8| Gözyaşı

1.5K 96 164
                                    

Söylediklerinin ciddiyetini tartmak için durup baktım bir süre. Her zaman ciddi görmeye alışık olduğumuz suratında şakaya dair bir mimik yoktu. Buna rağmen dediklerini şaka olarak algılamıştım, çok uçuk bir şeydi çünkü. İno gür bir kahkaha attığında onunda benim gibi düşündüğünü anladım.

"Geçin dalganızı..." Dedi siniri bozulmuş şekilde. Bunun üstüne Neji, "Oldukça ciddiyim. Biz veya Orochimaru için sorun arz etmez."

Dediğiyle donup kalmışken bir an için onun yerine Tsunade-sama'yı koydum. Ona yurda erkek getireceğimizi söylediğimizi hayal ettim ve hayal bile edilemezdi. Böyle bir şey diyemezdik çünkü.

"Biz kızların erkek yurdunda bulunması ne kadar doğru?" Karin her zamanki gibi soğukkanlı görünse de şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemediği belli oluyordu. Yani en azından biz anlayabiliyorduk.

Sasuke, "Doğru veya değil." diyerek umursamazca omuz silkti. Kızlarla aramızda ufak bir bakışma geçti, ne düşündüğümüzü anlamaya çalışıyorduk. Benim içinse eski sevgilimin yurdunda kalmak çok uzak bir fikirdi, eski sevgiliyi de bırakın erkek yurdunda kalmak uzak bir fikirdi.

"Ne diyorsunuz?"

*

Sonuç olarak şu an Konoha Erkek Yurdunun bahçesindeydik.

Elimde tuttuğum bavulla kıvım kıvım kıvanıyorken koşarak uzaklaşmamak için zor duruyordum. Gözümün önündeki bina bana koca bir dağ gibi gelirken gözlerim tabelasına mıhlanmış kalmıştı. Nasıl böyle bir şey yapabilirim aklım almıyordu ama kendimi sonsuza dek affetmeyecektim.

Ben yakın arkadaş gazından daha tehlikeli bir şey bilmiyorum.

Sasuke iki elimde tuttuğum bavulu çekip alarak omzuna attığında arka tarafa doğru yürümeye başladı, "Orochimaru için sorun olmasa da diğer öğrencilerin görmesi okulda sizin adınıza yanlış anlaşılmalara sebep olabilir. Yangın merdivenlerinden girsek en iyisi."

Onu takip ederken dikkatle etrafı kolaçan ediyordum, dediği gibi başka bir öğrenci görmemeliydi. Yangın merdivenlerine geldiğimizde ikinci katın kapısından koridora girdik. Önümüzde giden Neji, Naruto ve Sasuke'yi takip ederek koridorda yürüyorduk. Bina kız yurdunun aynısı olduğu için pek yabancı gelmemişti bana ama önümüzde üç tane erkek yürümesi bana kız yurdunda olmadığımızı hatırlatıyordu.

Üstünde 'yatakhane 3' yazan kapının önüne geldiğinde Sasuke kapıyı açıp içeri geçti. Ardından çekingen ifadelerle bizler de içeri girdiğimizde içerideki altı erkekte kafasını bize döndü.

"Hassiktir." Yatağın üstünde uzanmış olan beyaz saçlı çocuk bizi görünce hızla doğrulmuş, bir karış açık ağzıyla tek tek hepimizi süzmeye başlamıştı. Bu utancımı ikiye katlarken Sasuke'nin sert bir sesle, "Suigetsu." Diye onu uyarmasıyla adının bu olduğunu öğrenmiştim.

Diğer kızlarda sinip kalmış, birbirimize sırnaşmış etrafa bakıyorduk. Yan yana dizili üç yatak ve karşısında dizili üç yatak, tıpkı bizim yurdumuzda olduğu gibi yerleştirilmişti. Oda açıkçası savaş alanına benziyordu, yatakların her biri dağınık ve yerler kıyafet doluydu. Gözlerim yataklar arasında gezinirken hangisinin Sasuke'nin yatağı olduğunu kolayca anlamıştım. Yastık kılıfı koyu mavi renkteydi ve uçları sarıydı, bu kılıfın ona ait olduğunu biliyordum. Yastığın üzerinde de siyah bir uyku bandı vardı, Sasuke'nin uyku problemleri olduğundan onsuz uyuyamıyordu. Bunları bildiğimden ayırt etmesi kolay olmuştu.

Shikamaru bizi afallamış bir ifadeyle izlerken, Sai olarak bildiğim çocukla yerde oturmuş shogi oynuyordu, "Tamam, burada neler olduğunu sormaya korkuyorum."

deceive the pink flower ¦ sasusakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin