ON SEKİZİNCİ BÖLÜM
"PANZEHİR."bölüm şarkıları:
sanders bohlke - the weight of us.
balmorhea - remembrance.
❅
"Affetmemi gerektirecek bir şey olduğunu sanmıyorum."Sesim düşündüğümden daha üzgün çıkınca duygularımın belli olmasından çekinip bir adım geri giderken Kuzey'in gözlerine bakmak daha da zor bir hale geldi benim için. Bakışlarım ona dokunduğunda kalbimin farklı bir şekilde atmaya başladığı doğruydu lakin daha fazlası yoktu. Belki masaların olduğu taraftan yükselen neşeli melodilerin etkisiyle heyecana bürünmüştü yüreğim yahut gerçekten yavaşça değişiyordu hislerim, bilemiyordum. Hayatım öyle büyük bir karmaşaya dönüşmüştü ki adlandıramadığım binlerce his barınıyordu içimde.
"Sahiden böyle mi düşünüyorsun? Onca karmaşık yolu birlikte yürümemize, zayıf olmaktan korkmadan birbirimizin yanındayken defalarca gardımızı düşürmemize, sana anahtarım olduğunu ispat edip istediğin sürece yanında olacağımı söylememe rağmen sana karşı dürüst davranmadığım için bana kızgın değil misin?"
"Öfkeli olmadığımı söylemedim," derken nemlenmiş yorgun gözlerinin içine baktım. Aklıma partide yaşadıklarımız geldiğinde damarlarımdaki kan hiddetten kaynıyordu lakin aramızdaki bağı ve kendi hayatlarımızı düşününce böyle hissetmemin doğru olmadığını düşünmeye başlıyordum. İki dikenli tel arasında sıkışmış gibiydim.
"Sana kızdığımı saklayacak değilim ancak benden bunu sakladığın için sana darılmaya hakkım var mı? Beste'nin senin için ne kadar değerli olduğunu biliyorum Kuzey, yüzüğü hâlâ boynunda taşıyorsan da bu yalnızca seni ilgilendirir, benim ne düşündüğümün bir önemi yok."
Düşünceli bir şekilde yüzümde gezindi Kuzey'in gözleri fakat aralanan dudakları arasından tek bir kelime dahi dökülmedi. Usulca eğilip yere düşen tacı aldı ve saçlarımın üzerine bırakıp kaşıma doğru eğilen tutamı kulağımın arkasına itti nazikçe. Dudaklarını birbirine bastırıp tekrar geri çekildiği sırada "Benim için var," diye fısıldadı.
Ona tekrar itiraz etmeye hazırlanıyordum ki hemen yanımızdan gelen sesler ile irkildim ve konuşmamız Ratka Hanım'ın bizlere seslenişi ile bölünmüş oldu. "Demek buradasınız!" derken yanımızda durdu ve elindeki kadehi hafifçe kaldırırken "Herkes kadeh kaldırmak için seni bekliyor Eylül," diye ekledi hızlıca. Bunun üzerine Kuzey "Üzgünüm anne, herkesin içinde konuşmak doğru olmayacağı için Eylül'ü biraz alıkoydum," deyip yürümeye başladı, annesi başıyla onayladı onu yalnızca ve biz de onu takip ettik sonra.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavantalar Öldüğünde
Science FictionÇocukluğundan beri hayatını kontrol eden mental sorunlarla aldığı her nefeste mücadele etmekte olan Eylül, bir gün zihninde duyduğu sesler ile kendisinden başka kimsenin göremediği kişilerin aslında basit bir sanrıdan ibaret olmadığını öğrenir. Kend...