1. YILKI

921 52 318
                                    

Üzerimde yeni bir hikayeye başlamanın heyecanı var. Umarım siz de onları benim kadar çok sever ve anlarsınız.

Keyifli okumalar!

•Lana Del Rey/ This Is What Makes Us Girls

•Teoman-Atiye/ Kal

Sessizliğin insanı yanıltan bir gürültüsü olurdu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Sessizliğin insanı yanıltan bir gürültüsü olurdu.

Hiçbir ses, sessizlikten daha fazla boğamazdı ruhu. İnsan kendi içinde de yavaş yavaş yok olabilir, kimsenin yerini ve zamanını bilmediği cenazesinde kefene sardığı özünü omzunda taşıyabilirdi. Yıllar su gibi akıp giderken içimde kaç kadın boğduğumu, kaç kadına yabancı kaldığımı, kaç kadına öteki durduğumu anlatsam birine, eminim beni anlayamazdı. Ben de anlatmazdım zaten. İçimde öyle derin, öyle büyük bir boşluk vardı ki kimsenin oraya dokunmasını istemiyordum.

Yaralara dokunmak acıtır, acısın istemiyordum. Hissizleşmek, yok olmak istiyordum. Yerimi bilmediğim bu dünyada hiçbir iz bırakmadan kaybolmak istiyordum. Öyle ki gölgem bile geride kalmasın. Kimse mezarıma gelemesin çünkü ben o mezara yirmi yıl önce, doğduğum ilk gün girdim.

Buhar, banyo fayanslarının üzerine sis gibi çökerken kaynar su bedenimi yaktı. Uzun, zülüf siyahı saçlarım çıplak tenime yapışmıştı. Çok fazla vaktim yoktu, birazdan bu evden çekip gidecektim.
Sarhoş bir gecenin ertesi günüydü. Dün gece yine çok içmiş, dans etmiş ve hiç tanımadığım bir adamla kendimi bıçaklar gibi sevişmiştim. Öyle ki adamın dokunduğu her yerden ruhumun kanları akmış, sonsuzluğum koşarak benden uzaklaşmıştı.

Ben bu değildim ama bu kadın olmak istiyordum.

Değersizliğe alışmıştım; sevgiyi, aşkı, iyiliği aramak istemiyordum. Belki de herkese öfkeliydim ama kimseye zarar veremediğim için kendimden intikam alıyordum. Kötünün içinde iyi olduğum için kendimi cezalandırıyordum. Bir de ailemi tabii... Bana kendimi değersiz hissettirdikleri için ailemi cezalandırıyordum.

Bedenimi kirden arındırdıktan sonra dışarı çıktım. Buhar peşimi bırakmamıştı, üşüdüğümü hissettim ama umursamadım. Bu dünyada umursadığım hiçbir şey yoktu. Tenime ve saçlarıma tutunan sular görkemli bir sessizlikle parkeye damlıyordu. Hızlıca giyinmek konusunda uzmanlaşmıştım. Fazla değil, iki dakika içerisinde hazırdım.

Yatakta yüz üstü yatmış adama uzaktan şöyle bir baktım. Daha önce konuştuğum birisi değildi. Siyah saçlı, en fazla yirmi üç sayılabilecek birisiydi. Muhtemelen bizim üniversitedendi ama daha önce onu hiç görmemiştim. Hoş, ben kimsenin suratına uzun uzun bakamazdım. Bağ kurmaktan hep çekinirdim. Hayatta sahip çıktığım tek şey belki de sessizlikti. Ah bir de, iki kız kardeşim vardı ama onların da benden bir farkı yoktu.

YILANIN BAŞI BİZDİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin