Yol bir türlü açılmıyordu. Saatine baktı. Sözleştikleri saati çoktan geçiyordu. Arabayı yan caddeye sürerek trafik az olan bir yol bulmaya çalıştı ama nafile idi. Ara sokaklardan girerek sonunda buluşmak için sözleştikleri otele varabildi. Otoparkta kolay yer bulduğuna şaşırdı. Ancak asansördeyken arabanın arka koltuğuna bıraktığı malzemeleri almayı unuttuğunu fark edince oflayıp geri döndü. Arabayı bulması yine uzun sürdü. Prezervatif gibi malzemelerin olduğu küçük poşeti alıp asansöre yönelirken "Ando çok kızmaz geç kaldığım için umarım." diye umdu. Bu iş için epey araştırma yapmıştı. Canını yakmak istemediği için en kaliteli, en konforlu prezervatif ve jel markasını seçmişti. Otellerde bulunan ucuz markalara güvenemezdi.
Otelin lobisine girdiğinde lobideki büyük salonda tüm aile fertlerinin felekten gece çaldığını görünce şok oldu. Tüm aile lobideki barda eğleniyordu. Bir koltukta Ando'yu dedesi ile Yamato arasında otururken gördü. Korumalarından ikisi çakır keyif olmuş kol kola dans ederken birisi Eita'yı görüp "Eita-sama! Bu sürpriz partiyi düzenlemeniz harika oldu!" dedi. Eita kalabalığa hayal kırıklığına uğramış vaziyette "Böyle bir parti düzenlediğimi hatırlamıyorum." dedi. Yamato yerinden kalkıp yanına geldi. Kıs kıs gülerek "Telefonda beraber güzel bir gece geçirelim." dediğini duyunca ailecek parti vermek istediğini düşünüp geri kalan işleri ben ayarladım." dedi. Eita sinirden kuduruyordu.
Çalar saatin sesine uyandı. Oflayarak öbür yanına döndü. Çalar saatin alarmını kapatarak yatağına oturdu. Gözlerini ovuştururken "Şerefsiz Yamato! Rüyamda bile huzur vermedin bana." dedi. Psikolojisi nasıl bir hale gelmişse artık rüyalarında Ando ile ilgili prezervatif görmekten öteye gidemiyordu. "Nasıl bir sapığa dönüştüysem..." diye söylenerek yataktan kalktı. Gördüğü şeylerin rüyada olması Yamato'nun dayak yemesine engel olmayacaktı.
...
Ando, geceyi dışarıda geçireceği için kendisine ufak bir çanta hazırlamıştı. Sabah son kez kontrol etti. Eita'ya nerede buluşacaklarına dair mesaj atacaktı ki Eita'dan hazırsa kendisini almaya geldiğini söyleyen bir mesaj gördü. Telaşla dışarı fırladı. Eita gerçekten de evin önüne kadar gelmişti. Daha normal bir araba ile gelmiş olsa da ailesinden kimsenin görmediğine emin olmak için etrafına acele ile bakıp arabaya hızlı bir şekilde bindi. Eita "Günaydın." dedi gülümseyerek. Hasmının evinin önüne kadar gelmiş bir yakuza patronu gibi davranmıyordu. Ando "Sana da günaydın. Hadi gidelim." dedi acele ile. Hala etrafına bakıyordu. Panik olmuş halini zevkle izleyen Eita "Gidelim gitmesine de bir günaydın öpücüğü yok mu?" dedi. Ando, Eita'ya doğru dönüp "Üç saniye içinde arabayı çalıştırmazsan ineceğim." dedi. Eita gülerek "Tamam tamam!" dedi.
Ando tehlikeyi atlattığına kanaat getirdikten sonra "Ee, nereye gidiyoruz?" diye sordu. Eita kırmızı ışıkta durdu. Gülümsemesini kesmeden "Her zaman sen saklayacak değilsin. Bu kez de ben söylemiyorum." dedi. Ando ona gözlerini kısıp baktı. Bir taraftan da göz ucu ile kırmızı ışığın kalan süresini izliyordu. Son üç saniye kala Eita'nın üzerine dönüp yanağına bir öpücük kondurdu. Donup kalmış Eita'yı yeşil yanınca hareket etmesi için arkada kornaya basan şoförler bile uyandıramadı. Ando muzip bir gülümseme ile "Yeşil ışık yandı." dedi. Eita gaza bastı.
Ando şehir dışına çıkacaklarını tahmin ediyordu. Eita'nın şehrin kuzey çıkışına doğru ilerlemesi tahminlerinin doğru olduğunu düşündürdü. Aralarında açık açık konuşmamışlarsa da Eita'nın "Hafta sonunu birlikte geçirelim." cümlesinden kastının "O işi yapalım artık." olduğunu biliyordu. Eita'nın nasıl bir planı olduğunu bilmese de şehir dışında bir otele gideceklerini tahmin ediyordu. Bunun için de epey hazırlık yapmıştı.
Öğlene doğru dağlık bir kasabaya geldiler. Ando bu küçük kasabada ne yapacakları hakkında en ufak bir bilgisi yoktu. Eita arabayı yol kenarında bir yere durdurup Ando'dan kendisini biraz beklemesini rica etti. Birkaç dakika sonra da elinde kocaman bir çiçek buketi ile geri döndü. Ando çiçek buketini görünce şaşırdı. Öncelikle kendisine alındığını sandı. Ancak Eita çiçek buketini kendisine vermek yerine arka koltuğa bıraktı. Ando anlam veremedi. Boşuna heyecan yaptığını düşünüp utandı. Kalas beyinli bir yakuzadan hoş bir şey beklemenin hata olduğunu düşünüp suratını astı. Ando'nun somurtuşunu görmezlikten gelen Eita arabayı çalıştırarak on dakika kadar daha sürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüzgarın Çiçekle Dansı
RomanceBirisi doğuştan yetenekli ama bir o kadar da sıra dışı tarzı olan genç bir yakuza patronu... Diğeri gizemli bir geçmişe sahip zeki bir evlatlık... Fumikaze Ailesi'nin kontrolündeki bölgelerden birisinde aile fertlerinin Sakurai Ailesi tarafından sal...