Taksi ! [BxB]

1. Karışık Gece

" İyi günler Beyaz Barlar sokağına taksi gönderebilir misiniz acaba?"

Elimin altından neredeyse kayıp düşecek olan İnci'yi daha sıkı tutmaya çalışıp bana hiçbir yardımı dokunmayan Orçun'a döndüm. Bara gelişimizden sadece bir saat sonra İnci'yi kaybetmiştik ve Orçun hâlâ uçkurunun peşinden koştuğu için artık yorulmuştum.
Hem taksi çağırıp hem çantaları tutup hem de İnci ile ilgilenemezdim.
Robot değildim sonuçta.

"Gel lan buraya bir işe yara artık!"

Orçun dışında herkes üstüne alınırken telefona geri döndüm.
Telefonun ucundaki adam da alınmıştı üstüne.

"Ne biçim adam çağırıyorsun lan?
Yok sana taksi maksi."

Gözlerimi büyüterek elimdeki çantaları en sonunda yere düşürmemi engelleyemezken konuşmama zaman kalmadan telefonun kapanma sesi kulağımı doldurmuştu.

Sinir katsayımı azaltmak için dişlediğim dolgun dudaklarımı serbest bıraktım.
İnci'yi yere oturtup boynumu kütlettim ve İnci'nin kalın çantasını elime aldım.

Artık sinirimi tatlı bir şekilde çıkarma vaktiydi.
Usulca Orçun ve benden daha sarı saçları olan yürüyen plastiğin yanına ilerledim.
Bu gece bu kızı değil başka bir şeyi alacaktı.

Elimdeki kırmızı renkli parlak çantayı kafasına müthiş bir sesle geçirdiğim gibi elindeki telefon yeri boylamıştı.

"Ben burada çok yönlü robot gibi oradan oraya koşturuyorum!"

Yerdeki telefonu hızlıca alıp korku dolu nefesiyle incelerken tekrar geçirdim kafasına çantayı.
Dışarıdan nasıl görünüyorduk bilmiyordum ama İnci'nin umrunda bile değildi.
Gerçi kız kendinde bile değildi ki.

Salak salak konuşup etrafındakilere gülüyordu ve bir şey yapmazsak iyice rezil olabilirdi.

"Sen hâlâ kendine girecek garaj bulma peşindesin!
Ama bu sefer o garaj sen olacaksın araba ben olacağım!"

Eliyle kendini savunmaya aldı.

O sırada platin sarısı çoktan bu ortamdan sıyrılmıştı.
Korkmasına gerek yoktu ama o nereden bilebilirdi ki, ben de böyle görsem deli herhalde derdim büyük ihtimal.

"Sana inanamıyorum Toprak. Gül gibi kızı kaçırdım!"

Kendimi daha fazla tutamayıp sinirle bağırdım.
Evimde komedi filmi izleyerek geçirebileceğim minnoş haftasonu tatilimi bu boşlara verdiğim için pişman olmuştum.

Bu sabah İnci'nin gidip görmek istiyorum demesiyle başlamıştı her şey.
Orçun da buralara hakim olduğu için kabul etmişti.
Ben de İnci saftır, oralarda yerler ve bu mal anlamaz diye gelmiştim.
Lakin İnci benden dişli, Orçun da her zamankinden daha azgın çıkmıştı.
Çünkü hepimiz vize haftasından yeni kurtulan masum üniversitelilerdik.

"Sikeceğim artık!
Kalk ve İnci'yi tut. Yarım saattir ben tutuyorum."

Gözlerini devirerek İnci'nin yanına yöneldi.
Ben de telefonumu tekrar çıkartıp taksiciyi aradım.
Adam üstüne alınıp suratıma kapattığı için eve gidemiyorduk.
Ve şerefsiz Orçun sağolsun.