29. Seni Seviyoru(m)

11.9K 765 181
                                    

" İçme suyu istiyordun değil mi?"

Sırıtarak kapıyı açarken o da bana ayak uyduruyordu.
İkimiz de su içmek için gelmediğini çok iyi biliyorduk.
Kapıyı açıp içeri girince o da ayakkabılarını çıkardı ve kapıyı kapattı.

Şu an aşağıdan yukarıya titriyordum.
Korkudan değildi tabii ki.
Olacakların heyecanındandı.

" Bence bu taktiği gayet iyi biliyorsun Toprak.
Su içmeye gelmedim."

Yaramaz ve hınzır biçimde ona baktım.
Yarın ise uyumadan gidecekti ama sorun değildi.
Bir kereden bir şey olmazdı.

"Ne içmeye geldin?"

Üstüme doğru gelirken sıcaklamıştım.
Gözlerinin koyuluğu benim içime işliyordu ve nefesim hızlanmıştı.
Şimdiden baştan çıkmıştım işte.

"Sence?"

Elini hızla belime atıp kendine çekince anında ellerimi göğsüne koydum.
Gamzelerini birkaç saniye izleyip gözlerine döndüm.

Hipnotize olmuş gibi dudaklarımı izleyişi tebessüm etmeme neden olmuştu.
İlk güne gider gibi oldum. 

"Senin dolgun dudaklara zaafın vardı değil mi?"

Belimdeki elleri iyice sıkılaşıp kaçmamı imkansız hale getirdi ve daha çok yaklaşıp burnunu burnuma sürttü.
Sanki kaçacaktım.

"Hayır, benim Toprağın dudaklarına zaafım vardı."

Elimi yanağına koyup okşarken gözleri kapandı.
Sağ elmacık kemiğinin üstünde oyalanıp inceledim.

"Acıyor mu?"

Gülümsedi ve dudaklarıma kısa öpücük kondurup geri çekildi.

"Kalbim kadar değil."

"Ben seni incitmek istemedim."

Tekrar öpücük kondurup geri çekildi ve kafasını salladı.

"Ben de seni incitmek istemedim."

Gülümseyerek dudaklarına yapıştım ve ellerimi boynuna götürdüm.
Beni memnuniyetle kabul ederek daha sert davranınca dudaklarının arasına doğru inlemiştim.

Beni geri geri odama adımlatırken hâlâ dudaklarının tadını alma çabasındaydım.
Deli gibi özlemiştim.
Üstümdeki tişörtü çıkarıp tebessümle atleti de çıkarırken ilk sevişmemiz aklıma takılıp duruyordu.

Kollarımı tekrar doladım ve yavaşça uzandık.
Boynum en sonunda istediği izlerine kavuşurken saçlarını tutup kendime bastırdım.
Aşina olduğum nane kokusu burnuma dolmuştu yine.
Elleri ile beni delirtiyordu yine.

Kucağına oturup birbirimizi tamamlarken yine deli gibi adını sayıklıyordum.
Sırtı izlerimle tekrar buluşurken daha da çok bağırdım çünkü hemen bulmuştu o noktayı.

"O- orası!
Orası Sayraç!"

Tenlerimizin çarpış sesleri hızlanıp kulaklarıma güzel bir melodi gibi dolarken sözleri beni daha da zevke yaklaştırmıştı.
Gözlerim karardığı için hiçbir şey göremiyordum ama aynı zamanda her şeyi görebiliyordum.

Taksi ! [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin