5| Karakol

1.3K 98 131
                                    

Hinata'nın bozulan moralini düzeltebilmek adına dans etmeye başlamıştık. Yine de hiçbirimiz kendini eğlenmeye veremiyordu, çünkü istemediğimiz bir yerdeydik. Sadece boş kalmayalım diye iki dans edip biraz içiyorduk. Tenten ortalarda gözükmüyordu, İno ise tuvalete gitmiş olmalıydı. Bende koltuğun birine oturmuş parmaklarım arasında tuttuğum kokteyli yudumluyordum. Bizi burada gören insanlar şaşkınlıkla bakıyordu, çünkü bu gruptan birinin partisine ilk gelişimizdi.

Ben düşüncelerime dalıp gitmişken beni kendime getiren koltuğun sağ tarafına birinin oturması oldu. Bu çocuğu hep erkek yurdunun tayfasında görüyordum ama hiç tanışmışlığım yoktu.

"Merhaba, Sakura değil mi?" 

Başımla onu onayladım,

"Bende Lee, Rock Lee."

Uzattığı elini sıktım. Oldukça sıcak bir gülümsemesi vardı, grubundaki diğer çocuklara benzemiyordu.

"Gelmene çok sevindim-Yani gelmenize!" Dediğini panikle düzelttiğinde bu haline gülmeden edemedim. O da gülmeme sevinmiş olacak ki biraz rahatladı. 

"Rahatsız etmiyorum, değil mi?"

"Yo, etmiyorsun." 

Dediklerine hep kısa cevaplar verdiğimden dolayı sohbetimiz ilerlemiyordu. Ama Lee'nin devam ettirme niyeti var gibiydi,

"Seninle tanışmayı hep istemişimdir ama hiç fırsat olmadı... Yani bugüne kadar."

Gülümsedim, "Neden? Merak ettiğin buysa söyleyeyim, pisuar kullanmıyorum."

Bir an afallasa da benim espri yaptığımı anlayınca güldü, "Ah, hayır ona zaten eminim." Dedi tatlı bir dille, "Asıl sebebi karşı sınıfımda olman ve şey... g-güzelli-"

"Güzel olmam mı?" 

Utandığını belli eden bir tınıyla ellerini salladı, "Y-Yanlış anlama! Kötü bir niyetim yok. Ben sadece-"

Sözünü bölen şey koltuğun arkasından atlayarak tam ortamıza oturan kişi olmuştu.

"Eğleniyorsunuz bakıyorum?"

Biraz olsa düzelen ruh halimi yine tepetaklak eden kişiye lanet edercesine baktım.

"Tanışıyor musunuz, Sasuke?" Lee şaşkınca Sasuke'ye sorarken muzip bir gülümseme belirdi dudaklarında,

"Tanışmak? Ah, evet... Aslına bakarsan biz-"

"Kes sesini." Tamamlamasına izin vermeden ortaya atladığımda Lee'nin bakışları daha da merak dolmuştu.

"Nedenmiş, gerçekte neyim olduğunu söylemeyeyim yani?" 

"Senin yerine ben söyleyeyim; ben senin hiçbir şeyinim, sense hiçbir şeyin olmamı bile hak etmeyen bir hiçbir şeysin." 

Lee, "Şey, anlamadım sanırım." diye mırıldandı.

"Boş versene." Kalkıp uzaklaşmaya başladığımda Sasuke'nin arkamdan geldiğini biliyordum. Çünkü beni rahatsız etmeden yaşayamıyordu. 

Bileğimden yakaladığında, "Neden insanlara gerçeği söylemiyorsun?"

Hışımla ona döndüm, "Gerçek bu zaten, Sasuke. Sen ne sanıyordun anlamadım?"

"Hadi ama... zamanında iki ateşli aşık olduğumuzu söylememin bir sakıncası yok bence." Alaycı ifadesini bozmaya asla niyeti yoktu. 

"Kıçımın aşığı... Aşık olsaydık böyle sonlanacağını hiç sanmıyorum."

Tekrar gitmeye yeltendiğimde yine peşime takıldı. Nereye gitsem peşimden geliyordu. Üst kata çıktığımda bile peşimi bırakmamıştı, artık dayanamayıp bağırdım,

deceive the pink flower ¦ sasusakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin