Bölüm 1

51.6K 2K 1.9K
                                    

"Vitamız hazırsınız değil mi?"

Başımı onaylar anlamda salladım ama kesinlikle hazır değildim. Omzuma destek amaçlı silik bir dokunuş bırakıp nazik ve sessiz adımlarla odadan çıkmıştı yaşlı omega.

Dişlerimi ısırdığım dudaklarımdan çekip bir hıçkırık bıraktım yalnız olduğum gösterişli odaya.

"Jeon sürüsünün Kralı ve Lideri delta Jeon Jungkook, sürümüzün vitası Park Jimin ile izdivaç gerçekleştirmek istiyor."

(Amk şu üst paragrafa random atıp duruyorsunuz ya kafayı yiyorum kafayı. Arkadaşlar kraliyet döneminde geçiyor olaylar izdivaç diyolardı ne desinler? Anlamını bilmiyorsunuz komik sanıyorsunuz random atıyorsunuz komik bir şey yok? Eski dildeki kelimeleri kullanmadım anlaşılmıyor diye günümüz türkçesiyle yazdım bu kezde o zamanlarda şu kelime var mıydı geçmiş zamanda öyle değil böyle diyolardı diyorsunuz sabıe yarabbi sabır)

İki hafta önce yemek yerken krallığımızın elçisi Kim Taehyung'tan bunu duyduğumda oldukça sakindim aslında, güzeldim, nadirdim, akıllıydım, asil ve becerikliydim. Taliplerim çok olurdu dünyanın diğer ucundan benim için gelir binbir hediyelerle aklımı ve kalbimi almaya çalışırlardı. Ama alışıktık bunlara babamın reddeceğinden emindim.

Ama beklediğim gibi olmamıştı.

Babam onun ismini duyduğu anda annem ile bakışmış bana belli etmese bile soğuk soğuk terlediğine şahit olmuştum. Yine de sakin kalmış. Boğazını temizlemiş ve kesin bir dille "reddedildi" demişti. Belli belirsiz gülümsedim ve yemeğime devam ettim ailemin tedirgin olduğunu görebiliyordum ama çok sorgulamamıştım hatrı sayılır bir sürüydük bir şeyler için zorlanmazdık. Büyük ihtimalle sürü lideri olduğu için tedirgin olmuşlardı, genelde veliaht prensler talip olurlardı. Yaşlı bunak kendine göre birini bulmalıydı.

Jeon sürüsünün elçisi Kim Namjoon burda olduğunu belli etmek için hafifçe yerinde kıpırdandı.

"Lider Jeon reddetme hakkı sunmadı"

O an bir şeylerin farklı olduğunu anlamıştım. Annem titreyen elleriyle kadehi masaya bırakıp alfa babamın elini tuttu.

"Bu görüşmeyi erteliyoruz" dedi babam sesini duygudan arındırarak, şaşırarak başımı kaldırdım reddetmiştik işte ertelemekte ne demek oluyordu?

Elçi Namjoon kendini beğenmiş bir sırıtma koydu yüzüne "elinizi çabuk tutsanız iyi olur Lider Jeon beklemekten hiç hoşlanmaz"

Ve bundan sonra her şey bir anda gerçekleşmişti. Sürümüze yaptırım uygulanmaya başlamıştı, anlaşmalı olduğumuz krallıklar bir bir sözleşmelerini feshetmişti, sınır kapılarımızdaki şövalyeler suikasta kurban gitmişti güneş açınca şövalyelerimizi kalbinde JJ kazınmış hançerlerle buluyorduk. Bizi savunmasız kılmaya çalışıyorlardı, ekinlerimiz sabah olana kadar bir şekilde sökülmüş oluyordu halk çoktan isyan etmeye başlamıştı. Babam güçlü durmaya çalışsada çaresizliğini görebiliyordum.

"Tamam" demiştim ağlayarak annem ve babam her ne kadar üzgün olsada biliyorlardıki başka çareleri yoktu. Sonrası dahada ani gerçekleşmişti.

Elçi Taehyung onayladığımızı haber vermek için gittikten sonraki sabah yine elçimizle ve beni almak için gelen bir orduyla karşılaşmıştık. Hiçbir hazırlığımız yoktu, sözleşmemiz yoktu kendisi bile zahmet edip gelmemişti beni almaya. Ağlayarak aynı zamanda eşyalarımı hazırlamaya giderken ne ara bu hale geldiğimi düşünüyordum. Babam hem omzumu sıkıyor hemde panikle hazır olmadığımızı söylüyordu.

"Hazırlığa gerek yok yalnızca Jeon Jimin'i alacağız ve tekrar yola çıkacağız"

Jeon Jimin?

Otoriter sesi duyduğumda konuşan kişiye döndüm, ordunun komutanı olduğu belliydi kısa boyluydu ama baskın bir alfa olduğu metrelerce öteden belli olurdu. Bu alfa kadını tanıyordum. Kim Jennie herkesin hayran olduğu her savaştan zaferle ayrılan suikastçı ve savaşçıydı onu kendi krallığımızın ordusuna katmak için çok uğraşmıştık ama her krallık gibi bizide reddetmişti.

JİKOOK/HİGHERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin