SAYISIZ MASKE
BİRİNCİ SAVAŞ: LAVANTALAR ÖLDÜĞÜNDE
ᛝzihnimin derinliklerinde yaşayan küçük şeytanlara...
Kendimi tanıdığıma inanırdım ve bu, hayattaki en büyük yanılgımdı.
Aynalar kırılırdı gözlerimin önünde, onlarca cam kırığının içine hapsolurdu suretim lakin yine de benliğimi tek bir parçaya sığdırırdım. Sert rüzgârlar yalnızca dokunup geçecek diye düşünürken omuzlarıma dökülmeye başlardı saçlarım. Kirpiklerim çaresizce eğilirdi yanaklarıma, susardım.
Umutlarımı unutmayı öğretmişti bana bu dünya lakin hâlâ umarsızca nekroza uğramış ruhumun iyileşeceğini sanırdım.
Ellerime korku içinde bakıp avuçlarımdaki kesiklerin derinliklerine yerleşen alevleri izlerken kendime ne kadar yabancı kaldığımı anladım. Parmaklarımın titreyişine mâni olamadığım gibi acının üzerini de örtemiyordum. Rengi kararmaya başlamış kanın içinde öyle bir ateş yanıyordu ki sanki Tartarus sayfalardan sıyrılıp tenimin altına doluyordu. Belki de yorgundum sadece ancak geçit vermiyordu zihnim tek bir saniye için bile dinlenmeme. Gözlerimi kapatsam geceye, yıldızlar takılıyordu düşlerime.
En nihayetinde zamanın acı bir zehre döndüğü bir gün uyudum ancak hiç uyanamadım. Yürüdükçe eskidi adımlarım, yıprandıkça daha çok koştum. Asla dönmeyeceğimi söyleyerek ayrıldığım o karanlık diyara hep daha büyük bir güçle defalarca savruldum. Pas tuttu benliğime kapanmış maskeler, üzerime yağmurlar yağdıkça boğuldum. O kadar çok hikâye duydum ki ikinci dünyamın içinde, sonunda kendimi unuttum uçurumun dibinde.
Sonra bir kıvılcım bıraktım lavantaların kapladığı gölgeler bahçesine ve yanışımızı izledim.
Bir gün tekrar doğabilme umudumuz olsun diye.
❅
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavantalar Öldüğünde
Science FictionÇocukluğundan beri hayatını kontrol eden mental sorunlarla aldığı her nefeste mücadele etmekte olan Eylül, bir gün zihninde duyduğu sesler ile kendisinden başka kimsenin göremediği kişilerin aslında basit bir sanrıdan ibaret olmadığını öğrenir. Kend...