "nolur b bana ya yardım et" diyemeden adam elindeki bıçağı kadının tam kalbine saplıyo bana bakarak gülüyo ve üzerime doğru gelince ben koşmaya başlıyorum adamın bacağında küçük bir bıçak var bacağı kanlar içinde topallamasına rağmen benim peşimden gelmeye devam ediyor . Sonra benim ayağım bi dala takılıyor ben yere gülünce adam üzerime gelip ayağındaki bıçağı çıkarıyor o an ağzımdan istemsiz bir çığlık çıksada adam yüzüme bakıp gülümsüyor . Daha sonra bıçağı bana doğru sallayarak beni görmedin, benim yüzümü görmedin, yüzümü unutacaksın diyor tam bıçağı bana batıracak annemin ve babamın bana seslenmesini işitiyorum sesleri çok yakından geliyor . Adam arkasını dönerek uzaklaşmaya başlarken " beni hatırladığın gün senin celladın olmaya geleceğim " diyor ve topallamasına rağmen hızlı adımlarla uzaklaşıyor . Sonrasında ise koşarak annemin yanına gidiyorum ağlayarak ama ne annemin ne babamın nede bir başkasının yüzünü göremiyorum her şeyleri net lakin yüzleri bulanık . Sonrasını biliyorsun zaten eda kuşum bisürü psikolok hoca lakin hiç bir sonuca ulaşamadık .

Dedim daha sonra göz yaşlarımı silip yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirdim

- yine sabah sabah başını şişirdim dimi deyip kıkırdadım

Yalan olduğu beli olan kızgın ses tonuyla

- Bak şimdi bu sözünü hiç duymamış gibi yapacağım . Şimdi kalk ve üzerini giyin geç kalıyorsun

- Neye geç kalıyorum eda

- işe geç kalıyorsun canım hadi kalk bak kovulucaksın yine

- Eda sen uyanamadınmı ben zaten kovuldum ya , patronla sekreteri bastığım gün hani

Kovulma anı

- patron Rıfat beyin istediği dosyaları getirdin mi arşivden Alev

- yok Asuman hanım ama şimdi arşive inip getireceğim

- tamam hızlı ol Rıfat bey gelir birazdan

-peki dedim ve arşive gitim arşiv en alt kata olduğu için asansörü kullandım -1 kata gelince asansörden inip arşiv odasına girdim burası kocaman raflar olan ve o raflarda binlerce dosya olan karanlık bir yerdi . İçeri girince ilk işim ışıkları açmak oldu benim ışıkları açmamla kısık bir çığlık ardından dosyaların yere düşmesiyle içimdeki merak duygusuyla o tarafa yöneldim . Bir kadın ve bir erkek görünce içimden sabır dilenerek tam gidecektim ki kadının daha doğrusu bizim çapkın patronun çekici asistanı begümün

- Bişey yapmayacaksın bizi gördü

- Bizim geniş patron Rıfat beyin ise bizi göremiyor ki o

demesiyle içimden saydırmaya başlamıştım ki kafamda dönen tilkiler buna bi ara vermemi emretti, ve elimdeki telefonu sanki biri beni aramış ve ben onları hiç görmemişim gibi yapıp kamerasını açtım. Biri iki tane çok samimi fotoğraflarını çektikten sonra oradan ayrılıp hiçbir şey olmamış gibi dosyaları aramaya koyuldum. Bulduğum dosyaları kucaklayıp hızla oradan çıktım şimdi tek yapmam gereken bu fotoğrafı iş yerindeki en dedi korucu kişiye yani semaya göstermek . O pislik patron bana kör demenin bedelini ödeyecek. Tamam yüzlerini göremiyor olabilirim ama şirketin sahibi olan Mehmet Bey'in benim rahatsızlığım için taktırdığı yaka kartlarını okuyamayacak kadar kör değilim, veya Rıfat beyin üzerine sırf sigara kokusunu bastırmak için boca etiği o iğrenç kokunun ona ait olduğunu anlamayacak kadar da salak değilim beni böyle görmeleri onların zararına şimdi patronun sekreteriyle kırıştırdığını herkes öğrensin de . Asansörle yukarı çıkmıştım bile dosyaları Rıfat beyin masasına koyduktan sonra ofiste ortak olarak kullandığımız ama en çok ta semanın kullandığı yazıcının yanına gittim. Telefonumla bağlantı kurduktan sonra çektiğim fotoğraflardan iki tanesini bastırıp oraya bıraktım. Daha sonra ne mi oldu tabiki görmesini istediğim kişi fotoğrafları gördüğü gibi tüm şirkete duyurdu Rıfat beye kadar gidince Rıfat denilen öküz de benim olduğumu anladığı için beni kovdu. Onun yüzünden beş aydır işsizim .

- Ee biliyorum tabi alev kuşum ama dün ben burakta kaldım ya o söyledi senin geniş patron kovmuşlar sekreteri Begümü de. Yeni patron gelmiş genç bişeymiş Burak ta senin olayını anlatmış patrona haksız yere kovudu diye yeni patronda merak etim bu kızı gelsin yarın başlasın benim asistanım olarak .

MUTLULUK CELLADI ( Ara Verildi )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin