ON DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
"KIRIK ANAHTAR."bölüm şarkıları:
danger silent - 9909.
safetysuit - anywhere but here.
❅
Mert'in ağabeyi yavaş adımlarla kardeşinin yanına doğru yürürken gözlerini yüzümden bir an için bile çekmedi. Başını oynatıp kardeşini onayladıktan sonra hafifçe gülümseyince ışıklar saçıldı açık mavi gözlerine ve yara izi hafifçe titrerken "Sonunda tekrar karşılaştık," dedi bana hitaben. Beni tanımasına şaşırdığım için kelimeler dilimin ucundan kayıp koldu kelimeler, konuşamadım. Kuzey yaklaşıp yanımda durdu bunun üzerine ve Mert de kapıya doğru bakıp "Tanıştırayım, ağabeyim Baha," derken takdim edercesine ağabeyini işaret etti eliyle."Sanırım Eylül, sen daha önce onunla tanışmıştın."
Bu sözler üzerine Kuzey'in meraklı gözleri aceleyle bana yöneldi ancak bunu fark ettiğim gibi ondan kaçıp doğruca karşıma baktım ve "Tanışmak diyemem, yalnızca karşılaşmıştık," dedim kısaca. Geceleri odasının duvarına vurarak bazı kelimeleri haykırdığı anlar gözümün önüne gelince istemsizce gözlerimi kırpıştırdım hızlıca lakin silinmediler kolaylıkla.
"Kontrast'tayken odalarımız yan yanaydı."
"Adolesan servisi, 205 numara," diyerek kendi kendine mırıldandığında yamuk bir tebessüm yerleşti Baha'nın yüzüne.
"Ve senin de... 204'tü, değil mi?"
Onu onayladığımda dudakları arasından kısa bir kahkaha yayıldı bu kez ve tek elini siyah pantolonunun cebine sıkıştırdı.
"Dörtle ilgili bir takıntın vardı, oradan hatırlıyorum."
Böyle bir detayı hatırladığı, dahası bunu nasıl bildiğini anlayamadığım için bütün bedenim ani bir öfke dalgası altında ezilmeye başladı. Kanıma sızan korku onu öyle güçlü bir şekilde dalgalandırmıştı ki sanki damarlarıma sığmıyorlardı. Tek gözüm usulca seğirince bakışlarımı ondan kaçırıp "Buraya geçmişim hakkında konuşmaya gelmedim," dedim.
"Günlüğümü alıp gideceğim."
Bu cümleyi duyunca Mert bir şey söylememe izin vermeden birkaç adım atıp sehpanın üzerindeki defteri aldı. Dişlerimi sıkarak ona baktım, o ise hiddetimi görmezden gelerek elindeki ona aitmişçesine rahat bir tavırla "Bunun o kadar kolay olacağını sanmıyorum," diye cevap verdi.
Günlüğümü bana vermesi için onu ikna etmeye çalışacaktım ki beklenmedik bir şekilde Kuzey onlara doğru bir adım atıp "Bu konuda söz hakkınız olduğuna gerçekten inanıyor musunuz?" diye sordu. Sesi daha önce hiç tanık olmadığım kadar sert çıkmıştı, neredeyse benden daha öfkeli olduğuna inanacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavantalar Öldüğünde
Science-FictionÇocukluğundan beri hayatını kontrol eden mental sorunlarla aldığı her nefeste mücadele etmekte olan Eylül, bir gün zihninde duyduğu sesler ile kendisinden başka kimsenin göremediği kişilerin aslında basit bir sanrıdan ibaret olmadığını öğrenir. Kend...