Hiç itiraz etmeden Mert'in dolabımdan seçtiği dizlerimin iki santim üstünde streç dar askılı siyah elbisemle şu an Mert'in arabasında kıpırdanıyorum. Dayanamayıp, annemin dolabından gizlice aldığımız kırmızı yedi santim topuklu rugan ayakkabıları ayağımdan çıkardım. Yüzüme masum bir ifade yerleştirip Mert'e döndüm. Tek kaşını kaldırmış ne yaptığımı sorgular gibi bir ifade ile bana bakıyordu.
"Hayatında hiç topuklu giymemiş biri olarak fazla dayandım zaten."
"Ah, beni şaşırtmıyorsun. İçeride kimseyle göz teması kurma Derin. Sarhoş olursam ve beni görürsen taksiye bin ve eve git. Tamam?"
"Okay."
Dişlerini gösterip sırıttı. Aslında gayet tatlı olduğunu kabul etmeliydim. Bembeyaz sıralı dişler insanı ayrı bir tatlı yapıyordu ve sanırım Mert bu kapsamın içinde en baş sırayı tutuyordu. Aynı Yıldızın Altında filmindeki diyaloğu kurmak istemişimdir hep, birisiyle. Yarı ingilizce yarı türkçe olsada oldu. Bunu düşününce sebepsiz sırıttım.
"Derin inecek misin?"
"Ha..evet." etrafıma baktığımda bir barın önünde değildik. Ara sokaklara benzeyen bir yerdik. Şaşırmış gözlerimi ona çevirdim.
"Evet burası değil. Yürüyeceğiz."
Başımı yukarı aşağı sakladıktan sonra ayakkabılarımı ayağıma geçirip arabadan indim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAP LİFE
OverigMerhaba ben Berra Nar, 15 yaşındayım. İstanbulda oturuyorum. Bir konuda uyarayım sizi 'Gap Life' boş hayat anlamına geliyor, yani ben o anlamında yazdım farklı türlü anlamayın mağaza adı gibisinden. Herkese çok teşekkürlerimi iletiyorum buradan, İyi...