5

138 29 4
                                    

Günler hızlıca geçerken yeni bir iş bulup çalışmaya başlamıştım.Arkadaşım her zamanki gibi Ten'i bahane edip onun yüzünden paraya ihtiyacım olduğunu söylese bile buna kulak asmıyordum.

Arkadaşım da benim gibi Ten hakkında her şeyi biliyordu.Ona artık beni duymaya başladığını söylediğimde gerçekten mutlu olduğu yüzünden okunuyordu.

Bir çiçekçi dükkanında çiçeklerle ilgilenip satış yapıyordum,çok bir iş yoktu ama yine de geçinecek kadar da kazanıyordum.Tek sıkıntı evden eskisinden daha fazla uzakta kalmamdı.Ten'in bensiz ne yaptığını merak ediyordum,onu görmek istiyordum,yine beraber bir şeyler becermek istiyordum.Ama tek yapabildiğim ben evde yokken kör ve sağır birine televizyonu açıp gitmek oluyordu.

Bu yüzden bu akşam eğlenmeye karar vermiştim.Onu lunaparka götürecektim.Hem ben de hayatım boyunca hiç gitmemiştim.Kız arkadaşlarım çok gitmek istese de bana hep çocukça geliyordu.Ama şimdi ruhen çocuk biriyle gidecektim.

İşten alelacele ayrılıp koşar adımlarla eve gittikten sonra kapının açılma sesiyle Ten içeriden başını bana doğru çevirdi.Ona selam verip ellerimi yıkamaya gittim.Odamdan getirdiğim ceketle beraber Ten'in yanına döndüm ve ceketi giymesi için uzattım.Elleriyle ne olduğunu anlamaya çalıştı ve iki ayda edindiği kazanımlarla ceketi giymeyi başardı.Adeta her şeyi öğrensin diye ona sürekli pratik yaptırıyordum saçma sapan.Ama sonuç veriyordu.

Uzun bir yoldan sonra eğlence parkına gelebilmiştik.Arabayı yakın bir yere park edip akşamın serinliğiyle arabadan indim ve Ten'in de inmesi için yardım ettim.Onu daha önce dışarı çıkarmamıştım iki aydır evdeydi.Korkuyordum çünkü.Daha ben bile ne olduğunu,ne yapacağımı bilemezken başına bir şey gelmesinden korkuyordum.Ama şimdi ikimiz de birbirimize kısa bir sürede uyum sağlamıştık.Yüzüme çarpan soğuk rüzgar ve kahkahayla karışık çığlıklar beni rahatsız ederken yanımda Ten'in olduğunu bilmek ise her şeyden daha iyi hissettiriyordu.

Girişte bulunan gişeden birkaç bilet aldıktan sonra basit aletlere binmeyi tercih etmiştim bu yüzden ilk dönme dolaba doğru gittik.Karşılıklı oturduktan sonra ona buranın nasıl gözüktüğünü,şu an neye bindiğimizi ve yıldızların ne kadar güzel olduğundan bahsediyordum.Karşımda böyle biri dururken yıldızların güzelliğinden bahsetmek bir anlam içeriyorsa tabi.

Dönme dolapta daha fazla bir şey konuşmadan indik ve atlı karıncalara doğru yöneldik.Onu içinden en sağlam bulduğum bir arabaya oturtturduktan sonra neye bindiğime bakmadan bir yere oturdum.Etrafta bize bakan insanlara aldırış etmeden.
Şu an burayı nasıl hissettiğini bilmek isterdim ama hiçbir şey belli değildi.Yine de mutlu olduğunu hissedebiliyordum.
Ve insanlar da bize acı tatlı bir gülümseme sunuyordu.

Yanımız çocuklarla doluşup atlı karıncada dönmeye başlamışken atın kafasından çıkan demire ellerimi kenetleyip başımı koydum.Kesinlikle elimdeki paranın sonunu burada getiriyordum ve maaş günüme kadar uzun bir süre vardı.Artık yalvar yakar iş veren teyzeden maaşımı erken ödemesi için ayaklarına kapanacaktım.Aklımda nasıl geçineceğimin planlarını kurarken çoktan atlı karıncanın bittiğini anlamamıştım bu yüzden hemen kendimi toparlayıp Ten ile birlikte atlı karıncadan indik.

Birkaç önemsiz bir şeylere daha binip parkın dışındaki oturma alanlarına doğru yavaş yavaş yürümeye başlamıştık.''Ah,yoruldum.''Birkaç adım daha atıp soğuk çimlerin üzerine çökerken Ten'in de elini tutup oturmasını sağlamıştım.Tesadüfen oturduğum yerde gökyüzünün oldukça güzel bir manzarası olduğunu fark etmiştim ama hiçbir manzara yanımda duran çocuk gibi güzel olamazdı.

''Pamuk şeker aldım.''Ten'i oradan oraya sürüklerken ve nasıl hissettiğini bilmezken kendimi kötü hissedip pamuk şeker almıştım.
Elimdeki paketi açıp,küçük bir parça koparıp Ten'in ağzına doğru uzattım.Parmaklarımla beraber pamuk şekeri dudaklarının arasına alırken konuştum.''Benden tatlı olmasın ama tadı çok güzeldir.''Dudaklarına yapışan şekeri yalarken kesinlikle beğendiğini söyleyebilirdim.''Seni puşt ağzının tadını biliyorsun.''
Pamuk şekerden hiçbir ısırık alamadan küçük küçük bölüp kendi ellerimle ona yedirdikten sonra ellerimi silip bakışlarımı gökyüzüne çevirdim.
Uzun zamandır dış dünyaya dair hiçbir şey bilmeyen biriyle yaşıyordum ya da ben öyle sanıyorum.Ne kim olduğunu ne de adını biliyorum.Ama sanki hep bunu beklermişçesine bu duruma oldukça kolay alışmıştım ve yanımda olması beni mutlu kılıyordu.
Mutluydum,tek taraflı da olsa mutluydum.

Uzun bir sessizlik olduktan sonra ellerimi geriye doğru atıp ağırlığımı kollarıma verirken konuştum.''Yıldızlar çok güzel.Görebilmeni isterdim.''Kendi güzelliğini.
''En son sevgilimle yıldızları izlemiştim.''Aklıma birden eski sevgilimle karşılıklı sohbet içerisinde bulunduğumuz anlar gelirken kesinlikle o anın şu anın yanında hiçbir özelliği olmadığını anlamıştım.

''Yıldızlar çok güzel,sen de öyle.''İlk defa içimden ona karşı düşündüğüm sözcükleri dışarıya vurmuşken sanki beni çok iyi anlamışçasına başını bana doğru çevirdi ve dudaklarını araladı.

''Ç-çok güzel.''

The Riot | taeten |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin