Yine kurtulamadınız benden :D
Eksikleri kapatmak adına devam ettirme kararı aldım. İkinci sezon falan gibi bir şey oldu yani. Şöyle bir 10 bölümlük falan. Eksikliklerden kastım, diğer çiftler ne yaptı ne etti belirsiz oldu yani. böyle bir karar aldım işte öyle :d
Neyse artık oldu bir şey iyi okumalar :*
.................
"Sasuke daha erken diyorum sana, boş ver gidelim."
Bir elini cama yaslamış, parıldayan yüzüğe bakıyordu, "Olmaz kızım, nişanlıyız sonuçta. Bunun bir simgesi olması lazım."
Elinden tutup çekiştirdim onu, "Acelesi yok diyorum!" fakat o beni takmıyor gibiydi. Parmağıyla başka bir yüzüğü işaret etti, "Şu nasıl? Parmağına da yakışır."
Gösterdiği yüzüğe bakmadan kafa salladım, "Evet güzel, hadi yürü," elinden tutup çektiğimde mecburen yürümek zorunda kaldı.
Ellerimizi birbirine geçirip kafamı omzuna yaslayarak yürümeye devam ettim, "Acelesi yok dedikçe diretiyorsun," Saçlarımın arasına öpücük bıraktı, "Ne yapayım, sabırsızlanıyorum işte. Elimde olsa yüzüğü takmadan iki tane çocuk yapacağım."
Güldüm, "Yavaş ol, manyak," kaldırımda yürümeye devam ediyorduk. Neredeyse yaz gelmişti, kış artık sona eriyordu. Buna rağmen üstlerimizde uzun kollu kıyafetler vardı. Havalar çok dengesiz olduğundan ayak uydurması da zordu.
Sevdiğim adamın düğününü basıp aynı gün kendisine de nişanı basalı, üç ay oluyordu.
Hayatım bu üç ay boyunca en güzel zamanlarını geçiyordu. Sevdiğim adamla nişanlıydım, üniversiteye başlamış ve yeni bir sayfa açmıştım, arkadaşlarımdan ayrılmamıştım. Her şey o kadar güzeldi ki bazen bir rüya olmasından korkuyordum.
Sasuke geçen okulda bana asılan bir çocuk gördü diye küplere binmiş, boşta olmadığım belli olsun diye bir yüzük almakta ısrar etmişti.
Bense şu anda gerek olmadığına inanıyordum.
Dolaşmak için dışarı çıkmıştık akşama doğru. Alt alta tuttuğumuz evlerin konumu çok güzeldi. Çevresi kafe, restoran, market ve barlarla dolu işlek bir caddeydi.
Sasuke, Naruto, Neji ve İno'yla aynı üniversiteye gidiyorduk. Geri kalanlarımız ise bu civarlardaki farklı okullara gidiyordu. Bu bir sorun teşkil etmiyordu çünkü nasıl olsa aynı evde kalıyorduk.
Şimdiyse Sasuke ile okulun önündeki kafelerden birine doğru yürüyorduk. İtachi ve karısı İzumi-san ile buluşmak için sözleşmiştik.
İtachi-san iş nedeniyle çocuğunlukla karısı ile beraber yurt dışında oluyordu. İkisi bu sene evlenmişlerdi. İkisini oldukça tatlı buluyordum. Zaten kendisiyle Sasuke ile nişanımızdan sonra ilk defa görüşecektik.
Kafenin önüne geldiğimizde kalabalık mekana giriş yaptık beraber ve gözlerimiz hemen karşı masayı buldu. İkisi oradaydılar. İzumi-san bizi görünce gülümseyip el salladı. Bizde aynı şekilde karşılık verip masaya geçtik.
"İtachi-san, İzumi-san, nasılsınız?" kocaman gülümseyip el sıkıştık.
"Merhaba Sakura," dedi İtachi-san elimi sıkarken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
deceive the pink flower ¦ sasusaku
Hayran KurguBiliyorum güzelliğin bir çiçeğe benzer, biliyorum bir sır gibi güzelsin. Hani anlatılmaz duygular vardır, sevip söyleyemediğimiz. Şiirler vardır unuttuğumuz. Aşina çehreler vardır hani, zaman zaman hatırlayamadığımız. İşte sen o kadar güzelsin...