4.BÖLÜM

110 20 2
                                    


Babam son model arabasının şöför koltuğunda 32 diş anneme gülerken annem de yanındaki yolcu koltuğunda ona sırıtarak bakıyordu. Bir an sanki yıllarca mutluymuş gibi sevinerek onları izlesem de, büyük bir utançla bakışlarımı telefonuma yönelttim. Şebnem Ferah- Sigara şarkısını açıp bir an önce evime gelebilmek içimden dua ettim. Eve vardığımızda ani bir hışımla kapıyı açıp kendimi dışarı attım. Ve son kez arkamı dönüp o 'mutlu aile tablosu'na baktım. Arkamdan gelmemelerini diledim ve gelmediler. Annem "Tatlım babanla biraz gezmeyi planlıyoruz akşama evde olacağız. Seni ararım." dedi. Yüzlerine bile bakmadan arkadan başımı onaylarcasına salladım.

Eve gidip soğuk bir duşa girdim. Kaç saattir buradayım bilmiyorum ama ani bir korkuyla düşünmeye başladım. Öldüğünü düşünmek istediğim babam yıllar sonra karşıma çıktı. Bu da yetmezmiş gibi bir yıldır annem ile konuştuğunu öğrendim. Bana hiç bir şey söylemeyen bir de annem var. Ne hoş değil mi? Aslında şu an hiçte iyi hissetmiyorum. Belki iyi hissetmem gerekiyordur sonuçta annem ile babam barıştı. Ama kendimi kandırılmış ve eline oyuncak bir bebek verip kandırıldığını hissetmemesi için yıllardır oyalandırılan bir çocukmuş gibi hissediyorum. Belki de  burada oturup onlara yıllardır beni bir malmışım gibi hissettirdiklerinden dolayı intikam planları yapabilirim ya da dikkat çekmeden hayatlarından siktir olup giderim ve o güzel mutlu hayatlarını bozmazdım. İkincisi daha doğru olmalı kesinlikle. En iyisi güzel bir bara gidip her şeyi unutana kadar içmeli ve eskiden bana yanlış gelen-hala öyle geliyor- şeyleri yapmalıydım. Hemen suyu kapatıp bir  havluya sarıldım.

Saçlarımı kurutup bir maşayla dalgalandırdım. Dolabımı açıp en iddialı kıyafetlere baktım. Nedense bu gece ne olacaksa olsun istiyordum belki de pişman olacaktım ama istediğim tek şey her şeyi unutmak, unutana kadar içmek. Açıklığından ve fazla dekoltesinden dolayı hiç giymediğim hatta etiketi üstünde kalan kıyafetlerimin hepsini kucaklayıp yatağıma attım. İçlerinden bordo rengi taş desenli sırtı tamamen açık ve boyu ise çamaşırlamın bittiği yerdeydi. Nedensizce bu kıyafeti giymek istedim ardından krem rengi bir topuklu ayakkabı giyip koyu bir göz makyajı yaptım. Hayatımda hiç bir kere bile ruj sürmemiş bir insan olarak annemin bana doğum günümde aldığı makyaj setindeki koyu kırmızı ruju alıp sürdüm. Bu gece her şey farklı olmalıydı öyle değil mi? 

Telefonumu bile almayı istemiyordum ama belki gerek olur diye krem rengi küçük el çantamı alıp içine bir miktar para ve telefonumu koydum. Telefonumu aldıysam sesi kısık olmalıydı. O yüzden hemen telefonumu sessize aldım ve merdivenlerden aşağı indim. Merdivenlerin bitiminde tam karşı da bir boy aynası vardı. Açıkcası şu halime bakmak istemedim ama gözlerim  kaçamakta olsa bir an aynaya baktı. Aman Allahım! Bu ben miyim diye bağırdım kimsesiz evde. Bacaklarım öyle çok gözüküyordu ki gittiğim yerde oturabileceğimi bile düşünmüyordum. Bu gece kimi cezalandırıyordum farkında değildim ama annem ile babama olan öfkem gözlerimden taşacakcasına soğuk bir ifadeyle bakıyordu. Ardından aynaya bakmayı kesip evden çıktım arabamı garajdan alacağım için üstüme kısacık bir palto almıştım Allah'tan. Bu halde sitedeki kimseye gözükmeye niyetim yoktu taa ki Kemal Amca'yı garajda görene kadar. Hiç görmemiş gibi yapıp koşar adımlarla arabama binip hızla sahile sürdüm. Lanet olsun ki şu ana kadar bir kez bile bara gitmediğim için hiç bir bar adresini bilmiyordum. Telefonumu çıkarıp internete baktığımda biraz ileride bir bar olduğuna öğrendiğimde; sevindim öbür yandan endişelendim.

Arabadan inmeden korkak bir şekilde bara bakarken bir yanım 'geri git yat evine gir depresyonuna' dese de ben 'hadi kızım buraya kadar geldin gir şuraya ve bitir şu işi' diyen tarafı seçtim. Bir dakika ne işiydi bu ne saçmalıyordum ben gene? İyice polisiye filmlerine bağladım diye söylendim içimden.  

GAP LİFEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin