Bölüm 1

26K 552 30
                                    

"Ankara"

Ben Rengin. Doğduğum andan beri hiç yoksulluk görmemiş biriyim. Baba lafından nefret ediyorum. Hayır bizi bu şehre mahkum ettiği için değil. Hiçbir zaman bana ve anneme saygı göstermediği için. Şuan nerede miyim? Hiçbir fikrim yok, günlerdir aynı soruyu ben kendime soruyorum. Bu duvarlar arasında saatler geçmiyor da, susmuyor da. Annem içeride hala bir umut avukatlarla görüşse de imzaladığı belgenin acısını çekiyor şuan. En baştan alalım mı?

-2 hafta önce-

İstanbulu seviyorum. Geniş çevremide. Sevgilim ama aynı zamanda en yakın dostum gördüğüm Ardayıda. Kayahan holdingin tek varisiyim ben. 5-6 yıla kalmaz benim elimde olacak herşey. Okulun ilk günündeyiz. Şoförüm Suat amca beni kolejin önüne getirdiğinde indim arabadan. Yüzünün asık olduğunu ve bana anlam veremediğim şekilde baktığını farketmiştim. Birşeyi olduğu kesindi. Camı açtığını duydum. Ve bana seslendi

"Kızım. Seni 17 yıldır tanıyorum, hakkını helal et. Yolun açık olsun. Dikkat et kendine. "

"Suat amca ne oluyor? Yoksa istifamı ediyorsun. Neden? Babammı kovdu yoksa seni? Eğer öyleyse ben konuşurum."

Zil sesi duyulunca, başını iki yana salladı ve tekrar camı kapattı. Arabanın motor sesini duydum. Uzaklaştı yavaşca. Pek aklıma takmadım. Akşam hallederdim nasıl olsa. Sınıfıma doğru yürürken Müdür ve aynı zamanda da öğretmenimiz Kerem Hoca beni kolidorda karşıladı.

"Günaydın hocam."

dedim içten bir gülümsemeyle. Mutluydum, 3 aydır görmediğim arkadaşlarımı ve okulu özlemiştim.

"Günaydın kızım. Annen birazdan burada olur sen geç sınıfına ilk dersi dinle sonra çağıracağım seni yanıma güzelim."

kırgınca gülümseyip saçlarımı karıştırdı. Gitti. Bende sınıfıma döndüm. Sınıfımı mı değiştireceklerdi acaba? Annem çok huzursuzdu arkadaşlarımdan çünkü. Sürekli söylenirdi''Arkadaşların senin hayatını kurtarmıyacak Rengin çalışmassan ne olacak?'' çok saçmaydı. Ne olabilirdiki en fazla? Pek istemesem de babamın şirketine sahip durumdaydım. Henüz reşit olmasam da. Sınıfa girer girmez Arda sarıldı bana sımsıkı. Görende yıllardır ayrıyız sanır. Ama haklı 3 aydır yurt dışındaydı. Bizde öyle.

"Çok özlemişim seni."

dedi beni iyice sıkarken. Gülümsedim. Onu seviyordum, ama arkadaş yönünden daha baskılıydı.

"Ben daha çok."

yanağına minik bir öpücük kondurdum. Burnumu sıktı. Yalandan yüzümü düşürdüm.

"Ne oldu?"

"Galiba sınıfım değişecekmiş."

dudaklarımı sarkıtmış sırama geçmiştim.

"Bu mu sorun bebeğim? Hangi sınıfsa abim beni aynı sınıfa yönlendirir merak etme. Seni yanlız bırakacağımı mı düşündün?"

Gülümsedim. Evet abisi Kerem hocaydı. Aynı zamanda da okulun ortağı. Derse Almanca hocamız Şennur hoca girince pür dikkat onu dinlemeye başladım. Çok severdim onu. Bu yüzden dersinide. Bu gün ilk gün olduğu için sadece sene sonuna kadar olan performanslarımızı dağıtacakmış. Ve grupları belirleyecekmiş. Oturup Ardanın neler yaptığını dinlemeye başladım. Sıra bize geldiğinde birlikte yapmak istediğimizi belirtircesine.

Acımasız KralHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin