4.

2.6K 113 15
                                    

Bölüm şarkısı ;Kendimden Hallice & Barış Kocatürk -Soğuk şarap





Ali buraya gelmemi anlamdıramaz şekilde bana bakarken içimden ona sövmekle meşguldüm.Ha birde kaderime. Emre fazla beklemeden konuştu zaten ve beni o sövmeden çekip aldı.

"Hoş geldin de hayırdır?".

Yani tabikide haklılardı burası bir bekar eviydi ve bende dan diye haber vermeden buraya geliyordum.Müsait olmaya da bilirlerdi ama tabiki de bunu Emre'nin yada Mert'in bilmesine gerek yoktu.

"Hoş buldum da gidiyim isterseniz?"

Bi elimlede koridorun sonundaki kapıyı gösterdim.Ben acıyor yemek yapmaya geliyordum ama gördüğüm muameleye bak arkadaş. Yok abi yok bu devirde iyilikte yapmıycan.

"Saçmalama kapımız her zaman açık sana da şaşırdık sadece."

Mert onu yanlış anlamamam için ard arda sıraladığı cümlelere bir gülümseme yolladım.O sırada Ahmet abide gelmişti zaten yanımıza. Benim yerime açıklama yaptı gelir gelmez.

"Markette karşılaştık. İkinci bir yemek zehirlenmesi yaşamamamız için yemek yapmada gönüllü oldu Lin."

Emre ve Mert 'haa' diye anlama sesleri çıkartırken Ali kapının orda ki bana doğru gelmeye başladı. Gözlerini gözlerimden de çekiyordu. Bana upuzun gelen zaman diliminin sonunda yanıma gelip kapının ordan içeriye doğru bağararak  Volkan'ı çağırdı.Bunu yaparkende bi saniye olsun gözlerini gözlerimden ayırmamıştı dediğim gibi ve ben sanırım kalbimev mukayet olamıyorum. Sinirli gibiydide.Buna fazla kafa yormayıp içeriden gelen Volkan'a çevirdim bakışlarımı. Tam ağzını açıp bi şey diycektiki solanun içinde olan bi kapı açıldı bu seferde. Yuh bir evde kaç kişilerdi abi bunlar.

"Bu ne ses amınakoyiyim, napıyosunuz ya şerefsizler?"

Tam arkamı dönüp çıkan kişiye bakacaktım ki birinin kolumdan tutup beni kendine çekmesiyle donup kaldım. Ali kolumdan çekip kafamı göğsüne koymuştu.

Ne?

Şuan çok yakındık..

Saçma bir durum ve yine ben içindeydim. Şaşırmadım. Yıllar sonra burnuma bu kadar yakın gelen kokuyu derincene bi seferliğine içime çektim. Sadece bi sefer ama.

Ellerim şok olmuş biçimde iki yanimda açıktı zaten. Gerçekten böyle birşey beklemiyordum.

Ne yapacağımıda bilmiyordum şuan kafamı kaldırıp güzel bi tokat atarak bu işi sonlandırmak en güzeliydi bu yüzden ellerimi sonunda harekete geçerdim ve ellerimi göğsüne koyup Ali'yi itmeye çalıştım ama Ali'nin başımın üzerinde olan eli beni daha çok kendine bastırdı.

"Rahat dur!"

Tam ne hakla böyle birşey dediğini söyleyecektim ki Ali tekrar konuştu.

"Lan it niye evde çıplak geziyorsun sen?"

Ne olduğunu şimdi anlamıştım. Yüzüm kızarırken bu sefer bi şey yapmadım ve orda kaldım. Burada kalmak şuan için en iyisiydi. Ne hakla hizmet bu işe karıştıysam ben zaten.
Utanmıştım,benim suçumdu zaten buraya gelmek.

"Ne diyon komutan-"

Tahminen o kapıdan çıkan bu cümleyi kurmuştu ve yine tahminen beni fark etmesiylede cümlesi yarıda kesilmişti.Ardından hemen bi kapı kapanma sesi gelmişti zaten.

Ben hala neden burda olduğumu sorgularken Ali'yi uyardım.

"Ali bey. "

Aslında uyarmaya çalıştım çünkü göğsünde bastırılı durduğumdan sesim boğuk ve anlaşılmaz çıkmıştı.

YENİDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin